AĞUSTOS KONUĞU
Odama bir an giren uçucu bir böcek
Aridan irice, kanatlari renkli-
Dolasti bir süre, vizildamadan.
Sonra bulup yolunu pencerenin
Çikip gitti
Bir öykü çeviriyordum Çehov’dan
Masamda bira bardagi
Odam, kitaplarim, olagan dünyam-
Tül perdede agustos isinlari
Tanik oldu yasamima
Bu uçucu böcek, sadece bir an
Çikip gitti sonra
Tipki yasamima bir an katilan
Sonra yitip giden bir sevgili gibi
AKSAMÜSTÜ BIR KAHVEDE
Aksamüstü bir kahvede
Bira içtim birkaç bardak
Gazeteden yoruldukça
Gelip geçene bakarak
Kahvenin müsterileri
Içerdeydi daha fazla
Camli terasta idim ben
Çikinti yapan sokaga
Sevimsiz bir kocakari
Torununu azarladi
Bir köpek geldi içerden
Camdan disariya bakti
Salinarak geçip gitti
Genç bir anne çocuguyla
Kasketli iki müsteri
Bir sey konustu patronla
Biraz sonra geldi köpek
Bakti yine ayni yere
Tiras edilmis yüzünde
Kederle ve ciddiyetle
Kocakari torununu
Azarladi bir kez daha
Karisti iki kasketli
Aksamin issizligina
Köpek yine gelip bakti
Camdan ve hep ayni yere
Yüzünde ayni ciddiyet
Ve gözlerinde kederle
Kocakari içkisini
Bitirmis olmaliydi ki
Çikip gitti torunuyla
Biri bir kahve söyledi
Az önceki anne çocuk
Döndüler elde ekmekle
Köpek yine gelip bakti
Camdan ve hep ayni yere
Bakiyor birkaç saniye
Içeriye dönüyor ve
Geliyordu çok geçmeden
Bakmak için ayni yere
Koyulasirken gitgide
Usul ve yumusak aksam
Egildim ben de yavasça
Baktim köpegin ardindan
Uzuyordu bombus sokak
Gelip giden azalmisti
Parketmis birkaç araba
Ve aksamin issizligi
Egilip bir daha baktim
Belirgin hiçbir sey yoktu
Köpek ise arada bir
Gelip bakip dönüyordu
Ben de bu notlari aldim
Bir siir yazarim diye
Yasamin anlamsizligi
Ve ciddiyeti üstüne
ANNEM YOK ARTIK
Annem yok artik. Beni düsünen kalbi yok. Bitti.
Umutsuz olmak istemiyorum.
Umutsuzlugun bir çikar yol olmadigini biliyorum.
Annem yok artik, yeryüzü çok gördü onu,
Kalabaligin arasinda kus gibi çirpinan varligini
Çok gördü
Dalgin yüregini çok gördü
Bizim için çarpan, kaygilarla dolu yüregini.
Annem yok artik. Bu kesin. Gelinecek bir yere gitmedi.
Iste geldim çocuklar demeyecek
Nasilsin yavrum demeyecek
Sobanin yaninda oturup uzatmayacak yorgun ayaklarini,
Sabah kahvaltilarinin masasi olmayacak artik,
Yine gel demeyecek,
Çikarken ben kapidan,çikip karanliga karisirken
Yeni bir dönemi basladi ömrümün,
Annemin olmadigi dönemi,
Onu yüregimin üstüne nasil bastirmak
Istedigimi bilemeyecek artik.
Gençlik dönemleri birsey anlatmiyor bana,
Aklimda hep son dönemlerinin annemi
Hayatim sürüp gidecek,annem olmadan,
Çocuklarim oldugunda onlara annemi anlatabilecegim
Sadece.
Fotograflarina bakacaklar,
Ufarak,biraz mahsunca bir kadin
Küçücük tozlu pabuçlariyla merdivenleri tirmanip
Kapimi açip girmeyecek
Yüregi dopdolu, trafikten insanlardan saskin,
Kocasina siginan biraz bütün fotograflarinda
Hayatim rüzgar gibi akip geçiyor,
Ugultulu bir rüzgar gibi akip geçiyor hayatim...
ANNEM YOK ARTIK - 2
Anne diyemeyecegim artik bir baskasina,
Sesimin anneme seslenirkenki tonuyla
Tatil dönüslerinde annemin ugrayacagim evi yok,
Beni seven birileri olacak mi yine de
Gidip kosulsuz uzanacagim bir yatak,
Saçlarimi oksayacak bir el
Ama ben anneme de bütün bütüne
Birakamadim kendimi
Saçlarimi oksarken,yorulur simdi
Birakir simdi diye düsünürdüm
Ve çilginca yaramaz,beyni bos
Denecek kadar yaramaz,
Ve hastalikli denecek kadar duyarlikli
Bir çocuktum çocuklugumda
Dizlerine oturdugum birgün,indim utanarak,
Kisa pantolonumdan firlayan
Ve bana artik büyümüs gelen dizlerimle
Oysa ilkokul ikide ya var ya yoktum daha
O zaman tanidim sonsuz genis caddelerini Kars’in,
Sonsuz genis gögünü ve o zamanlardan kaldi
Yüregimde sonsuz bir uçurum duygusu
Annem hiçbir zaman bilmedi bunlari
Yüregi büyümüs bir çocuktum ben
Gizli gizli ne kadar çok agladim
Bir gün ölecegini düsünerek onun
Annem yok artik,
Onun yüregindeki ben de yokum,
Yani annemle tanimlanan ben de öldüm onunla
Simdi,
Yeni bir tanima alistirmaliyim kendimi,
Simdi ,
Ben kendimi düsünmezken bile
Kim düsünür beni...
ANNEM YOK ARTIK - 3
Umutsuz olmamak gerektigini biliyorum,
Bu acimasiz gecede
Yazgi diye birsey yok
Içinde yasadigimiz bu toplum öldürdü annemi
Çarpintilarla hirpalanan yüregi
Dayanamayip parçalandi sonunda
Simdi toprak dolar gözlerine,
Artik istese de kimildayamaz,
Yokluk esir aldi onu
Bagladi ellerini,kollarini sessizlik,
Çaresiz bile degil artik
Bir çocuk gibi korunmasiz,
Karisti bin yilin ölüsüne
Ama onun umutlari
Benim de umutlarim olacak bundan böyle,
Çaresizleri korurken
Annemi de korumus olacagim biraz
O diledigince yasayamadi ömrünü,
Varligini özgürce gelistiremedi
Ama bütün insanlar,
Varliklarini özgürce gelistirecekler birgün
Ve annemi hiçbir zaman unutmayacagim
Her ölüm kahramancadir,
Annem hepimizden önce yasadi
Bu kahramanligi
Eyy benim yüregim,güç ver bana
Eyy hayat güç ver bana
Anneme yarasan siirler söyleyim
Bosuna yasamis olmasin o,
Sonsuzlassin
Içten,pürüzsüz dizelerimle...
ANNEM YOK ARTIK - 4
Nasil aci duyarsa bir magara adami,
Nasil çikarsa ölçüsüz haykirislar girtlagindan
Öyle bagirayim ben de,sonsuzlassin yüregim,
Bütün insanlara sevgiler tasiyacak kadar
Ve öylesine güzellessin ki her sey,
Öylesine erisin ki yumusak bir isikta
Öylesine bilgileseyim,
Öylesine sevgiyle dolsun ki kalbim,
Ölürken annemleseyim
Biliyorum var olmaz bir daha yok olan seyler
Umurumda degil
Biçim degistirdigi maddenin,
Ruh diye birsey de yok
Ama gizli sevgiler bulunup çikarilirsa
Yüreklerinden insanlarin
Çikarilirsa karanligindan unutusun
Yasanmis olan seyler
Ve tek bir insan yüregi gibi çarparsa
Bir günlük insanlik,
Hiçbir sey yok olmamis olacaktir,
Dönüserek sonsuz,büyük ve
Bütün zamanlari birlestiren bir sevgiye...
ASK
Hayatin hiziyla yasadik o aski
Hersey bir anda basladi
Yasandi
Ve bitti...
Yan yana gidip de bir süre
Ayri yönlerde uzaklasan
Iki tren gibi
ASK IKI KISILIKTIR
Degisir yönü rüzgarin
Solar ansizin yapraklar;
Sasirir yolunu denizde gemi
Bosuna bir liman arar;
Gülüsü bir yabancinin
Çalmistir senden sevdigini;
Içinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yasanan tek basina,
Ask, iki kisiliktir.
Bir ani bile kalmamistir
Geceler boyu sevismelerden
Binlerce yil uzaktadir
Binlerce kez dokundugun ten;
Yazabilecegin siirler
Çoktan yazilip bitmistir;
Ölümdür yasanan tek basina.
Ask, iki kisiliktir
Avutmaz olur artik
Seni bildigin sarkilar;
Bosanir keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçari kusu sevdanin
Alip basini gitmistir;
Ölümdür yasanan tek basina.
Ask, iki kisiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece
Tüketilmis ve düsmüs gözden;
Düslerinde bir çocuk hiçkirir
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek basina yasamaz sevdasini,
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kus yalniz degildir;
Ölümdür yasanan tek basina,
Ask, iki kisiliktir.
AYRILAN
Aski doguran sey nedir;
O yakinligi, iki can arasinda?
Ve kopus ne zaman baslar?
Ne zaman biter bir sevda?
Bir kurt gibi içten içe
Gelisip büyür çürüme
Bir an gelir ki ayni mekandasinizdir
Ayri duygusal zamanlarda...
BAHAR SIIRI
Bu sabah mutluluga aç pencereni
Bir güzel arin dünkü kederinden
Bahar geldi bahar geldi günesin dogdugu yerden
Çocugum uzat ellerini
Su güzelim bulut gözlü buzagiyi
Duy böyle kosturan sevinci
Dinle nasil telas telas çarpiyor
Toprak ananin kalbi
Söyle yanibasima çimenlere uzan
Kulak ver gümbürtüsüne dünyanin
Baharin gençligin ve askin
Türküsünü söyliyelim bir agizdan
BEBEKLERIN ULUSU YOK
Ilk kez yurdumdan uzakta yasadim bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Baslarini tutuslari ayni
Bakarken gözlerinde ayni merak
Aglarken ayni seslerin tonu
Bebekler çiçegi insanligimizin
Güllerin en hasi, en goncasi
Sarisin bir isik parçasi kimi
Kimi kapkara üzüm tanesi
Babalar çikarmayin onlari akildan
Analar koruyun bebeklerinizi
Susturun susturun söyletmeyin
Savastan yikimdan söz ederse biri
Birakalim sevdayla büyüsünler
Serpilip gelissinler fidan gibi
Senin benim hiç kimsenin degil
Bütün bir yeryüzünündür onlar
Bütün insanligin gözbebegi
lk kez yurdumdan uzakta yasadim bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Bebekler, çiçegi insanligimizin
Ve gelecegimizin biricik umudu...
BELLUM OMNIUM CANTRA OMNES
„Insan insanin
Kurdudur“ diyor
Bir düsünür
Ve ekliyor:
“Bellum omnium cantra omnes”
Yani
Yatkindir savasa
Birbiriyle herkes...
Su sonuç çikar
Bu saptamadan:
Dogasi geregi
Savasçidir insan...
Dogruluk payi
Var mi bu görüste?
Yanlislik var mi?
Varsa nerde?...
Insan insanin
Kurduydu belki
Gerçek kurttan
Yokken farki...
Onu kurttan
Ayiran özellik
Akil olmali
Ve üretkenlik
Ürününü
Emeginin
Alirsan, sevinçle
Dolar yüregin
Ve hele ortak bir
Yaratiysa bu
Daha da büyür
Mutlulugu
Oturursun
Ayni sofraya
Emektas olmanin
Mutluluguyla
Simdi sormak
Gerekir yeniden
Insan insanin kurdu mu gerçekten?
Insan insanin
Kurduydu belki
Gerçekten kurttan
Yokken farki
Ama gelisen
Bir sey var onda
Sevgiye, iyiye
Dogruluga
Yaratirken
Emegiyle
Yaratir çünkü
Kendini de...
Soruyu yeniden
Ve söyle sormali:
Sevgiye, iyiye
Barisa kim karsi?
Emeginin
Hakkini alan
Ne çikar umar
Savastan?
Dünyayi ortakça
Kardesçe üreten
Ne yarar umar
Kötülükten?
Simdi degistirip
Bu kavramlari
Yeniden ve söyle
Söylemek olasi:
Emekçi insan var, baristan yana
Dünyayi kardesçe yaratan, üreten..
Ve kurtlar - savasta çikarlari...
Vurarak, kirarak, ezerek sömüren...
BENI BIR YAZA GÖMDÜLERDI BIR ZAMAN
Beni bir yaza gömdülerdi bir zaman
Her yer olabilecek bir kuytulukta
Bir kadin vardi bir balkonda
Sesinde yarali bir gül olan
Hayat ve mevsimler ayni seydi
Uyku kadar derin bir suda bogulurken
Ilkbahar kekeleyerek geldi
Kirik çocuk gülüslerinden
Deniz oraciktaydi ve bugusu
Eriyorken havada sesler
Herseyin bir büyü olusturdugu
Gizemli kokular ve gülüsler
Beni bir yaza gömdülerdi bir zaman
Annem olan bir sessizlikte
Belki de onun kalbidir açan
Derin bir gülün içinde
BEN MI? EVET.
Ben mi? Evet...
bir gün çikip gidecegim kapilari,evleri,dergileri,hüzünler birakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hos geldin diyecek dag...
orman gülümseyecek...
animsayislarin,bekleyislerin,ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hirslarin,yarislarin,tasalarin kalktigi yerde
tam anlatinin kaldigi yerde baslayacak siir...
hiç kimseye seslenmeyen,kendi kendine yeten sadece...
kendi mantigi;kendi güzelligi içinde tutarli...
ama halkin yasantisi girecektir oraya,çünkü yasayan büyük
bir seydir halk...
deniz ve ufuk girecek,karinca yuvalari,gökyüzü,kozalaklar
ve kopuk ve artik hasetsiz bir ask...
yani sevismek denizle,kosulsuz,önyargisiz,hesapsiz...
yani uzanmak ve düsünmek binlerce yil..
dogan,ölen ve yasayan seyleri...
dogumu,ölümü ve yasamayi
yani dingin ve büyük olan herseyi anlatmak...
ben mi?evet .çikip gidecegim bir gün...
tasasiz,gözyassiz,geride birsey birakmadan ve birsey beklemeden ilerde...
sadece yagmur sularindan piril piril bir yürek
artik kendi kendinin anlami ve nedeni olan bir yürekle…
BEN ÖLÜRSEM AKSAMÜSTÜ ÖLÜRÜM
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Sehre simsiyah bir kar yagar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarimin arasindan
Gecenin geldigini görürüm
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçege gömüp
Aglamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Alip basimi gitmek isterim
Bir aksam bir kente girerim
Kayisi agaçlari arasindan
Gidip denize bakarim
Bir tiyatro seyrederim
Ben ölürsem aksamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlik bir çocukluk bulutu
Gerçeküstücü bir ressam
Dünyayi degistirmeye baslar
Kus sesleri, haykirislar
Denizin ve kirlarin
Rengi birbirine karisir
Sana bir siir getiririm
Sözler rüyamdan fiskirir
Dünya bölümlere ayrilir
Birinde bir pazar sabahi
Birinde bir gökyüzü
Birinde sararmis yapraklar
Birinde bir adam
Her seye yeniden baslar
BEYAZ, IPEK GIBI YAĞDI KAR
Beyaz, ipek gibi yagdi kar
Bir kiz kardan hafif adimlariyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaslarimi düsündüm, sevgili seyleri
Sanki her sey bizimle var ve bizimle olacak
Sarkilar çaldi odalarda
Bütün insanlari sevmek gerektigini düsündüm
Düsmanlarimiz disinda
Düsmanlarimiz çünkü
Sevgiyi yok ettikleri için
Düsmanimiz oldular-
Beyaz ipek gibi yagdi kar
Bir kiz kardan hafif yüregiyle
Geçip gitti güvercinleri animsatarak.
Uzaktaki sehir
Uykuya dalmistir simdi.
Düsündüm bir bir
Kardeslerimin ne yaptiklarini
Nihat
Uyumuyor olmali.
• Nefis bir sarki
Söylüyor yandaki odadaki kiz
Bir Rus
Halk sarkisi.
Ve simdi koroyla
Basladilar-
Nihat düsünüyordur
Karanlikta.
• Sanirim
Bir saatten sonra
Hapishanede
Disardan söndürüyorlar isiklari-
Beyaz ipek gibi yagdi kar
Bir kiz kelebek adimlariyla
Geçip gitti karin üzerinden.
Insanlar kendi sarkilarini
Kendi hayallerini tasiyorlar.
Çagdas sarkilar
Gerekli onlara
Hem Hayatlarinin
Derinliklerinden söz eden
Gerçeklestirilmis
Gerçeklestirilmemis duygularindan,
Hem
Kavgayi atesleyen
Somut
Anlasilir
Akilli sarkilar.
Beyaz, ipek gibi yagdi kar
Acilarla dolu bu dünyaya.
Insafsizlik
Vahset
Hala güçlü
Ve hala iktidarda.
Insanlar
Ölüyorlar.
Gepgenç
Simsicak
Ölüyorlar
Sanki
Ölmüyorlarmis gibi.
Bir yandan sürüp gidiyor-
Hayat;
Bir yanda tel örgüler
Parmakliklar.
Beyaz, ipek gibi yagdi kar
Yagdi kirpiklerine bir kizin
Yagdi mavi bir nehre
Saçlarima yagdi
Otobüslere
Agaçlara
Evlere.
Içimden oksadim onu.
Kelebek adimlarini
Yanimdan geçen kizin.
Herhangi bir kiz
Hayalleri olan.
Istedim ki
Daha güzel
Olsun su dünya.
Istedim ki
Beyaz
Ipek gibi yagan karin altinda
Bitsin artik
Bu sürüp giden alçakliklar.
Bir bebek
Ölüm tehdidi altinda yasamasin
Besiginde.
Ve paramparça olmasin
Simsicak
Capcanli
Yasayip giderken insanlar.
Birakin, beyaz
Ipek gibi yagan karin altinda
Hayallerimiz olsun.
Yasayalim
Özgür
Güzel
Düsünceli.
Anlatalim
Düsündüklerimizi birbirimize.
Sevinç egemen olsun her yerde
Insanca
Bir kaygi.
Beyaz, ipek gibi yagdi kar.
Yagsin.
Dünya daha güzel olacak
Inaniyorum buna.
Bir insan kalbinin güzelligine
Çocukluguna
Sonsuz cesaretine, olanakliligina
Inandigim kadar.
BIR ERMENI GENERAL
Usanip sevismekten bir ermeni general
Ativermis kendini senmisel kulesinden
Bir çocuk ki öperken uzanir annesinden
O çocugu boynundan asivermeli derhal
Çünkü sigmiyor çocuk koskocaman adama
Çünkü tuhaftir biraz, çocuk olmak eskiden
Sahi, civcivler vardi-bazen anlatir annem
Ne güzel bükermisim boyunlarini ama
Ve ben o dar büyücü -upuzun kara sapkam
Yeniden dogururken aliskin bir tavsani
Kendime igretiyim-yani bir kasabali
Yani her direnisi çagda kizla sonlanan
En yeni senaryoda en eski esas oglan
Bir ermeni general -yakasi madalyali
BIR GÜN MUTLAKA
Bugün sevistim, yürüyüse katildim sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayi ögrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarim uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâs
Gencim daha, dünyayi görmek istiyorum, öpüsmek ne güzel,
düsünmek ne güzel, bir gün mutlaka yenecegiz!
Bir gün mutlaka yenecegiz, ey eski zaman sarraflari! Ey kaz kafalilar! Ey sadrazam!
Sevgilim on sekizinde bir kiz, yürüyoruz bulvarda,
sandviç yiyoruz, dünyadan konusuyoruz.
Çiçekler açiyor durmadan, savaslar oluyor, her sey nasil bitebilir bir bombayla,
nasil kazanabilir o kirli adamlar
Uzun uzun düsünüyor, sularla yikiyorum yüzümü temiz bir gömlek giyiyorum
Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu hân-i yagma
Ama yorgunum, simdi, çok sigara içiyorum, sirtimda kirli bir pardesü
Kalorifer dumanlari çikiyor göge, cebimde Vietnamca siir kitaplari
Dünyanin öbür ucundaki dostlari düsünüyorum öbür ucundaki irmaklari
Bir kiz sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda
Köprülerden geçiyorum, karanlik yagmurlu bir gün, yürüyorum istasyona
Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya
Insanlar, motor sesleri, sis, akip giden su
Ne yapsam... ne yapsam... her yerde bir hüzün tortusu
Alnimi soguk bir demire dayiyorum, o eski günler geliyor aklima
Ben de çocuktum, sevgilerim olacakti elbette
Sinema dönüslerini düsünüyorum, annemi her sey nasil ölebilir,
nasil unutulur insan
Ey gök! senin altinda sessizce yatardim, ey piril piril tarlalar
Ne yapsam... ne yapsam... Dekart oluyorum sonradan...
Sakallarim uzuyor, ben bu kizi seviyorum, ufak bir yürüyüs
Çankaya’ya
Bir pazar, günesli bir pazar, nasil cosuyor yüregim, nasil karisiyorum insanlara
Bir çocuk bakiyor pencereden, hülyali kocaman gözlü nefis bir çocuk
Lermontov’un çocukluk fotograflarina benzeyen kardesi bakiyor sonra
Ben siir yaziyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum,
kus sesleri geliyor kulagima
Ben mütevazi bir sairim, sevgilim, her sey coskulandiriyor beni
Sanki aglayacak ne var bakarken bir halk adamina
Bakiyorum adamin kulaklarina, boynuna, gözlerine, kaslarina,
yüzünün oynamasina
Ey halk diyorum, ey çocuk, derken bende bir aglama
Ilençleniyorum bütün bireyci sairleri, hale gidiyorum portakal almaya
Ilençleniyorum o laf kalabaliklarini, kurumus yürekleri, bireyin kurtulusunu filan
Ilençliyorum o kitap kurtlarini, bagisliyorum sonradan
Uzun kis gecelerinden sonra, masallarda anlatilan
Durup durup bunlari düsünüyorum, bir sevinci bir hüzün izliyor arkadan
Yüregim ipesapa gelmez bir bahar gögü, Türkçe bir yürek kisaca
Beklemek usandiriyor, telasli telasli bir seyler anlatiyorum sagda solda
Bir otobüse biniyorum, inceliyorum bir böcegi tutarak kanatlarindan merakla
Yürürdüm eskiden baharda, o yikintilarin ve çayirlarin oldugu alanlara
Aklima siiri gelirdi o yasli Amerikalinin sonbahari anlatan siiri
Çayirlar vardi o siirde, bahari animsatan ne de olsa
Böylece yeniden hazirlaniyorum bir coskuya, yeniden sokaklara firlamaya
Kendimi atmak bir uçurumdan baliklama
Büyük ve mavi bir sey izlenimi var bende, gördügüm filmlerden mi ne
Bir sapka, telasli bir gök, sicak yapay bir dünya
Anlat anlat bitmiyor, bitmiyor bendeki daüssila
Bütün sevgilerimi harcayabilirim bir çirpida, yagmurlu o yollar geliyor aklima
Benzin kokulari, islak direkler, babamin esmer bir somun gibi tombul ve sicak elleri
Uyurdum. Bir de bakmissin yeni bir filim sinemada, sehirde yeni bir kiz,
kahvede yeni bir garson
O üzgün ve sabahlikli dururdu balkonda...
Simdi ne var hüzünlenecek bunda, nedir bu çatlatan yüregimi bu telas
Sanki yarin ölecek gibiyim, birazdan polisler gelecek ya da
Gelip alacaklar kitaplarimi, daktilomu, bu siiri, sevgilimin fotografini duvarda
Soracaklar babanin adi ne, nerde dogdun, tesrif eder misiniz karakola
Dünyanin öbür ucundaki dostlari düsünüyorum, öbür ucundaki irmaklari
Bir kiz sessizce ölüyor, sessizce ölüyor Vietnam’da
Aglayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya
Uyaniyorum aglayarak, bir gün mutlaka yenecegiz!
Bir gün mutlaka yenecegiz, ey isalatçilar, ihracatçilar, ey seyhülislâm!
Bir gün mutlaka yenecegiz! Bir gün mutlaka yenecegiz! bunu söyleyecegiz bin defa!
Sonra bin defa daha, sonra bin defa daha, çogaltacagiz marslarla
Ben ve sevgilim ve arkadaslar yürüyecegiz bulvarda
Yürüyecegiz yeniden yaratilmanin coskusuyla
Yürüyecegiz çogala çogala...
BIR KADINI BEKLEMEK
Bir kadinin bana gelecek olmasi, bir rüzgari geçerek
Bir sarkiyi geçerek, saçlarinin uçusunda
Bir kadinin bana gelecek olmasi, bir ömür geçecek
Askin buruk tadinda, bulusmasi iki yalnizligin
Bir aksami geçecek
Belki de dagilan sesleri hüznün ve aksamin
belki de
Bir kadini geçecek
Bir kadini bekliyorum
Eteklerini ve saçlarini uçurarak gelecek…
BIR MAVI ÇIÇEK
Önce top mermileriyle dövüldü alan
Tarandi sonra mitralyözlerle
Sonra bogaz bogaza dövüsüldü
Ve sonra usulca indi gece
Bir mavi çiçek kalmisti sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
Sabaha karsi dindi iniltiler
Yan yana, üst üste yigili ölüler
Agaçlar devrilmis, kavrulmus çimenler
Bogulmus yasayan ne varsa bu yerde
Bir mavi çiçek kalmisti sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
O sabah yine maviydi gökyüzü
Basladi az sonra kuslarin türküsü
Sabah rüzgari ne bilsin ölümü
Esti durdu kirlarda keyfince
Bir mavi çiçek kalmisti sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
BIR SABAH TANIDIK BIR SEHRE GIRERKEN
Bir sabah tanidik bir sehre girerken
Sicak ve dost seyler düsünür insan
Tanidik bir yatak bekler sizi
Bir çocuk yüzü gülümser anilardan
Dost sehirler, sevgili, anne sehirler
Nice anilar, nice mutluluklar yasadim her birinizde
Delikanli bir sevinçle sokaklarinizdan geçtigim oldu
Kederli günlerim oldu aklimi yitiresiye
Sonsuz kareli bir film gibi
Yasamim geçiyor bellegimden
Tekrar etmek duygusu
Her seyi yeniden, yeniden...
Bir sabah tanidik bir sehre girerken
Hüzünlü, tuhaf seyler düsünür insan
Sadece o sehrin degil
Kendisinin de degistigi duygusundan...
BIR SEHIT KIZINA
• Türküler Ve Alaz Için-
Güzelim, sevdigim, çocugum, gülüm
Bir sehit kizisin sen.
Acili, buruk bir türkü gibisin
Bu acimasiz günlerin içinden
Tuhaf bir sikintiyla daralir simdi
Küçücük, kus kanadi yüregin:
‚Babam nerede, niye gelmiyor
Babama küstüm ben annecigim...’
Baban artik hiç olmayacak yavrum
Sana çocugum diyemeyecek bir daha
Güçlü, baba kucaginin sicakligini
Duyamayacaksin minik vücudunda
Baban yigit bir ogluydu halkinin
Onun için öldürdüler
Sana halkimizdan armagan olsun
Getirdigim kirmizi güller
Yillar geçecek, alisacaksin
Bir ince sizi kalacak ondan,
Senin gözlerin gibi isiltili
Çiçekler fiskiracak babanin mezarindan
Ve tipki serpilen bir çiçek gibi
Gelisip isirken bilincin gitgide
Babani yeniden kavrayacaksin
Baban yeniden dogacak seninle
Güzelim, sevdigim, çocugum, gülüm
Bir sehit kizisin sen
Acili, buruk bir türkü gibisin
Bu acimasiz günlerin içinden
BU ASK BURADA BITER
Bu ask burada biter ve ben çekip giderim
Yüregimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu ask burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akip gider
Bir hatiradir simdi dalgin uyuyan sehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Yüzün bir kir çeçegi gibi usulca söner
Uyku ve unutkanlik gittikçe derinlesir
Yan yana uzanirdik ve islakti çimenler
Ne kadar güzeldin sen! nasil essiz bir yazdi!
Bunu anlattilar hep, yani yiten bir aski
Geçerek bu dünyadan bütün ölü sairler
Bu ask burada biter ve ben çekip giderim
Yüregimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu ask burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akip gider
BU DERT BENI ADAM EDER
Gece gündüz dolasirim tenhalarda menhalarda
Benim annem güzel annem beni koyver
Sag yanimda bir sizi var, sol yanimda yandim aman altipatlar
Bu dert beni verem eder
Egri bügrü bakar oldum boyunbagi takar oldum saskin oldum sakar oldum
Ikide bir yüregimi daga tasa diker oldum
Sunca yildir karanlikta göz kirpmak bikar oldum
Benim annem seker annem gençlik elden gitti gider
Dama çiktim damdan düstüm kiliç kestim esrar içtim
Sahin oldum keloglanin külahini kaptim kaçtim
Yare aglar güler uçtum yari yolda yorgun düstüm
Benim annem kadin annem buna nasil is bana deyver
Gece gündüz düsünürüm tenhalarda menhalarda
Aman annem güzel annem beni koyver
Sag yanimda bir sizi var, sol yanimda daglar duman altipatlar
Bu dert beni adam eder
BU YANGIN YERINDE
Yasamak bu yangin yerinde
Her gün yeniden ölerek
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçegi, çogu kez
Yalnizligini bilerek
Korkagi, dönegi, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak
Toplaniyor ölü arkadaslar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmegi
Kimi kanini silerek
Kucakliyor beni Metin Altiok
„Aldirma“ diyor gülerek
„Yasamak görevdir bu yangin yerinde
Yasamak, insan kalarak“