BASTAN KARA
Baslayan bir sey vardi unuttum
Animsamaya çalisiyorum simdi
Emekdar kelimelerle:
Bahar
Gençlik
Bebek
Çiçek
Deniz
Isçi
Bagimsizlik
Özgürlük
Esitlik
Ask
Mezarimda dönüyorum da
Yuvarlaniyorum bastan kiça
Kalafattan yeni çikmis bir tekne
Dalga olmayan dalgalarin üstünde...
BAYRAMLIK
Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayrami
Bu baris var ya, bu baris
Cephedekiler için o kadar baris
BELKIM BIR KERTENKELEYIM
Belkim bir kertenkeleydim
piç edilmis bir yagmurun serini
bir güzelin çirkiniydim
çirkinlerin en güzeli
yesil kossa güneslerin gölgesi
ben en hizli yesiliydim
kurbaga yarislarinda annemin
çatal matal kaç çataldim kim bilir
bin dereden bir kendimi getirdim
haydan gelip huya giden bir huysuz
heyheyler içinde bir heydim
belkim yedi belkim sekiz belaydim
düdük çalar hirsizlanmis polisler
ben korkudan üstlerime iserdim
üç yildizli bir albaydi gökyüzü
karsisinda önüm açik gezerdim
agzi bozuk meymenetsiz bir ozan
rus cenginde çaganozdum bir zaman
iki gözüm iki koltuk-eviydi
mavilerim bir miyobun koynunda
kendi düsen köyler kentler aglamaz
sur disinda ben oturur aglardim
ekmek diye bagrisirdi bebeler
elma derler ben ortaya çikardim
agitlarla kutlanirdi Isa-dogdu gecesi
fildisinden bir kuleydim yiktim kendimi
bilmem hangi keloglanin fesiydim
bir püskülsüz sümbülteber tohumu
feslegenler yaprak dökmüs serrimden
bir naraydim kimse bilmez nereden
ya yakindan ya uçmaktan gelirdim
belkim ince belkim kalin bir sestim
belkilerin kol gezdigi saatta
belkim belki bile degildim.
BEN HAYATTA EN ÇOK BABAMI SEVDIM
Ben hayatta en çok babami sevdim
Karaçalilar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpi bacaklariyla -ha düstü ha düsecek
Nasil kosarsa ardindan bir devin
O çapkin babami ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturdugumuz semti
Geldi mi de gidici - hep , hep acele isi
Çagin en güzel gözlü maarif müfettisi
Atlastan bakardim nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardim hasta oldum mu,
Kirki geçerse ates, çagirirlar Istanbul'a
Bi helallasmak ister elbet , dig'mi ogluyla!
Tifoyken basardim bu ask oy'nunu,
Ohh dedim, gögsüne gömdüm burnumu,
En son teftisine çikana degin
Kostururken ardindan o uçmaktaki devin,
Daha baska tür asklar, genis sevdalar için
Açildi nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babami sevdim.
BESIK DÜRTMESI
Kuzu gibi olun diyorlar
Büyüyüp ortaya çikinca
Koyun gibi gütmek için sizi
BIR ÇIN SIIRI
Davaci zengin, davali yoksulsa
Zenginden yana isler yasa
Davaci yoksul, davali zenginse
Davalida kalir yine nizali arsa
Davaci da davali da zenginse davada
Özür diler çekilir aradan kadi
Davaci da davali da yoksulsa, bak,
Sade o zaman iste yerin bulur hak
BI DAMLACIK
Duru bir yesildi ortalik
Aksam günesi kirilmis bir mizrak boyu
Ve çocuk sesleriyle iniyordu isik,
Aglarda sanki dargin bir kilinç baligi
Pullarini döküyor üstüme
Bir sessizligi anlatmak için yazildi bu siir
Belki de anmak için
bi damlacik bir sessizligi
BIR ÖLÜM ILANI
Zaten hayalet olan
Gölge yazar Oguz’un ölümü de
Herhalde kendinden rivayet
Oguz’un cenazesi mi
Hayret!
Hem o hiç uyumaz ki
Belki de ilk kez oradan
Kendi kendini Türkçeye çevirecek
Yeni dikilmis bir kalem selviyle
Ya da en eski daktilosuyla gecenin
Yildizlari tus
BIR SEN EKSIKTIN AYISIGI
Bileklerimizi morartmis yeni Alman kelepçeleri,
Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman'dan sonra
Sekiz saat oluyor karbonatli bir çay bile içemedik,
Basimizda perensip sahibi bir basçavus.
Nigde üzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz...
Bi sen eksiktin ayisigi
Gümüs bir tüy dikmek için manzaraya!
BULUSMAK ÜZERE
Diyelim yagmura tutuldun bir gün
Bardaktan bosanircasina yagiyor mübarek
Öbür yanda günes kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yagmuru
Piril piril düsüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir kosudur kopardin
Dar attin kendini karsi evin sundurmasina
Iste o evin kapisinda bulacaksin beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attikça sen
Patiska çarsaflar gibi yirtiliyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayim diyorsun
Içine dogdu belki de
Iste çil çil kosusan baliklar
Lapinalar gümüsler var ya
Eylim eylim salinan yosunlar
Onlarin arasinda bulacaksin beni
Diyelim sapina kadar sair bir herif çikmis ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazit meydani
Herkes orda sen de ordasin
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarindan
Yürüyelim arkadaslar diyor yürüyelim
Özgürlüge mutluluga dogru
Her isin basinda sevgi diyor
Gözlerin yagmurdan sonra yapraklarin yesili
Bi de basini çeviriyorsun ki
Yaninda ben varim
BUNAYDIN
Bir limon kalmis günesten
Bi de daluçlarinda buhur
Bulutlar ki kar
Bulutlar yagiyor
Dizdüsümlerime...
Bir tahtabostasin los
Sarmanlar gelip gidiyor
Silüsler beyazdan da yilan
Sen bu tipiden çikmiyacan...
Bir limon kalsada günesten
Bide ölümcül umut
Sen bu umuttan iflah
Olamaya
Can. . .
BÜYÜK CAN DEDI KI:
Kovalamayin beni yataga
Hiç uykum yok
Daha lafiniza karisacagim
Ortaligi dagitacagim
Televizyonu kapatacagim
Ayçiçegi resmi yapacagim daha
Basparmagima siir okuyacagim
Islik çalacagim
CANKURTARANLA
Yardin be cancagizim
Yardin sonunda su Beyoglu trafigini
Ilkyardim pamuklariyla
o ölümcül acelenden
Korna çiçekleri açiyor simdi
yaralarinin üzerinde
Ölen yok sen gibi güzel
Sinifsal ecelinden
DANTON'UN ÇAYDANLIGI
Kirilan bir çaydanlikti biz öyle sandik
Ya da bir yildiz uyanmis sonra uyanivermis
Öyle sasilasi bisey ki sasmadim bile
Sen söyledin Türkçe yüzermis Capon baliklari
Sen hep böyle günesli yalanlar söyle
Ben toplarim parçalarini
Kirk yilin Halimesi böyle bir güvercin
Oturup agda yapsin düpedüz Devrim
Bu bir degil iki degil dördüncü bacagi
Halime kopardikça dünya yenileniyor
Bu el yeni abeceyle yazilmis bir el
Laik bir bacagi sivazliyor
Komsular kibar evler daga çikmislar dünden. Biz de
Halimeyle vatani süpürüyorduk. Disaridan hariciyeli
bir ses: (Affedersin! Affedersin! Affedersin! Yangin
merdiveniniz yaniyor!) Ne bu curcuna be! Gözünü
kapan gelmis! Iyi ya dedim, kapattim pencereyi. Biz
de çaydanlik kirildi sandik!...
Kirk yilin Halimesi böyle bir güvercin
Oturup agda yapsin düpedüz Devrim
DEGISIK
Baska türlü birsey benim istedigim
Ne agaca benzer ne de buluta
Burasi gibi degil gidecegim memleket
Denizi ayri deniz, havasi ayri hava
Nerde gördüklerim,nerde o bekledigim
Rengi baska, tadi baska
Bir baska yolculuk dalindan düsmek yere
Yasadigindan uzun
Bir tatli yolculuk dalindan inmek yere
Agacin yüksekligince
Dalin yüksekligince rüzgârda
Vardigim çimen yesilligince
DEGISIM
Ince uzun bir hayvan
Çarpiyor
Çarpiyor
Çarpiyordu kendini taslara.
Cani mi sikiliyor
Can mi çekisiyordu yoksa?
Yok efendim dedi yanimdaki adam
Gömlek degistiriyor yilan
Bu hallerden anlariz dedi az çok
Biz de sinif degismistik bi zaman
DEMIN
Kasvet, elinde bir pasli makas,
Istanbul'un asma köprülerini kesti.
Sevdamizin ipinde cirit oynayan cambaz
Simdi bir kör satirdir içimizde.
Ha düser,
Ha düser,
Ha düser...
Basimizin üstünde demin gülüp duran gökyüzü
Yedekte bir salapurya simdi
DINLEME BASINI!
Karsi masadan çagirdilar, "buyrun" dediler
"Keyfim yok" dedim bagislayin, "basimi dinleyecegim biraz"
Sen misin diyen, bir curcunadir koptu
Ne kalabalik, ne kalabalikmis yarab basim!
Bunca ayip, bunca kayip, bunca ölüm!
Attim kendimi disari, karistim Sarlo'nun yalnizligina
Uçuyorum simdi Barbaros Bulvari'ndan asagi
Üstümde insanlar, ne güzel, ve ayaklarimin aldinda deniz!
Sana da söylüyorum hep, Teo,
Basini dinleyecegine, al basini git umaga!
DOSTUM SAMARIPA’YA MEKTUP
Baksana Samaripa
Su gümüsü bacaya!
Ne güzel kesmis tenekeyi tentene!
Günes de vurmus üstüne...
Ve salkim salkim sakallari
Rüzgarda saçaklanan bir duman
Arkadaki Papaz Okulu’nun
Çamlarini çulluyor
Baca degil, buhurdan...
Alt katta da o dumanin isittigi suyla
Sakiz gibi bir kiz yikaniyor
Ve Sakiz Adasi gibi köpükte
Yuvarlanip gidiyor g..leri
Sevgili dostum
Öyle görecegim geldi ki seni
Burnumda tütüyorsun...
Ha, onu soracaktim
Sen hiç lohuk yedin mi?
Ben ki tatli sevmem
Nefis bisey
DUMANIN DOGRUSU
Kolay gelsin vapurun dumani!
Inersin sen de birgün yeryüzüne,
Benim gibi yagmur diye!
Iyi de edersin!
ELLERIMDE BIR GÖZTASI
Ellerimde bir göztasi, gözlerim bos gidiyordum
Ne bileyim, bir damlanin böyle deniz oldugunu
Sastim, mavi bir fal gibi açilinca önümde
Giritli bir ölümüm varmis, bir balikçi fitil gibi
Patlayacakmis avucunda otuz çubuklu gençligim
Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi
Ben ki, o camgöbegi çiçekler açan agaç
Kirilmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmis
Ne zaman bogulsam böyle yosun kokuyordu isik
Sabahci kahvelerde bir çiroz ötüyordu
Ve dalgalarimi geçen o deniz soförleri
Böyle uyur düslere bindirmis gemiler
Uyuklar gibi üstünde mermer masalarin
Bir tahta parçasiydim, osmanli bir kazadan kalmis
Yüzüyordum, islam kaptanin ahsap ayaginda
Öbür tahtalara öbür insanlara dogru
Cumhurdu mürekkep baligi, simsiyah yüzüyordum
Ne bileyim, bir korkunun böyle destan oldugunu
Agardim, nisanlayinca gece, ve yavrulayan yalnizlik
Ya da ilk insanin dogdugu, öldügü dagdi Moby Dick
Nefes aldikça filbahriler köpürüyordu sulardan
Çanlar çaliyor kulaklarimda, yunuslar yarisiyordu
Alyuvarlar, dolkuslari ve rüzgar midyeleri
Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde
Ellerimde bir göztasi, gözlerim bos gidiyordum
Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel oldugunu
Açildim, çikmaz bir sokak gibi, kapaninca denizde.
EPIGRAM
Marx’in da pek sevdigi bir Latin sözünü animsiyorum
Nihil humanum mihi alienum est
Bu sözün altina ben de imzami basiyorum
Insana iliskin ne varsa kabulüm
Su hümanistler hariç
FINDIK FARESI...
Kafka'nin "Fare" öyküsü üzre,
Gözüme nasil büyük görünürdü
Su Sirkeci Gari'nin lokantasi!
Sekiz-on yil kapali durup yeniden açildiginda.
Gittim baktim ki götiçi kadar kalmis
O hangar gibi yer...
Garsona sordum: Niye küçülttüler, dedim burasini?
Yok, amca, dedi, dokunmadilar hiç enine boyuna.
Siz fazla sismanladigimizdan, size öyle geliyor.
Dogru dedigi belki de...
(Üstelik garson Kafka'nin gençlik resimlerinden
birine pek benziyordu.)
Ola ki yaslandikça, yaslanip sismanladikça,
Hiçdurma küçülen bu zemin-vatan ve tavan arasinda
dönmüsümdür ben de Kafka'nin faresine...
Yarin, meselâ, orta yerimden çatlasam ne lâzim gelir?...
Yine de içimden bir ses: Sen sen ol! diyor,
Kafka'nin öyküsündeki fare emsal,
Cirit oyna oynayabildigin kadar,
Buldugun neyse mekân!
Ellerin, ayaklarin ve çükünle degilse de,
Hâlâ genç kalan aklinla kosmaca oyna,
Duvarlara vursan da basini,
O tavanarasi kadar kaldiginda cürmün ve cirmin,
Ölmek ki senin
baslayip da bitiremedigin
allah bilir kaçinci bin siirin...
FITILLI
Içerimde bir bokluk var
Yikiyorum, yikiyorum, yikilmiyor
Yüzümde bir maske var
Çekiyorum, çekiyorum, çikmiyor
Bögrümde bir ölü çocuk
Ölüyorum, ölüyorum, ölmüyor
Gözümde bir çakmak var
Çakiyorum, çakiyorum, çakiyor
Suratiniza!