1






$AIRLERIN
$IIRLERI
ve
HAYATLARI



AHMET HA$IM

1

ATAOL BEHRAMOGLU

1

2

3

ATTILA ILHAN

1

2

3

4

5

CAHIT ZARIFOGLU

1

2

3

4

CAN YUCEL

1

2

3

ISMET OZEL

1

2

3

4

MEHMET AKIF ERSOY

1

2

3

MURATHAN MUNGAN

1

2

3

4

5

6

7

NAZIM HIKMET RAN

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

NECIP FAZIL KISAKUREK

1

2

ORHAN VELI KANIK

1

2

SEZAI KARAKOC

1

2

3

SUNAY AKIN

1

2

YAHYA KEMAL BEYATLI

1

YAVUZ BULENT BAKILER

1

YILMAZ ERDOGAN

1

  


1


AFGANISTAN ÇAGILTISI  

 

Bütün azalarini harbe çagir

Sofran açilsin elin sehit ballarindan alsin

 

Saraylar damlar yeniden kurulsun

Agaçlar içinden akan nehre

Dalçik günde bin kere ve gecelerde

Omuzbaslarini denetleyen defterlerden yalniz sagdaki kalsin

 

Kalem yazsin yazsin

Küheylan bir asik ol

Öyle yalvar ki ellerim zahmet balyalasin

Kaslar sehit dalgalari ve haykiran kan

Baslasin vuslat gününü topraga

Baslasin hatirlatmaya denize kumsalini

 

Simdi üzgünüz arkadas

Yolumuza çikmayin üzgünüz...

 

Hava çok hos denizin tuttugu yerler derin

-Konus simdi zaman hiç geriledi mi

Hava çok hos kuslarin tuttugu yerler berrak

-Konus simdi daveti duydun mu

Bir gece uyandin ki ellerin basaklarda

-Konus simdi açik agzina o gül yapragi konan sehidi gördün mü

Çoktan hayretle dondu kaldi baglar ovalar

-Konus simdi bekliyor mu yalinayak çocuklari agacinda bugday

 

Hava çok hos insanin tuttugu yerler azar azar

Kalbin zengin davetleriyle oynar

Çocuklar o anda çok yakinda bakarsin bir ask sayhasinda

 

Yaslanirlar güzel analarin kollarina

Hava çok hos basin tuttugu idrak yanimizda

 

Adamlarimiz yigit

Kadinlarimiz hamarat

Çocuklarimiz dolu bilinç harmani

Köpeklerse sayili

 

Elimizde cahiliye dönemi sonrasi bir pala

(Kavmiyetçilik etme dedik ucu kirilir)

 

Kirildi da

Simdi severiz türkmeni pestunu

Onarilmis gerilmis bileylenmis ve dogramakta

 

Isin gökyüzü isin

Çocuklari kavrulmus kadinlar yeniden hamarat yeniden gebe

 

Bunlar gübre insan degil

Gömlekler çelik zirh

Öyle bir çalgi çaldilar ki

Seslerin çagirip koyunlara bile

Koydugu zehirli gaz rüyalari

 

Analara saskin çocuklarin

Üç bes yastakilerin

Yüzleri harp yarasi

Harp yanigi

Ama öpülmekte oksanmakta yanaklari

 

Hangisi hangisine mübadil

(Dünya bu olamazdi)

Hangisi özne hangisi edilmis gelinmis bilinmemis

Yagmur peyderpey kar tane

Gamzem oyuyor düsüncemi

Kime esitim nasil nerdeyim

Gamlanmaktayim

 

Hayir bir tereddüttü geçti

Füsun bu karadagmagdeni

Isyan muannit

Mösyö sevinçli mister memnun aga yari tok köylü sari yaprak

Millet üzgün

 

Hani dengeler kuracaktik

batinin kizil uluslari bindokuzyüz seksen kölelik yapmak istemiyorum

 

bu kahveniz

yildizlariniz sapkaniz

buyrun unutmus olmalisiniz dehaniz serefiniz

buyrun cep feneriniz

Buyrun boynumuzdaki halkayi tutunun

Ve semirin

 

Hani dengeler kuracaktik

Hani çagdas uygarliklardan tutunacaktik

Hayir batinin uluslari kizillarla karisik

Bin dokuz yüz seksen bay batiya buna suna

Cennetlik yapmak istemiyorum

Çevir tarihi çevir

BindörtyüzBIR

 

Bu kafa ne zaman köreldi

Çalinanlar siren besteleri

Imdatlarla düsün

Bu anne asla merhamet disinda

Gözleri nemli olmamisti

 

Hayir batinin uluslari yil bindokuzyüz seksen degil

Bindörtyüz bir

Fakat besyüz yetmis dokuz yil geçmis degil

Ne bir karisiklik var

Ne bir dev rüya görmüs

Degil

 

Kiraç bir yamaci bir ekspres kiymikliyor gibi

Tünellere ses basilmis degil

Elbette bunlar degil

Yazmaktan çektigim yalnizlik da degil

Bahsi kapatalim ve yatalim için de degil

Hiçbir sey degil hiç biri degil

 

Anlatabildik mi arkadas. Acaba

Körebe bitti duvari kaldir at

 

Haydi zemini düzledik alt yapisini kurduk savasin

Dikil yanima

Ellerimizde birer çakil tasi

Onlarla dikilelim karsi karsiya

Yüzlerimizin kefen örtülerini yirtalim bastan basa

Görürsün berrak içi

Derisi yüzülmüs kan gibi yüzlerimizin

Bu harp baska

 

Kim diyorsa ki batililarla basimiz bir tasta

Cellatlarla ayni kaptan yiyoruz

Ayni kirli hava

Ayni kafa ayagimizin bodrumunda

Hayir arkadas bu hesap bambaska

Ne son aylardayiz ne bu son gün

Sanki dünya bir tek kaldirip vuracagim gürze gebe

 

Gözleri yumusak yüzü yorgun bilegi sert toprak

Sanma ki harp derdinden geçtim

Düsünme ki dökecegin kanlar hunhar

Derimin altinda ne belalar baygin

Bir devlet tasiyorum basimda

Bu ev bana dayanmaz

Çöker kizillar kuduran inleri dünyanin

 

Arkadas

Simdi yalniz savas

 

AGARTI  

 

sevgililer yüzüne karsilik geldim

kaygi bagirdi gözevlerimde

 

günlerin yamanan yildizlar

ve üzülen gökkusaklariyla

dolulugundan söz ediliyor

evlerde çocuklar arsinlaniyor

ve alkislaniyor babalar

ki tütün basinda

ekmek basinda kabir basinda

 

günler yenilenen bir isim

merdivenleri büyük agziyla çikan meral

haftada üçer gün üçer hafta

ince uzun veya kahverengi

ve gelinlik sabah çatismasinda

yogunlasan yorgun artik ben

köprü ortasindan yarilmis bu ara

organin ve günesin salginligi

topraga gelir gibi oldu an

baslar ikinci artik

 

beygirler uzaga kayiyorlar

 

bu arada gelinmeler

arkadas yapitlarina yar koyma

yöremdeki çimler

 

bu arada evimin içinde odalarin birbirine düsman durdugu

ve hastalandiklari

çalisan yüreklere uzak

bekardan korkan ev sahiplerinin

kapilarda kizlik heykelleri

bu arada insanin yemege oturma çelismesi

 

yemekten kalkma çelismesi

erkek olusunuza binaen

bu arada özel sikintilarimizin

kiliç kusanmis hali

durmadan kanlanip hatirladigimiz

bunalan kadinlar

ben alda'yi bunaliyor görüyorum rüyamda

kirbaç gibi insani saran etrafimizda

kelebek kanatlari gözler

akilda kalan agizlar

hatlar

seviyi yoran alkislar

bir sehri paramparça edip

ortasindan yarip uykulari

evlerin sahanliklarina

misafir odalarina

lavabonun altindaki dolaba

çocuklarin hücumluk yataklarina

iri erkeklerin sakaklarina

kadinlarin çirpinan dudaklarina

ve kizlarin sancaklarina siginan

ve benim damarlarimda itisen uykulara

 

bir sehrin ortasindan tren geçiyor

o sehirde büyük rüzgâr vardir

bir oyuncakçi vitrininin önünde

insanlarin durduklari ve duruslarini

degistirmedikleri trenle birlikte

sehrin ortasindan oyuncak trenlerin

cezalandirmis sekilleri

 

kendisini buyruk

vitrine yapisik insanlarin kafalarindaki

içlerinden geçerken dönüp bakmadiklari

durdurup parçalamadiklari

önüne yüzer elliser

yatip apartman kadar

agir tekerlerini üzerlerinden geçerken

öpüp agizlarini ezdirmedikleri

 

noktanin sonuna kadar

bir sinir bir can yanmasiyla

bir parçami

bir demir mengeneye

koyup sikmak istiyorum mu nedir

dilimi

 

bir aci mi ne gerek

öyle uykum var ki

öyle istiyorum ki

 

o içinden marsandizler

simsek gibi firlayan

sehirde hemen

hat boyunda ilk tahta evde

derin yatakta

her an çigliklariyla

uyuyayim kiyametler

bir ejder geçsin

öyle tanidigim

öyle canimin içinde

 

durup gelmeyince

morfin gibi ariyorum direnmeni

igne üzerinde yüzün gelip

kusatmisti beni

ama düsündükçe Korkmak

yüzünle geldigini

 

Ve bunlari elbette çabucak geçelim sevgilim

 

ANILAR DEFTERI  

 

Anilar defterin de gül yapragi gibi

unutuldum kurudum

Basima düsmüs sevda agi

Bir basima tenhalarda kahroldum

Sen kim bilir

Rüzgarli eteklerinle

Kimbilir hangi iklimdesin

Ben sensiz bu sessizlikle

deliler gibiyim

sensiz bu sessizlikte

Ayrilikla basim belada

Gözlerini çevirme gözlerimden

Yoksa sensiz bu sessizlikte

Kahrolacagim

sensiz bu seslikle

 

ANILAR DEFTERINDE GÜL YAPRAGI

 

Anilar Defterinde Gül Yapragi

Gibi Unutuldum Kurudum

Basima Düstü Sevda Agi

Bir Basima Tenhalarda Kahroldum.

Sen Kimbilir Rüzgarli Eteklerinle Kimbilir

Hangi Iklimdesin

Ben Sensiz Bu Sessizlikle

Deliler Gibiyim

Sensiz Bu Sessizlikle.

 

Ayrilikla Basim Belada

Gözlerini Çevir Gözlerime

 

Yoksa Ben

Sensiz Bu Sessizlikle

Deli Gibiyim

Sensiz Bu Sensizlikle.

 

ANLATILMIS GÜNLER  

 

Bulutlarin yeryüzüne dogru saçaklandigi vakitler

Sürüleri doyurmus

Köylere emin bir gece yaymis

Serin ve ilik evlerin seccadelerinde

Yatsilarla nehrolmus

Helal kadinlariyla yukarilara bakip akan

Huzurlu gürbüz ve yetiskin adamlar gibi

Adamlar gibi duruyorlar silahlarinin baslarinda

 

Mesakkate

Adeta israrla

Yilmadan

Sabretmektedirler

 

Biliyoruz

Gördügümüz resimlerini

Aylardir birlikte yattiklari giysileri

Çok asiyorlar

 

Boylari boslari

Yaslari baslari

bakislari

renk renk

genis

adimlari iri

soluklari sicak yelpazeler gibi

 

gözüm görmüs gibi onlari

kardesim gibi gelir haberleri

hele saldirdilar mi

bakilsin gerek

topuklariyla devirdikleri tank kütleleri

 

Ne yaman gönülleri

Çöl topragi gibi yayili kavruk esrarli

Yanaklarina

Deger günes

 

Ve bastiklari dag surdaysa

Ötekinde kiskançlik nöbeti

 

Hiç kimseden ögrenemezdin

Daha kesin

Gözünün önünde vurulan kardesinden

Buhara kelimesini

 

Hiç kimse ögretemezdi sana

Daha kesin ve böyle emin

Ates altinda

Azik getiren kizkardesinden

Buhara kelimesini

 

Bir ok isaretidir Buhara

Varilirken ve varilinca

Gösteren

Daha ikibin kilometre ilerisini

 

Ve buhara ki

Pirlerin

Asirlar önceki kader sürücülerin

Iste bugünleri anlatip

Kollarina girip avuttuklari sehir

 

ARALIK GÜNLERI IÇIN BIR ASK DENEMESI  

 

Ask bu

Kanatlari yildirimlanmis kati bogalar

Atesin saydam gövdesini kirarak

Yatarak hayat dolu sarniçlarin karnina

Siki sikiya kapali sivri ve kivrak gaga

 

Delip geçecek dalip yeryüzünü

Bak istersen avuçlarima

Küçük parmagin hizasinda o derin havzada

Gögüs gögüse iken ikimize

Iki ayri kadeh gibi doldurulmus yudum kat'i

Sesin

Sirrim

Gözüm palaspandiras çehremde

 

Ask bu

Çölün sari sofrasinda atlilar

Hepsinde

Gererken parçalanan elimde

Çelik yay parçalari

Agizlarimiz kum rüzgarlariyla yanik

Yiyip içmezik acikmazik

 

:Baskanlari

Uyutmasin vahalar diye

Koynuna doldurmus yilanlari:

 

/çocuk

Bir tane.Dayanmis yanagini cama

Karsi evin balkonuna bakiyor

Orada bir çocuk

Tutunmus demirlere../

 

Iki kadeh arasinda ufak kara nehrim

Beni senden bölen.Suyu yakut de ki kafur

Çölün ari çehrenin gamsiz ölümün uzakça oldugu bir demde

 

Diz çökeyim söyle

Tahtin nerede

Bende kaynayan sende kaynak

Tipatip iki kristal küre

 

Aramizda ceylanimsi bir siçrama

Çalkalanir sonsuzca.Söyle irice

Bir kelime bul ok atsin dös kemigime

 

Öfkemi iyi belesin öfken

 

Ask duraksar ve yara alir

Uçak çelik rengi gögü sesiyle sokunca

Alçalarak yemyesil ekinlerin arasina

Kuru ekmek yiyen üzgün köylüleri bombalamaya

 

Ilkin küçük nir göl kan dolu agzi

/hava nasil da yesil/

Su mu yoksa o kati isik mi yanaklarin tasidigi

Nilüferler isteklerkoca bir dev

 

Ask bu çignenmis kirbaçlanmis alta lainmis

Taniyip tutunacak bir insan arayan

Gördülçe çelik kazanlarinin iç kaynamasini

Kaliforniyadaki silah fabrikalarini

 

/Dolarin egemenlig halkin refahi:

Depolar bosalmali/

 

Ask ask bir sehir harabesi daha kazandin

Kursun kanatlari gergin

Fosforlu mermiler yine taze

Yildirimlanmis bogalar

Havanin kati gövdesini kirarak

Yararak hayat dolu sevdanin karnini

Pilot agzi zehirli bir dil

Kentelenmis çeneler arasindan

Gözler ovaya basini çikaran insanlari

 

Haydi ask ask

De ki daglari delerim senin için

Yildizlar yakarislar açik kartlar

Ve haydi hosçakal

 

Kilimin üstünde

Bir ampül

Bir kirbaç bir ayakkabi

 

ARZUHAL  

 

Çiledinmi

Dünya tutar inilemen

Ne saltanati dünya pahada

Ne saltanati dünya pahada

Ne kalbi altin mezari söhret

Yer sahit

Sahit bizler kardeslerin

Alevli hüzünlerdin mevla için

 

Ne atin yillar verdin hep

Dirilsin diyordun ve yöneliyordu binlerle

Kapkara parlak isikli ve isitan göz

Kivircik utangaç ve uçurumlardan güvenlere götüren

Ve yalin

Henüz gelmis gibi kinindan

Ne altin yillar verdigin hep

Ve agir agir çeviriyordun

O dalgin ve agir yüzünü devrin

Yuya yuya o güzel Elçiye

 

Ne altin yillar verdigin hep

Biriki bronz kisi konabilseydi önüne

Ve ne altin yillar daha çiledin

Artik yalniz degil adimlarin

Simdi daha iri doguyor sabahlari

Horantasi bir hayli artti günesin

 

Kisinin güzelligi aga ustalarina göredir

 

senin köylün olayim

o uzak iklimleri erisilmez beldeye

bakabilemezdik senin götürmen olmasa

 

su küçücük kalpte

(yaman halimiz helal ettiremezsek)

nice hakkin yüklü.

 

ASKA DAIR  

 

Öyle sofralar gördüm ki

Insan kaslari vardi tabaklarda

 

O egik gövdeler önünde yalnizlik

Her seyi birbirinden uzaga çarpiyordu

Bir kadin

Bir erkek

 

Gizlice soluyordu

Bir erkek av arkadasindan

Av durgunlugu gibi gösterip saklayarak

Kamisliktaki sazlarin arasindan

Ilik ve yapiskan fisiltilari

Ayirarak alarak

Urgan gibi bedenine doluyordu

 

Her seye benzeyebilirken o

Hiçbir sey benzemezken ona

 

o ünlü borazan

Baslarsa saçlarimizin diplerinden

Üfürmeye. -Yirtici bir hayvan

Kimligi yapisir yakamiza

 

Bir erkek mi o

Göle yatmis bir günes demetinde

O mor isinda

Bir köpek ölüsü gibi yatan

 

Hizla kayan

Yoksa bir yaban ördegi gölgesi mi

 

AYLAK GÖZ  

 

Erkenden asindirir askini

Odalarin köselerine zamansiz oturur

Duyarsa bir çocugun

Oyundan çagrildigini

 

Basinin her seferinde döndügü kumari

Gönlünü bir tarzla kurularken kazanir

Anlarsa yenilen bir kadinin

Darda kaldigini

 

Kendi kendine ardasak kaçagi

Arada bir bakinir ne yaptigina

Süresiz kapilir tablolara yangelir

Ve oturdu mu bir masaya

Hakkini verir çay içmenin

 

Bu adam kitaplarin uçlarina

Çizilmis itilmis resim

Korkmadan yasar tebessüm gösterir

Agir basiyla nöbet alir

Dagdan kaçar sehri çevirir

Ve birakir gönlünü bir tazi siçramasina

 

Erkenden asindirir askini

Anlamaz bir kadinin

Süresiz kapilip yangeldigi tablolara

Severek tebessüm attigini

Agir basiyla kopar dagdan

Nöbet alir sehri devirir.

 

AYNA  

 

Ve gözüm esyamda degil

Yoruldum maddemden

Ta ki dünya bitti

Kösk kurdum sakin oldum

 

Dehlizsiz ve tabakasiz

Kör bir hayvan gibi

Rizkina etiyle yanasan

Karanlik birevDir gövdem

 

Güneste asla karanlik yoktur dediler

Ve onlar yoluna cihet ettim vatan tuttum

 

Büyük yeni bir hayat bildim

Yeni yeni bildim yoksa ölüyordu bir sey

Bir insan binasi yikiliyordu durmadan

BASIM EGIK DILIM KAPALI GÖZLER  

 

Asrimizin zarif düsünceli gençlerinden biri

Kederli elini

Temiz alnina koyarken fikretmek için

Çocuklarin susmasi

Kuslarin ve kedilerin uzaklasmasi

Haritalari üzerine bezlerin atilmasi

Lambalarin kisilmasi

Kadinlarin bir vakit konusmadan

Yasamasi gerekebilir

Ve açilabilir görüntümüz Sahnemiz perdemiz:

Hergün bir miktar kros boksit asit

Ve arenamiz

Dokuzyüz milyon müslüman rüyalarini hatirlamadan uyanabilir

 

Bas efendimiz

Görüntümüz

Sahnemiz

Perdemiz

 

Eger dualanmasaydi sesimiz

Eger yaradandan o güzel agiz

Açik ve seçik

Dilemesiydi demeseydi

'Allah

Sesinizi

Magriptan Masrika Kadar Duyursun'

Düsünmezdim üzerinde

Binmezdim deli deli kosan küheylan

 

Bildim Sensin Sen Sen

Diri Diri Diri Sahim

Diri Sahim Diri Diri

Dirilt Alemi Alemi Alemi Alemi

 

Çünkü dokuzyüz milyon müslüman rüyalarini hatirlamadan uyanmistir

Bunlarin üzerine ezan

Ucu sancilar vuran

Bir kirbaç olmaliydi

Her duyan

Bagrini açmaliydi akan kani da sevdayi da yorumlamaya almaliydi

Hayir dokuzyüz

Milyon müslüman

Tarihin hülyalarindan vazgeçmis olabilir AMA BEN

 

Elim dizlerime Vur Kalk

Müslümanlar uyanin Eller Dizlere Vur Kalk

Yumruklar dizlere vur vur

AMA BEN Ama ben Ama ben Ama ben

 

Korku gerek tenlere etim kalbur

Deser bakisin kiyar da kiyar

 

Korku gerek reca gerek

Yanlis anlasilmis olabilir

Sesini duyuyorum kendimin/kelimeler kendinden emin degil

 

Yanlis anlasilmis da olabilir

Aklim basimda mi! Degil

 

Ve sesimi duyuyorum

Kaburgalarimin gelip artik kavusamadiklari iniltiden

-Kulun korktuk serrinden

Agzimiz yerlerde kaldi gerçek dilimizden akmadi

Kuldan korkarken gel zaman git zaman

Bir hayat ki hasa korkmadan yaradandan

Ama elbet ruhumun vazgeçilmez akisi bas çarptigim kayaliklar

 

Irmaklarimin altindan akan irmak

Sandal sefalarim Marmara topraklari

Ama söyle olmussa yüzüme karsi söyle neyi inkar ettim

 

Diledigim en güzel hayat

Çöplerin içinde rüya aradim

Düstümse eger sana bakarken düstüm

 

Sen dinç zaman

Iste kuluçkan

Bereketle tasan yag küpleri gibi

Parmaklardan akan çesmeler gibi

 

Iste sinem kalabalik ve kendine zinde

Kullardan pervasiz nesillerden biri

 

Aha Seyhefendim Aha yüregim

Göz kapanir akil susar susar akil

Istersen haydi haydi haydi

Yeryüzünün bütün gümbürtülerini çagir

 

Çehrenden o azgin maskeyi dök

O evleri kedere bog

Nasil olsa her kucaklandigin dalgada

Bir gemi kadavrasi gibi ikiyüz yil parçalandin

 

Mahserinde uyanacaksin

Agzinin

 

Korkuyorum o nedenle

Basim egik

Dilim kapali

 

BUSAT  

 

Artist milletizdir.

Bizde defaten ölünür

ve kalkilir ki sofralardan

hamdüsenalarla palalarla

el yikanmadan

agiz misvaklanmadan

zinhar vurulmaz ha

ne dosta ne düsmana

 

ÇÖLDE GIZLI BEZGINLER  

 

bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalisin yagmur sicagi gibi

öptüm sonsuz gidisinden. Saçlarinin seyriyle seni

yollari asklara davul çalip çagrilmis yalnizlarla dolduran

akrepleridir duygunun. Karanlik ordulara günessiz sokulan

bunlar canlaninca ne ates kirli taslar ne böcek

sakaklarin sicaginda kuytu bir büzülüp ölecek

sabahsiz kuslara kosarsa durur mu evreni omuzlarinda

bahar senlikleriyle. Sürdüren ellerini yangin borularinda

saskinlikla basladi bu atlar bu savaslar insan buluslarindan

burda biter dügün. Gidilir mi evin soguguna çölün sicagindan

gemilerimiz saklanir. Agzimizda bir ask kaçisi vardir bulusmalarin

saplandik tadina. Durduk alninda yürege vuruslarin

yollar sellere gider. Açilir parklar artik kuslar dagilir

bir aski gözyaslariyla bulvara çagirmak hiç keseye mi kalir

çizildi yalnizlar. Senin gelisin ne de süvari köprünün diplerinde

geçer üstümüzden yagmur alan donanmalar. Kürek sesleriyle

kosu bitince ask bir yorulmadir kaçilmaz kirbacindan

sayilir günü geçmis anlar bosalan hangi tüfegin arkasindan

oturur iki bakis ormanindan gerilip bir masaya kollar

uzayip uzaya giden akrebe katlanip zincire gelmeyen yolcular

bu bizim sesimiz denizlere ates gibi eller açilir ortasindan

su konusmaz toplanmaz kuslar. Ne kazandik yasamamizdan

biz harcandik anam hem kelimesiz kapandik

sevgi ektik. Sonsuz seçtik. Begendik. Ama topragi kazandik

sevinçle kaçin kurtulun ölümlerinizle. Yalnizlikla ben kaldim

sevindiniz iste alin kosturun. Aha size son atim

 

DELIKANLILAR  

 

gülünç sapkalarini sahipsiz sapkalariyla

bazen mavi yanakli bir yildizin,

kizdan heykellerini

utanç ve yenilgen

bir gardrop odasinda

tanriya benzer

herseyim

dünyada

üryan dolasan bebegin

özgürlügün ama herseyin

özgüre ödünç verilen gelecegin

 

erisilecek bir üst bir alt kent

bir de

içine durup demir atilacak

bu binek asklarin

delikanlilar sofrasinda

kamçili bagirislari

 

derken

merhem

yok merhem

 

derken

avuç içlerinin kadin bölmelerine

kadinin iki havuç hacmindeki kadinin

en usta hücrelerime

en yaniltici en dolup en bosalan

ve en bosa atilan

yikan hücrelerime

bükülen dizlerime

ve kasilan karin etlerime

 

kendime gelince ben kim oluyorum

cevherim neyse nereden geliyor

nereden nereye ne mi

duvarlarin fayans çinko benzerleri

kendime gelince

gözlerini cihan gözlerini

ellerini kollarini parmaklarini

gögsüme gögsüme tam yüzüme

uzatan esya beyleri

çanak çömlek

varligina vardigim hücre gece

her yandan karanliklar biçilir

dikilir üstümüze

 

yolda kamyonlarla süt satanlar

düsleri

evleri ufalayan ve büyüyen çocuklarindan

degerli bir yoldaslikla

ödünç alan ihtiyar babalar

ates yanan sokaktan geçiyorlar

 

delikanlilar baba ve adam

delikanlilar ve ask

delikanlilar sevdali oluslardan

 

bir yildiz poyrazi

 

isa meryem kadar

bir balikla girince sulara

insanlar kelime hücrelerinde

isanin denizlere dagilan saçlarinda

-isa da tam denizlere göre

insanlar isaya göre

esyalariyla ve hayvanlariyla

yasar akip giden uslariyla

gelistire gelistire

bütün ölmek ve öldürmek sinavlarini

anilarda birakmak için

tanrinin ve meryemin yavrularini

 

delikanli bir çaganoz fabrikasinda

yürekleri devrilir dogum günü bayraklariyla

kentlere çagrilan ve insan biçimleriyle

nefret biçilen

ve bunlari düzenli anneler seklinde

yalniz düsman getiren

babanin gecelerine

 

delikanli

bir sahnenin perdelerinden sonra

katmerli kadife ve kapanan perdelerinden sonra

açilip kapanan karanlik küçük odalarda

ve karanlik küçük odalarda

 

EVET

 

Evet hatirladim

Küçük basit seyler

Yetiyor kederlenmeye

Ya mutluluga

 

GÜNES INIP SUYA DOKUN  

 

Birara neydi o bulutlar

Somurtkan dudaklari yere sarkan

 

Arkasinda deniz alev alan adam

Çehrem sarsiliyor bakmaktan

 

Günes inip suya dokun

Nehre yaslanip bas asagi kosan bir yasli agaç ol

 

GÜZELCIN  

 

Kosu kosuver nargözlüm

Yuvarlak biçimli ayaklarin

Küheylan kolani gibi kusagin

Gürbüz kalçalarinin üzerinde

 

Kostur azaplardan kaçalim

Koruklar üzümlenmis mi bakalim

Bir söze iki gülüs bir öpücük

Iki bedeni birbirine katalim

 

Ruhsatlim sevdamsin berigel

Kanin höpürtülü basin dik

O seven yuyan bakisinla

Içimi yu mermer dösegel

 

Dorukta yeni ay ince isaret

Ne kem gözler gezinir karanliga

Ne evin sevincinden korkan bulunur

 

Asmalarda günes ve çocuklarimiz

Çardakta islak ve eksi uyur

Bacin bazlama yaglasin sahana

Mutluyuz tüm dünyaya duyur

 

HIZLA AKAN MIZRAK  

 

Sabahtir

Alkislar gecenin

Sicak damlari sükûn yapilariyla

Aydinlatir bir ucundan

Kahvalti sofrasinda çay tasini

 

Düzgün uysal Isikli bir de agiz

Gizlice götürür hücreyi bütüne

Ve akla her gelen telgraf telinde

Öpüsür iki güvercin

Incelmis ve yumusamis gagalariyla

 

Bu geçen mizrak

Kalin kararli

Atanin deger biçilmez atiyla

Kuskusuz yolunda gerek

 

Mizrak geçer isigi

Geçer geceyi dolduran karanligi da

 

ISARET ÇOCUKLARI

 

Yasin okunan tütsü tüten çarsilardan

Geçerdi babam

Basinda yagmur halkalari

 

Anam yesil hirkalar görürdü düsünde

Daha ilk güzelliginde

Alnini iki dagin arasina germis

Bir devin gögsüne benzer

Gögsünden dualar geçermis

 

Çarsilar ellerinde ekmek igneleri

Cami avlularina açilan

Havuz sularina kapilan çocuklar

Görmeden günesin bütün renklerini

Götürmezlerdi dükkandaki babalarina

Ocaktan akan kaynar yemekleri

Nenelerinin koydugu avuç taslarina

 

Basi ve yüregi sahbaz

Kaleleri agirlayan kadinlarin

Süslerini kemerlerini

Baslarini agirlastiran

Agir siyah selale saçlarini

Tutunca gençlesirdi erkekler

 

Sonra insan o ki denizde

Küçük ve büyük nehirde

Bedeni islatan afsunlu suda

Önce niyet sonra yikanirdi

 

Zaman dert getirdi sulara

Içinde eski baliklarin yattigi kayalar

Savasan insanlarin elinde

Ince yontulup tasindi balta mizrak sekline

 

Anam kanlari kuruyan

Kavga ayiran bir kargi elinde

Kara ocagin taslarina

Isaret koydu çocuklarini

Belinde gezdiren babamin

Beyaz yazilarla kazandigi adlari

 

Yüregi korkuyla kuvvetlendi babamin

Unutup genç gelen günleri

Zamanin sürerken çektigi günleri

Çetin bilmecelerle

Sürdü atini sehirlere

 

Yün ören at güden kadinlar

Ormanlara tepeden egilen toprak evlerde

Küçük pencereli karanlik dar odalarda

Uzaktan uzayip gelen kurt seslerinin

Uzaga çekilip giden

Ayazda donan gülmeler içinde

Ormanlarda süt emziren anne

Unuttu gittikçe uzayan çocugunu

 

Hep kaçarmis sehirlerin

Demir daglarina

Uyuyunca toprak besigimde

Sahipsiz kalan

Ellerimden kayan aydinlik günlerim

 

ISTANBUL

 

Bir tohumdan daha az degil

Fatihin büyük güvercin kanatlari

Meleklerin sik araliklarla

Dokundugu toprak

Güzel buyruklar

Gürbüz havalar

Bogaziçi bir akimdir

Bir akan sudur

Nice dergahlar

Dinler gibi nabzini

Yeni dogan çocuklarin

Yamaçlarda mezarliklar

Sever gibi bazilari

Açik havada gömülmeyi

Çocuklar Topkapida

Sedef kabzali kiliçlar ellerinde

Rahlelerde Kur’an

Tefsir

Arapça

Farsça

Dikkatle önünü iliklemede

Padisah ve sehzade

Açiliyor dev bir kapi

Dikiliyor dev gibi bir sütun

Sütun basi sütun ayagi

Dibinde dilek sikayet sahipleri

Birer gürz gibi sag ellerinde

Iradeleri

Bir ellerinde arzuhalleri

Ogullarim

Dikkat edin

Hak yemeyin

Ogullarim

Mümkündür

Topal bir karinca

Mihnettir

Ogullarim

Mümkündür ki

Bir bas kesilir avluda

Akin, akan kanla

Cihangir

Tas yokuslar

Eyüp

Sila sila Medine

Aci

Bu tortu

Karartir camlari

Yorar küpleri

En berrak sular bile

Ve kapaniyor saray kapisi

Saklaniyor

Sari sari altinlar

Korkup

Simdi birden Eminönü kalabaligi

Kimseyi tanimazsin

Kiyafetinden

Yüz çizgisinden

Katil efendi

Hirsiz bas kösede

Haksiz hakli

Ser belali

Örtünmüs günes

Çoktandir, yüzü nerde

Ya o ay

Kara bir zibin biçmis kendine

Bir düs

O buyruk

Sefaat

Gürbüz hava

O güzelleri Istanbulun

Dönüyor demir teker

 



winerilhan