2






$AIRLERIN
$IIRLERI
ve
HAYATLARI



AHMET HA$IM

1

ATAOL BEHRAMOGLU

1

2

3

ATTILA ILHAN

1

2

3

4

5

CAHIT ZARIFOGLU

1

2

3

4

CAN YUCEL

1

2

3

ISMET OZEL

1

2

3

4

MEHMET AKIF ERSOY

1

2

3

MURATHAN MUNGAN

1

2

3

4

5

6

7

NAZIM HIKMET RAN

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

NECIP FAZIL KISAKUREK

1

2

ORHAN VELI KANIK

1

2

SEZAI KARAKOC

1

2

3

SUNAY AKIN

1

2

YAHYA KEMAL BEYATLI

1

YAVUZ BULENT BAKILER

1

YILMAZ ERDOGAN

1

  


2


ISTEYEREK  

 

Karsi dagdan meleyen canim

Günler nasil homurdaniyor basimizda

Elini uzatip baktin mi yas var komsular ülkesinde

Bülbül neden kenetlenmis Sorman oldu mu hiç

Iskeleti havlar mi bir insanin. Gördüm

Karsi dagdan meleyen canim

 

Evin görünmeyen elleri

Yagmur yanaklarinda gözyasi taneleri

Art arda gidenler can pareleri erkek kardesleri

Evde kizlar kimsenin görmedigi kizlar

Ates gibi ülfetleri

Daglamis serin taslar bakraçlari

 

Analari bilinmez bir kösede

Bir nagra gibi. Hayatin basinda

Tozut koyun yünlerini hallaçla zamani hallaçla

Bir kapali agzin var. Sanki susar çagin ünlü marslarini

 

Yüklükten bana bir yorgan çikardilar

Üstü mavi papatyalar

Bir dehlizden geçirip zirveye dösek attilar

Taradilar uykumun saatlerce uzun saçlarini

 

Simdi sirtim saglam

Karsimda hamle yataklari.

Bir elimde kilinç bir elimde zafer dualari

 

KABÜL  

 

Eski sairliklerim gitti gözümden

Gayridir baska bir hal kusaniyorum

 

Azik yoldas olmaz haydi geç tokluklari

Az'la doymak yap des insan zamanlarini

 

At al at bin at kusan da cigerin kos

Davran bre çocuk doyma ilk sulardan

 

Hehey gözüm hehey gözyas odsuz kaldin

Nice hançer dürdün sabir balyaladin

 

Gögsümde bir küçücük derya buldum

Kabina sigmaz bir ceylan yoldasim

 

Etegini toplamis bir sevgili düstü kumsala

Ufacik kuru dudaklarinda bir hasret sayhasi

 

De Zarif inle. Ta ki huzra vardin

Nice yil isyan durdun gurbet kaldin

 

KARTAL ÖLÜSÜ

 

Tabutunuz

Piril piril çivileri ve talas kokuyor

Demek taze ölülerdensiniz hemsehrim

 

Kan akitilmadan

Kesildi damarlarinizin sicakligi

Söyleyin kim yokladi

Bir ates salmaya içinizi

 

Simdi doya doya seyredin gövdenizi

Kalabaliklardan eli mizraklilardan

Otomobillerden nüfus patlamasindan

Ve o koca denizlerin kirlenip agrimasindan

 

KAYIT  

 

Korku salardi inceligin aciman tevazuun

Dünya ve insan çikmazlarina yumusak bakisin

 

Nur sarniçlari ballar koydun çöllere ruh esiklerine

Senden kayniyordu yine sana kapiliyor irmaklarin

 

Yamali ve tertemiz elbiselerim olunca

Her gece mutlak uyanip adini aninca

 

Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz

Sen dag gibi kurul ben zerre bir yer tutayim

 

Sura vardikça gövdelendim soyundum ask duasina

Atiliyorum sirlarina açiliyor hücrelerim

 

Menzili çoktan geçtim ün saldi kaybolusum

Kendi kuytumda çalkiyor serbetini agzim

 

KORKU VE YAKARIS  

 

Yüklenip geliyor gökyüzü evimizden yeryüzümüze

Dilimize onur veren kelime

 

Güzel ticaret ettik

Çölü okuyabiliyoruz deveyi çözebiliyoruz

 

/Delicesine yalnizliktan yana reyi

Elleri berrak ve dolu

Arindi soyu kurudu kinlerin sanki

Vuruyordu son bahtsiz atilisinda

Köpeklere yaslanarak bir avluda

Ve ayaklarinin altinda

Her kiminse dogranmis saç örgüleri/

 

Ve simdi adam ey çocuk

Eline bir dudak inziva al göster onlara

Belgele sevisebildigin aklin

Kuslarin o hizli olus adina

Çalilardan uçurdugu baharla

Uzaktan kur düsleri ve basla binmeye

Gemiler gibi gelen günlere

 

Ve özenle seçilen söylenen kulaklara

Yeni yeni heceledigin tattigin

/Iyice düsün ilk kez kim duyuyordu ayetleri/

Hatta o isili ve tamam edilmis kelimeler yardimiyla

 

Nerdesin ne suçun var anlarsin

Gibi dost ettigin paha gerçek paha

Bilinir ki yolluyor yiyeceklerini senin katina

 

Seni çile çektirilen

Verdikçe alan kelime

Susuzluktan kalma bir sarhos agzin

Salt ona adimlarin

Yalpa yok elatisinda boyuna sürdügün o

Ve hadi artik. Konus

Nasil buldun yolunu

Ki akiyor her gece ruhun bütün gücü

Bir firdönüyü sakliyor esyalar

Sen issiz tekbasina ve magrur

Batiyorken yataginda

 

Nasil da ates sicak içova nabzi

Zamanlar indirir kaldirir limanlari

Sanki bir kus agzi bir kadin agzi

Su baslarinda sel yollarinda hayatin

Kugu kanatlari beyaz soluk alislari

 

/Derken rahimlere kapandin

Dirilik harflerle çalkalandi

Bosaldi bos çanaklarina kavganin/

 

Kaynak yeniden yumulu parmaklarini açiyor

Biziz simdi görünen artik salindayiz askin

Yüz yüze koyuldugumuz sir vakti: Olgun ve hazir

 

Yine uyandim

Sabah

Yine büyük

 

Ismimle ancak

Ayni sarniçta düs ve gerçek

Alip veren sakinan etim

Soludugum bakis

Can levham duvarlarim senin

 

Bana giysi verdin

Öyle biliyorum giyinmeyi

Beni doyurdun

Böyle biliyorum doymayi

Ve sayiyorum kimse yok

Öyle böyle bir doga

Yalniz beni götürüyor kiyamete

Görüyorum ki farkediyor

Gülümserken korkuyorum

 

Elime açiliyor yüzün

Duyuyorum buzlar gibi

 

Sensin bana

Sanki kendimden bana

Içimden tüten

 

Sensin dogdugum sabahlari

Isiklarina uzandigim baslari

Dünyaya birakan

 

Sensin güden

Kanimin düsüncesini

 

Sen ince savk toplam zaman saf hayat

Tek diri

 

Sensin yüzen geceye

Tek diri

 

Sensin yüzen geceye

Yeryüzü

 

Sen ayrilmadin hiç

Evimizden

 

Uyudum yine

Gece

Yine genis

 

KUTSAL MAVI ÇOCUK SIIRI  

 

Ellerin çikti ve gögün ortasina geldi

Tarlada

Bakisi gittikçe yer topragina

Çakilan

Bu kadar beklerken habersizdi

Ve hatta onlar da habersizdiler

 

Sular mi anladi

Daglar mi sezdi

Yoksa birdenbire bir çiçek mi

 

Bir gün

Herhangi bir an

Ama bir çelik an

Her sey

Ve hepsi baslarini kaldirdilar

Ve hemen ellerinin gölgesi düstü yüzlerine

 

Karmakarisik belirsiz uzun

Geçti ve geçti gölgesi

Zerdüstün ayaklarindan bir kartalin

 

MEÇ  

 

Agaçlara kiliçlara benzer çocuklar çikiyor

erikleri itiyorlar

erikleri onlari yirtiyor

ellerinde dürtme silâhlari

plaj yikintilarina çarpiyorlar

 

sarsintiyla akiyor

ayaklarini islatan

yapraklarin gergin dallarinda yüzücü nehir

 

gerginlik balik kanadi

sertlik gözlerine yakin gelmis

suçlu agizlarinda çignenmis bir gemi

 

çocuklar elleriyle dallarin uçlarindaki eriklere

bir mahzendeki uzakliga kayar gibi

 

Gerçekler baslarina konan çiçekler

yapraklar boguluyor

yorgun bir meyve daha geliyor agaç kökünden

 

bu sirada tramvay geçiyor

ve duruyor fidan küçük agaç

gögüne üç ayak yaklasmis

ilk koçanini ezberine biliyor

 

her an ürperti geçiriyor

odaya sokulan yemis

 

odaya sokulan yemis

göz hapsi

 

evinde durmayi seven kadinlar

mermerle siviyorlar çocuklarini

top uzaga yakina çagiriyor

hep bir noktada kalan adam

varmaya dogruluyor

sulardan sorulmayan

ama sulara yatkin anilarina

sevgiler kosturan

pencereyi parça parça aralayip

denize açilan bir sokak kadini

 

denize açilan çuha kadinini

açiktan geçen son sagliga baglamak için

makine ustasi

amma da mideli yikilmadan geliyor

ve sirrim sessizligiyle çalisiyorsa basina ben

gittikçe soguyan ve soguyan ben

ekmek kirintilari döküyor

 

her zaman yaprak duslari basliyor

serpilen kuslar çimen düzlerine

gelip bir kisraga yakindan bakiyorlar

 

kuruyan agza kapak göze kapak

çölüne atilan zar

sulardan serpme balik

 

deniz görününce kargilar atiliyor

karli yamaçlardan

kizgin kumlara erenler kaydirak

arkalarindan aç karinli

sevilen kurtlar iniyor

 

agaçlar dimdik

dallarinda gergin su

haber gibi bir sey bekliyorlar

kökleri topragi geziyor

bir yatagan asiri gitti mi

zindana çikiyor kök ucu

 

zufa bir cins agaç

 

Devlet sokagini tek basina bir ayyas geçiyor

Kente verdigi cevap pandomim

 

basi bir gölge alti açiyor

hotozlu kadiniyla

hovarda adami

yanyana koyunca yatak

yasama simidi

 

simdi eskimolara bakin

kadinlari fok baliklarindan

bunda yataklara girip

simsicak çogaliyorlar

denizlerini kargilarini köpeklerini yemeklerini kayiklarini ve kaygilarini

ayi baliklari bekliyor

ve

baskentte korsan gülçin dil baligi

 

yelken

gelmek üzereyim gelmeye hazir

saramla doldurdum

sözleri agarincaya bu geceyi

hartuç ve hece

 

gögsü kizgin köpüklü tayfasi

sisti mi kadin kollarini

kadin ellerini biçimli gergin tutan

insanin su basi rahim

 

kelime yorgun

gece soldu çan

çan ve çayir

suçsuz çocuklara koridor

yapraklar balik pulu

balikçilar pul pul

yalnizca bakislarini kirpiyorlar dokununca

çatilarda kirislerde serin dubalarda

 

artik göze bakmak oyunu yok

 

MENZILLER 

 

Sözün ve yolun bas çesmesi ruhumun

Canim içre sevinç verir sözlerin

 

Baktigin daglarin düsüncesi bile aglatir beni

Hür olurum buyruklarini bir bir donansam sultanim.

 

Askin bin gözlü devasa bir bas imis

Yur her birini uykularindan sohbetin

 

Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtin

Bu kirik akilla ne cürettir yaptigin

 

MUNTAZAM  

 

Seni kamçilardan çikardim

Tevbelerle basladi rahmet vuruslari

Insan aglar oldun yürekli gögüsler kurdun

Sesimi iskencelerden alirdin

Elimin altina dökerdin etlerini

 

Hizli varislara bile hazirim daha

Dayanirdi yelken bezleri saf saf insan enginlikleri

Bir geçmis zaman kalkani indi

Çinar agaçlarindan sahil sularina

 

Kalbim kalkip indi gemilerden

Çok tarandim baska saçlar tarandim sokaklarda

Kapris kamburu çikardi yillar

Ve bir tek çiban çikaran yoktu sancilarla

 

Habire vuran rüzgâr

Kabirlerde su yollarinda

Dehlizlerde

Iç çekmeler

Sizlanmalar fisiltilar

Ne zora çekiyor zaman ki bildiler farkettim

Götürüp

Kelimeleri baska bir semte attilar beni

 

Üzgün melal içre ve âsik

Yürüdügüm deniz sahillerindeyim

Yakin sabahlarda öglelerde ve daha

Üç pariltisinda günün

Devlerimi gürestirmek isim

Üstüm basim heykel kiriklari

NEREDE BULABILSEM SENI  

 

Yetisip dizüstü düsebilsem eteklerine

Karanlik basmadan

dünyayi kapatan karanlik

Elimizde kilinç

ben ince isler ustasi musa

kardesim ya ki heybem

degisince kubbeli evim

girdabim -

tövbem

kapimin önünde akan irmak

en zengin denizcisi incilerin -

uzak sarklara yollanan elçilerin

 

Kelimeler

okyanusla yarenlige dalip

çoluk çocugu unutacak kadar bol ve bereketli

binlerce yilçün kurulmus

bir zemberek içimizde

agzimiza bosaltti onca sözden

Birinin heybeti ve lezzetinden

Damagimiz çatlamakta

 

ya ani karanlik

'inanana rahmet

inançsiza esef' olan

 

(Hiçistanda

Bir rüzgâr belirmis

Kulagimiza gelir-

Bir ey muhalif rüzgâr ki oyropeis örnegi

Hafifçe terli bedenin krondeli

Göz dikmis duyduk ki

Meni yataklara bile)

 

/Japonya büyür büyür bir gün

Topragini denize yayarak

Peygamber sözüne ordan hizmet olur/

 

Kucak açanlar kadar genis istekli

Göçüp gelenler kadar hafif

az'la doyan yük olmadan

 

Ve baslar

Kimin yüregi daha yüce yarisi

Musa kardesim aglamaktan mi

Okumaktan az uyumaktan mi

Kan gölü gözlerin

 

Her an karanligini giyinecek gibisin

Ne kadar uzun sürüyor

Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin

 

Karnin ne kadar küçük ve içerde

Ince belin-

Fazla kabarik degil kemiklerinden etlerin

Biliyorum ancak sen

Bu kadarla yetindikçe ve ekmegi

Böyle mübarek tutukça

doyar karni çinin hindistanin amerikanin

Sen olabilirsin çaresi

 

Su içinde susuzluk hissinden ölen kimselerin

Musa kardesim haya'dan mi

boyuna posuna güzelligine ragmen

hafifçe kivrik omuzlarin

hafifçe egik basin

Hele terazi tutusun

zarif

sapasaglam

ve artik

en insansiz çölde

tek basina kalsa bile

egilmezken adalen bile

yine de

Bir nebzesini yutsa yüregindeki tartarkenki dikkatin

Ikiye yarilir bir su aygiri

 

Ve çocuklar tuz yalarken çocuk avuçlarindan

NEREDE BULABILSEM SENI

Baba biçagini agir agir çekerken

YETISIP

Ana dalgin ve Su dibinde yürür gibi

DIZÜSTÜ DÜSSEM ETEKLERINE

Ana dalgin ve su dibinde yürür gibi

üzüm tiyekleri ceylan dolu etekleri

1

Çocuklar

Kurtulamazlar yanaklarina konan yaradan

Olmadik anda birakilirlar

Sonra

Nice sonra

Hatta bazen karanliklarina uzanirlarken kadar sonra

Üzerinde gözyasi izleri

Senelerin izleri ile yol yol kalmis yanaklari

Mahzun yayilir

Ancak görünür güzel disleri

 

Ve 'kuslar da kaderle uçar'

 

ONUN IÇIN  

 

Dün kalabalikta

Sevmekten yorulmaktayim

Yalpalayan bir sarhos var

Simsek vuruyor onu bir çirpida

Seçip vuruyor

Firtina çevregi de onu buluyor emiyor

Yilisik nemli bir sehvete arzulaniyor

Bahar ayartiyor onu

Köprüde insanlardan yükselen buhar

Camlarin çigneyip salonlara kustugu sicaklik

Sevmek yapiskan insan teri

Insan kili memesi kokarak

Kollarini eklemlerini yaliyor senin

 

ve simdi askin evinde

iki yabanci insan

misina tutmaktan tuzlu sudan

 

birbirini duyamaz olmus iki parmak gibi yatiyor

Istanbulda Suadiye mezarliginda

Yorgun uzman bir kalp

 

Kimbilir hangi kanlarda akiyor gövdemiz

Kimbilir kimin damarlarinda hizlandiriyor sözlerim

Bir bohça aranir çagirir üfürür - sicak ve tüterek

Irmak denize bosaltir daglardan kaçirdiklarini

 

Atin birden nallari dökülür - delice kosarken yine de

Bilki söminenin içinden

Yanmis kül olmus yine de

Seni gözlemekteyim

 

Bir kadin bir bas kesiyor gördüklerim

Bir kadin kendiyle oynuyor

Kendine ve çocuklarina parçalanarak

Soguk sicak yanip donarak

Dar koridorda yay gibi vinlar

Ve dusa varamadan

Ufak kirmizi lambadan erlikler yagar

Bir göz bir çagirma bir dur akar

 

Geri dön azarlandin

Koltuga otur söminenin içine bak

Simdi hizlan ve hizlandir

 

ORASI NERESI BURASI BIR ADAM  

 

Korkuyu kapisir taslar

karanlik kendine çekince perdeyi

göz hüzünle odayi kapar

el uyur ve akvaryumda balik

resmi çekilmis nehir

 

Böyle bir çiçek vardi

Rüyadaki geçit büyüyüp büyüyüp

Büyüyüp büyüyüp büyüyüp

Espasi bir tek gecede

Ezip el tutan

Alninin bütün bir duvara dayayan

ve sesleri bir orman büyüklügünde

günese yol yapan çocuk

güresip bütün gelisleriyle

gecikmis bir deniz feneri

 

Saati yalvarir hizla

Safagi çogaltir kan akan damar

Adim zorlar kapiya çagrilan

En korkulan gerçegi

Bir boyun egisle girilen

böyle bir çiçek vardi

kilcal kökleri

çagin sarsinti duvarlarindan

burasi bir adam

bir ask çapinda

bir çesit hapishane tutulan

akip giden su uyaninca adam

suyu geçmek isteyen karinca

bir tasin alevinden basarak ellerine

kaçinca adam

birakmaz esyasini da uykuda.

 

 

 

ÖLÜ ATLAR  

 

Karisik bir iç deniz bunalimi

Zafersiz bir kalyonda

Ölümün her anki hatirasindan uzak

insani her halinden taniyan

sakat bir ölü atlar alicisi

 

Ucuza kilitlenmis bir dag ceylani

Ancak bir tabuyu öldürecek bir zamanda

gögün bütün ön görmelerinden uzak

fenerler tutulup tekmeler atilan

önemli bir es çag tanrisi

 

Telasla yenilen analarda kayboluslari

sevgisiz kalan babalarla

lekesiz bir günesle ancak

çocugunu sardigi bezler arinan

agritmaz sanilan bir yasamak sarkisi

 

ikisinden birini örter kanadi

durulmayip tabessüm ettirilen sarkida

sevinçsiz canlara dayanmak

her an bir baska isiksizi arayan

acimasi bir çocugun masal cücelerine

 

ÖZGÜRLÜGE DOGRU  

 

Birakiyor ardindan belalara beni

Tedbirim öldü gövdemin binasi geçti

 

Gögsümde ince gergin çelik bagcik

Tenimi bastiran içerilere

 

Bagiriyor leylaklarim agliyor agliyor duvarlar

Çatlayacak gibi susuz düzgün ve biçimli sanatlar

 

Çocuk yigiliyor kalp kalp üstüne konuyor

Bir baba damari vuruyor sökülen nabzim

 

Simdi batar birkaç nesil azdiran bozgun

Simsiyah aklim ve beyaz bir nokta kalbim

 

Kader akisi alkislaniyor her kârim

Nazli bulus git git kabariyor dalgalar

 

Çare yok gür gür bagiracagim yoksa bu sefil

Isyan yüklü gemi zor kayaliklarinda gönlün

 

Harp. Ezilen etim sögülen köpekligin için degil

Güzel ölçülü zulmetmeden yeterince öldürüsüm

 

Harp geliyor bir güzel bilendin mi kardesim

Binlerce cilt tutuyor kiliçlarin hançerin

 

I believe in you believe in we believe in

In la ilahe illallah la ilahe illallah

 

Simdi halk yüceldin guslet suyun götürmesiyle kusan

Yüzün kollarin ates yakmaz basin ince ayaklarin

 

Dünya bir konak bir konuk ölümsüz hayat içre

Geçildikçe hor öpüldükçe soyunur sehvete

 

Sehvet ahiri degil yeryüzü

Domuz ahiri degil yer toprak

 

Iki bakisimin arasinda buldugun toprak

Dört köse duvarlar siyah örtü ve göç sesleri

 

Kapaniyorum kabul et öyle buyur

Bin açili örtüye daha sar beni

 

Bin yil bin daha

Dursam kapinda

 

Sayisiz perdeden bir perdecik kalksin için

Basim yüzüm kizarir haddim olmaz aslinda

 

Sakin ve gövdemin mizraklarini döken bir gelis

Vara gele ancak birkaç agaç aliyor gögsüm

 

Sakin ve daha sakin mizraklarim dökülsün daha

Aniden çikip havlayan köpekte emanet bugün

 

Binbir helak ve Allah selamiyla girilen ovada

Bir dag gibi diz çök kendine irmak ol tut tut birak yildirimlari

 

Sakin daha sakin kimilti yok bakisinda

Birak toprak altinda göl olsun gözyasin

 

Bir çesit isyandin gönül aglamasi ilacin

Destur. Nice uzlet makamindan geçersin simdi

 

Simdi çagiriyor o güzel aska beni yalvariyor beni

Duruyorum ve çesit çesit ölüm omuzumun binileri

 

Bu ova cennet olmali sayimizca bir cennet safi

Bu çukur ates olmali sayimizca bir cehennem safi

 

Ya bu yol. Ayagin sahibi gövdeden habersiz yürüdügü

Gövdenin ayaga merbut ayaga dönük ayak kesildigi

 

Sen gönlünü yukariya bil

 

Bir dag nasil söylerse öyle söyle

Bir dag nasil inlerse basla öyle

 

Ey zarif sen de ata yoluna meylettin

Korkarim binbir belaya dayanmaz sikletin

 

SAKKUL -ARZ  

 

Bin desi derinlikte delik bir kalp

Uzanir agiz

Siyasal bir avuç hava ister

 

Benimle fazla yakinlik kurdun

Çiçegim

Köklerim ates saplarim zehir

Yagmur ates saplarim zehir

Yagmur sulariyla izler edinmis tenin

Benimle çok hayal kurdun artik yaklas

Ipil ipil miyop bakisin bir kanakisi

Bu su sarnicindan basla

Sana verildi emanetim atesim zehrim

Benimle çok put kir çiçegim

 

Edisyonkritik

Bir ses

Bin desi yer dolmasi agirlik

Havagazindan uzanir agzin

Siyasal bir ton özgürlük ister

 

Arz gittikçe benim ve onun

Karsilikli

Bileyli

Havada

Palalarimiz

Hamlesi yaman ilkin bir defne dali

Detant

Hadi oradan-ardindan

Sam füzeleri

 

Hilesi hayati olmus gördüm ki

Anam babam kemirilmis

Çorbama kireç ekilmis

 

Hamlem zarif

Vurusum hayat

Hilem tay

Kaçip dönüsüm siir

 

Arz gitgide benim

Muharremde temeli atilir güveyligimin

 

SAVASTIGIMIZ GÜNLER KENDIMIZLE  

 

Basin çok yükseklerde egil selvi boylu

Egil bir kez nasil bir seysin göreyim

 

Nasil liman çocuklari zalim

Nagra atarlar gecenin koynuna

 

Daha baskalari da var

Tabiatlarini mayalarini açiklayan

 

Ya sen selvi boylu nesisin

Ya ben neyiyim körlügün

 

Egil hakkimizla

Birlikte bagiralim içine esirligin

 

Ben hirsiz olayim kendi malima ha!

Ben yakalanayim eskiyama

 

Gardiyanlarin degisti de n'ooldu

Haydi soyun bir kez daha kirbaçlan kendi dallarina

 

Dag özlemin sari bir kanarya oldu

Ötüssüz uçtu uçamadi kondu konamadi

 

Akil ve hikmet emzirirdi magara

Yarasa doldu.Yüz çarpilir göz kayar

 

Günesin tozu yagmuru atesleri taslari

Gelse gelse elimin vurusma özlemini alsa

 

Selvi boylu egil ikiye katlan

Bak sairin yarim siirin köle kaldi.

 

SCWAEBISCCH - HALL 1972  

 

svebis - hal'de

büyük bir park her alman kentinde

bulundugu gibi

ve merdiven tiyatrosunda

bir adam yaratmak piyesi

 

olmaz dedi berbel

tek saf damari avrupanin

gözlerimiz yasariyor

yanagindaki kirmiziliktan akip duruyor her seyimiz

 

tirmanmaya basladi merdivenleri

haylbronlu kedi

sarisin -

ve kara açilimiyla kirbaçlar

uzun saçlari -

ve bindigi atlar siyirir kayalari

genç

ve durup direnecek sanki kaslari

ve o bakislar kaçip saklanan

ve umulmadik anlarda karsilasilan arzlar

aktörlük yaptigi için kendinden

herkeste oldugundan daha emin

 

olmaz dedi berbel

siirlerimi oku derken

birden

necip fazil göründü merdivenlerde

müthisti.

 

bilin ki berdel

jan janin

sen de merikali tom

ve seya

bütün ecdadiniz barindi içimizdeki hosgörüde

 

bir gün

baktikça degisen ve beni alabilen

enginliklerinde

bal görünümlü gamzelerinde

dudaklarinin zümrütten gibi

billurluk yansiyan çekislerinde cosarak ekstazla

. zira aklinda degil

güzelliginle anliyordun.

iste bütün bunlarda

bütün dünyaya

üstad necip fazili anlattim dedim ki

 

O görünüz görünmez

Daha ilk sesi ilk kelimeleri

Ilk mimikleri ve yüzünde

Içiçe dönen binlerce daireyle

Insani alip gönül hücrelerine salar

kaninin yapisini bozar

yepyeni bir terkiple atar meydanlara

 

çünkü çok gördüm

onun

yüzündeki ahenge ulasacagim diye

temelinden sallanan yapilari

 

aklim mi köpürüyor ne vakti deniz

topraga kene gibi yapismis agaçlar

köpek bastiriyor kani

avrupa kadini ne kapilar ismarliyor

kapaniyor içindeki bütün çengeller

insan tarihi kadar eski bir hasretle

bakiyor-

ve aliyor

 

SEVMEK DE YORULUR  

 

Bir adam bir kadin var içimde iyice anladim

Bana bunu sessizce anlatiyorlardi

Bir yerde onlarin yönlerinden

alimli bir zarf katlanmisti uzaktaki

bulvarlarin geceye vurduklari

çagirmasiz kir günlerini zararsiz akrepleri

uzunlamasina yasayip yatay bir çocukla kalkan

bir sürü aliskanliklar tasiyan

insanligimizi gülüsü yalnizlar çarsisinda

çagrilmis gümüs seslerini aynadaki yüzlerin

baskasi sevsin diye en seçkin yerine

bir sal gezdirirdi

Insanligimiza bir sey getirirdi yalnizlarla

 

Bir sen varsin hep saçlarin agzin

Bir merdiven hücresinde

uzak çagrisimlarla kosardin ya bensem

seni sonsuz gelisinle

saçindan taniyor gülüsünden kaçiyor

egilip basini içlerimden geçtigin zaman

uzaga bir yolcuya karsi çikar gibi

Artik gecikmis alisildigim gidisinle

davranilmaz üstünde durulmaz

hiçbir tüfege gelmez bir kekliksem

 

Yüzün soygundan geçmis öyle bir yerde

durmus ki bakisin boynun bozgun

üstünden bir nehir geçer gibi

ya gecedir ondan ya bulanik sudan

bir hasta gibi agrimaktasin

 

Gelisini aldim onu nasil harcadim

Denizden bunalip okyanusa

Selâm çakan vapurun

Sevindik adimina birden parka çekildik

Ve birden nasil bayram biyikli

Bir yaylim herkesin yaydigi bir merhabayla

Egip basini içlerimden gittigin zaman

Uzaga bir yolcuya çikar gibi

 

Selini üstüme çektin önce

camdan bir mektup dolabinin

üstüste sayisiz koridorunu yüzüme yakin

basini duvara degdirmis bir benzetisle

josef ka benzeri bir bakisindi

ya da konusmayi kesip aman sen

öyle bir gittin ki benimle

 

Piknik beni sana verdi önce

Gelisen günes yalnizliktan bir göze

Eski ellerin

Ve çaglarinla bir seye uzanmis etin

Ve hançerinle zamana saf durmus

Son gidisindir bu

 

Bunlarin hepsi beni çagiriyorlar sevinçlerimden

Biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle

zaten hangisi kavak zürafasi degil

biri bütün yan odalari bekler

kuskulu geçer camlardan

ve birakir yerini bir koridor bekçisine

 

Haydi sen bütün onlara git benimle

Son sigaramdin

Gidisin antinikotin

Birden bir sey mutlu esit piyano çaliyor

Elleri iki çesit durgun

Gerçi çikmiyor gelenlerin karanliga duranlarin

Suya inen sesleri

 

Tam simdi denizinle

bir çakil tasina yaklasiyor

kuma çok yakin bütün kesitlerinle

bakiyor ve bunaliyorsun

 

 

Tam simdi ipe kosan

beni elleriyle alkislayan

agriyan bir gün geliyor



winerilhan