2






$AIRLERIN
$IIRLERI
ve
HAYATLARI



AHMET HA$IM

1

ATAOL BEHRAMOGLU

1

2

3

ATTILA ILHAN

1

2

3

4

5

CAHIT ZARIFOGLU

1

2

3

4

CAN YUCEL

1

2

3

ISMET OZEL

1

2

3

4

MEHMET AKIF ERSOY

1

2

3

MURATHAN MUNGAN

1

2

3

4

5

6

7

NAZIM HIKMET RAN

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

NECIP FAZIL KISAKUREK

1

2

ORHAN VELI KANIK

1

2

SEZAI KARAKOC

1

2

3

SUNAY AKIN

1

2

YAHYA KEMAL BEYATLI

1

YAVUZ BULENT BAKILER

1

YILMAZ ERDOGAN

1

  


2


GO HOME HACI GO HOME

 

Hist haci yaylan bakalim

Closed dedik be adam

Pazdos c'est fini

Basini bekley'cek degiliz a sabaha kadar

Uyan bre tas arabasi

Gözünü seveyim çileden çikarma beni

Go home haci go home

Aman beyim alah razi olsun senden

Biseyler söyle su dürzüye

Kanimi kuruttu iki saattir

Ne

Asansöre mi binmis dedin

Firt inip firt çikiyormus

Hay yedi kat yerin dibine geçsin

Yil oldu bu masaya çörekleneli

Waiter asagi waiter yukari

Bir buçuk sise viski yuvarladi en azindan

Külahima anlatsin o bu palavralari

Yok efendim buralarda degilmis kendisi

Memleketindeymis

New York  mu ne karin agrisiysa

Yüz katli bir binadaymis

Asansörcülük edermis

Üstünde kirmizi yelek

Altinda siyah pantol

On saattir nöbetteymis de

Geberiyormus uykusuzluktan

Ine çika zifire kararmis

Kara su inmis ayaklarina

Yedigi naneye bak

Beni de patron sanmis

Hiç gülecegim yoktu beyim

Sahi korkmus mu herif

Ya kovarsa beni diyor ha

Is basinda uyumasin itoglu

Kovarim tabiy

Evde karisi varmis bekleyen

Iki de oglan çocugu

Öyleyse aklin nerdeydi ulan

Edebinle çalisaydin

Siz söyleyin beyim öyle di'mi yani

Allah layigini versin beyim

Herif sahiden korkuyor benden

 

Hadi haci yürü bakalim

Birak bu patron polimlerini

Öyle ötlek ötlek bakma yüzüme

Ha söyle dayan koluma dogrul

Ben de yorgunum a ziyani yok

Bir de taksi buluruz sana

Ha gayret aslanim ha gayret

Çogu gitti ayi kaldi

 

Go home haci go home

 

GÜLER YÜZÜMLE 

 

Viran bir rum evi adada oturdugumuz ev 

Serinligine serin 

Ferah olmasina ferah ya 

Tam bir hakuran kafesi. 

Bu deyimi aslina döndürmek için mi nedir 

Bir çift de kumru gelip 

Yuva yapmis çatisina. 

Öyle usturubunla yerlesmisler ki 

Çürümüs tahtalarin arasina 

Disardan görünmüyorlar hiç. 

Yalniz 

El-ayak çekildikten sonra 

Derinden 

Ve civan demlerle demlenircesine 

Basliyor dem çekmeleri 

 

Benim de çökmeye yüz tutmus 

Su can kafesimde 

Kadir sevgilim Güler’e sevgim 

ÜSKÜDARA GIDELIM diyor hala 

ÜSKÜDARA GIDELIM 

 

GÜN YALIMI 

 

Duvar dibindeydiler bi bakis bakti

simdi isik yillarinda yasiyor o çiçekler

 

Heyt bu kadina can veren tanrim

Sari bir yatisi var bütün çarsaflardan ayri.

 

Gelirim demisti bugün için

Gözlerim günes saatinde.

 

GÜZEL'E

 

Dün gece senin küçücük elinle yalniz yattik 

Yalniz senin küçücük elinle yalnizlik 

Kandilli ilkokulu kadar kalabalik 

Zilleri çaldiginda düslerinin 

Siniflarin kapilari ardina kadar açik 

Gökyüzünün, denizin, topragin, hayalle, emegin 

Hakli siniflari 

 

Belki de baskin korkusuyla vefasiz, akintiya atilan 

Kitaplar varya onlardan 

Ögrenmis Marx'i, gümüs baliklari 

Ve belki de onun için o kadar, 

O kadar aydinlik ortalik... 

 

Sen ki çicekleri toplamayan güzelim 

Çicekleri sulayan çocuk 

Ve ben ki buruk ve kavruk 

Bir ihtiyar adamim artik 

Öyle güzeldim ki senle, çiçeklerden çok 

Ve anladim, anladim ki bir daha 

Düsünde bile göremez isler 

Düslerin gördügü isleri

 

HAL ÇARESI

Hasan Ali'ye

 

Sen bezmimize geldigin aksam

Neler neler olmaz ki bize, bir güzel haller olur

Hallolur esek davasi dahil, bütün davalar

Düzer Isfahan, yildizlar, Bagdat ve Sam

Kalkar ayaga ayaklar, türkülerle bir halk olur

Sen bezmimize geldigin aksam

Kainatin padisahi salavatla hal olur

 

HAYAL OYUNU

 

Ellerindi ellerimden tutan

Ellerimdi ellerinden tutan...

Biraktigi anda ellerimiz ellerimizi

Gökyüzüne vuracakti gölgeleri ellerimizin

Kimbilir kaç martilar halinde...

 

Bir masada karsi karsiya

Seyrederken dudaklarini senin,

Dile gelmis ilk Türkçeydik...

Henüz baslamis külrengi bahar,

Ne savas, ne baristik biz...

 

Bu dünyaya yeni gelmis bir diyar

Manolyaya gece konmus kumrular...

 

HAYIR

 

Dinlensin diyedir gözlerimiz

Bu önümüzde açilip giden manzara;

Bu dünya, yoruldu mu kuslar konsun diyedir,

Ve tanrilar bosluktan bikinca.

 

Ellerimize malum olur nedense

Sularin rengi baliklariyla, çiçekleriyle,

Düsünmenin huzuru ayan olur;

Sogugun sessizligi hakeza.

 

Yuvarlanan yildizlar içinde saçlarimiz,

Boylarimiz büyür usul usul;

Duyulmasin diye gürültüler uykularda

Yagmurlar yagar geceleri.

 

HELSINKI ERGEÇSEL SÖZLESMESI

 

Kimi için erken kimi için geç

Ama ergeçseldir ölüm

Önüne dikilse de kimi uzun kimi put

Tek gözlü canavarlar kayalar

Ufuk görünecektir eninde sonunda

Yüzdügüne göre yasam denen bu denizde

Bir gün bogulacaksin içinde

Anafora kapildim deme

Anafor da bizim içimizde

Sile'nin imrendi'sinde

 

HERSEY SENDE GIZLI

 

Yerin seni çektigi kadar agirsin

Kanatlarin çirpindigi kadar hafif..

Kalbinin attigi kadar canlisin

Gözlerinin uzagi gördügü kadar genç...

Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kasin gözün

Karsindakinin gördügüdür rengin..

Yasadiklarini kar sayma:

Yasadigin kadar yakinsin sonuna;

 

Ne kadar yasarsan yasa,

Sevdigin kadardir ömrün..

Gülebildigin kadar mutlusun

Üzülme bil ki agladigin kadar güleceksin

Sakin bitti sanma her seyi,

 

Sevdigin kadar sevileceksin.

Günesin dogusundadir doganin sana verdigi deger

Ve karsindakine deger verdigin kadar insansin

Bir gün yalan söyleyeceksen eger

Birak karsindaki sana güvendigi kadar inansin.

Ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin

Unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin

Günesin seni isittigi kadar sicak.

Kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin

Ve güçlü hissettigin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettigin kadar güzelsin..

 

Iste budur hayat!

Iste budur yasamak bunu hatirladigin kadar yasarsin

Bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün

Ve karsindakini unuttugun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandigi kadar güzeldir

Kuslar ötebildigi kadar sevimli

Bebek agladigi kadar bebektir

Ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ögren,

Sevdigin kadar sevilirsin...

 

IGNELI

 

Anam babama asik olmus,

Babam da anama.

Gezelim bu çarsamba demis babam.

Sur-disli anam, öyle sik bir fistani yok,

Ablasinin nisanligini istemis ödünç,

Teyzem daha toplu, oturmamis üstüne entari,

Teyelle, igneyle ayarlamislar üstüne

Anamin.

Babam, kavilleri üzre, gelip topkapi disindaki evlerine,

Anami alip, kaçbir tiramvaylan aktarma,

Bebege götürmüs o afrodit'i

Bebek sirtlarina çikmislar.

Babam oturtmus anami çayira,

Denizi göstermis,

Iyi seylerden söz etmisler,

Derken öpecek olmus anami,

Anam çoktan razi.

Babam el atinca orasina, burasina,

Fistandaki igneler batmaz mi eline!

Ay! Demis bagirmis babam...

O gün, o çayirda, o an

Düstügüm için ben anamin imgelemine,

Yasamda da, siirde de

Böyle igneli konusmakligim.

 

IKIMIZIN ARASINDA

 

Bir gün sayet camsiz çerçevesiz penceresiz

Bir gün ben, çadir bezi bir perdeden

Günlerin toz-toprak sarkisini çirparken

Canevimin önünden geçersen,

Bir gün sayet boynumda yem torbasi hayallerim asili

Bir gün sayet samançöpü bir sokak dislerim arasinda

Canevinin önünden geçersem

Anlatirim nasil nerde

Bir ulu çinara takili bir kuyrukluyildiz

Bir yesil telasta çirpinan isigimiz

Anlatirim nasil nerde...

Sonra egilir kulagina derim: Bekle

Çocukken kaçirdigim uçurtma dönsün gelsin

Hele çarpsin bu çerçi yükü sehirlere,

Hele ürksün fincanci katirlari!

 

INSAN RESMI

 

Yeralti günleri bunlar

Kör yili köstebek ayi

 

Siyah önlüklü bir günes

Ayazda okula gidiyor

Dizilmis danaburunlari iki keçe

Islikliyorlar bebeyi

Çepeçevre boynumda siçandisi bir bahçe

Oynuyorlar iki Roma bir Paris bir Peking

Karim en çok soguk harbi seviyor

Çocuklarimizdan

 

Yasamlarin kapisinda kuyruk olmusuz

Önde emirerleri memede piçler sütsüz analar

Aksam oldu memur çikti kapiya

Mal gelmedi bugün dedi kapatiyoruz

 

Dilekçeyim masalar odalar arasinda

Yürek degil, sol yanimda on alti kuruluk pul

Usulsuzüm yolsuzum

 

Bir uçak geçti üstümden kiçinda yakamozu

Çakilmistir yere çoktan toprakta bir çelik bitki

Fala mi baksam koparip çiçeklerini

Düstü mü düsüyor  mu düsecek mi

 

Yesiller içre bir insandin önceleri

Sagda bir dag solda bir çay çamasir yikayan kadinlar

 Dolas simdi çevresini yitirmis insan resimleri gibi


ITIRAZA ITIRAZIM VAR

 

Süt limanlarinda poyrazlarla lodoslar oluyorum

Döndükçe, döndükçe basim, martilar kusuyorum

Derya bir Kuran-i Kerim yapraklarini bir bir açiyorum

Karis, karis, karis, karis, karis, karis, karis karistiriyorum

Bakara oynuyorum Fatiha'nin Bakara suresiyle

Ve zarlarla ki hepsi ayri bir Sure alayidir

Nedir diye, nemenedir bu arabesk diye diye

Martilar bu sakasi yok, akaraplar tarafindan aglanilan

Bir mersiye - sad olsun ruhu - Tamburi Cemil Bey'e

Odeon bir rekorla kosan bir gramafonmus bu dünya

Kurdukça dönüyorum, döndükçe çaliyor, çaliniyorum

Ben ki Kibariye bir hirsiz ve Ferdi Tayfur kadar eski bir sipiker ve

                                                         kokoyiniman

Kendimden kendimi çaliyorum, kendimle, kendimle kendimi

Yasasin mahsere dek bu kisir olmayan döngü

Yasasin Veli`fendiler'de mahserin o dokuz doguran süvarisi

Benden önce de vardi, benden sonra da tufan

Yasamak ölünmez ki yasamayi yasamaklan

Gönderin de Hasan-hüseyin emminin, dalgalandikça bu kirmizi don

Bir arabesk bu, ister sol olsun, ister sag

Ve indikçe kustugum martilarin güzel gözlerinden yaslar

Çaputlar kalkip kalkip Marmara'nin dalga kiranlarindan

Kondu-konacak geceleri Haci Bektas-i Veli'nin türbesindeki o milyon

              yillik dut agacinin dallarina

Bu siir ve bu nane, ifademe mani olmayan bir damla meni

Lumpen kesilmis sahsimin kuzgunlasmasiyla birden göge agan

                                     ve agaran meçhul bir artisiyla

Ki istersen demevi bir RH pozitif de olabilir.

Iste bu siirin kendini çektikten sonra Kodak'la nefsine nefes etmesidir

Zaten siir denen nesne, eski bir an'aneyle, dogan çocugun kulagina

        ezan makamiyla isminin üflenmesidir

Ya da tinlatmaktir içinle için için olan tambur ola ki evreni

Ve de çinlasin deyuu Neyzen'in neyi (görülmemis hiç neyin çinladigi

bu ana dek)

Ve en arabesk ve en çagdas adamimiz Orhan Veli'nin kuzular kulagina

Maraz ve menapoz, muhteris ve muteriz itirazlara itirazim var,

itirazim, itirazim

Ama halka, halka halka halkalanan halka dünden ve yarindan

                         her zaman raziyim.

 

KAYIP ÇOCUK

 

Birden isitilmez olsun ayak seslerim;

Gölgem bir baska sokaga sapiversin;

Unutayim bir anda her seyi,

Nerde oturdugumu,

Bir tuhaf adem oldugumu Can adinda.

Aklim arayadursun baska kapilarda kismetimi,

Ben, bilmedigim sokaklarda bir basima;

Gönlüm öylesine genis, öyle ferah, 

Ilk defa görmüs gibi dünyayi,

Bir saskinlik içinde, yeniden dogmus gibi;

Hatirlamam artik degil mi, dostlar, 

Hatirlamam artik garipligimi?

 

KÜÇÜK KIZIM SU'YA

 

Bir derin uykudaydim ölümün içinden

Açtim ki gözlerimi

Bir suyun gölgesi gibi

Kendisi adeta bir suyun

Ayakucunda sen oturuyorsun

 

Siir getirenlerin çok olsun çocugum!

 

MANZARA

 

Bir yani mor çubuk makarna

Öbür yani kirli sari

Demek turuncu bir picama

Bir soytari bu

Maskara akintisi

Taklatiyor Marmara'ya

Eski kiliç yunuslarla...

Lodosun dönmesinden ki

Turner'i yeniden görmektir

Ve bogas ki bir sirk, hipotamlar

Filler bütün, develer aslanlar

Döne döne gökyüzünde ebrular olmuslar

Kos kos nefes nefese hepsi

Aman kaçirmayalim pistteki siramizi!

Yine de en büyük o trapezci

Assolist günes

Atliyor arstan arsa

Hemingway'vari biraz ihtiyarlamissa da . . .

Derken efendim birden parladi

Tamamen eflatun bir kirlangiç

Basimin üstüne kurulu o hünkar çadirindan.

 

MARE NOSTRUM

 

En uzun kosuysa elbet 

Türkiye'de de Devrim 

O, onun en güzel yüz metresini kostu 

En sekmez luverin namlusundan firlayarak ... 

En hizlisiydi hepimizin, 

En önce gögüsledi ipi... 

Aciyorsam sana anam avradim olsun 

Ama ask olsun sana çocuk, Ask olsun

 

 

MARTILAR KI

 

Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hirli

Ve öylesine harli ki

  esrik nefesim

Bir kibrit tutsam parlayacak.

Bir sarniç gemisi diyecekler alev almis

Bogazin iki yakasindan

 

oysa bir gaz tenekesiyle bir sise mavg

Gelisi güzel mi güzel bir ocak

Sularin ortasinda sevgili öfkemle benim

Yanacak bahar erisinceye degin

Soguktan morarmis kanatlarini

  isitsin diye martilar

 

Martilar ki sokak çocuklaridir denizin

 

MASKULINIZMA

 

Yasamak ne güç seymis

Kadinlar ögrettiler bana

Basta anam

Hamamda kaynar sular dökerek basimdan...

Onlar uyandirdilar beni çocukluktan

Erkek olup üstlerine çikayim diye...

Bu öyle bir esastir ki

Hem yesir tüccari olacaksin, hem yesir...

Ve vücutlarinin akkagitlarina yazdigim o siir degil,

                                        met-cezir...

Kadinlar dogurdular beni bagira bagira

Gine onlar öldürecekler beni asktan

Bagirta bagirta...

 

 

METAMOSMORIS

 

Ilkin ELIFBA'ydi

Sonra ALFABE oldu

Derken ABeCe

Simdi de A.B.D.

 

MUHABBET 

 

Bir fasulye çimleniyordu 

Çiseledikçe yagmur. 

Kostum vardim ki yanina 

Anlasin ne nimet oldugunu 

Sen git yerine! dedi Aysa Kadin 

Böyle kibar erkeyin ayag’na 

Ben kendi ayag’mnan gelirim 

 

Bu muhabbeti görünce uzaktan 

Kipkirmizi oldu biberiye 

 

Bayram nedir ki dedim kendi kendime 

Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye 

 

MÜZMIN BIR SAIRE 

 

Bir Beyaz Rustan kapmis

Bir Tepebasi otelinde Siiri

Gayri ne permanganat ne antibiyotik

Bir akintidir gidiyor sittin senedir

Gözünden yas geliyor su dökerken bile

 

Belini dogrultmak için Türk Siirinin

Çekiyormus bu çekilmez çileyi,

Yoksa çaldigi gibi basindan büyük bir tasa

Kirarmis çoktan

Pelikan marka dolma kalemini

 

Bakarak bu Çagdas ve de Cardas Saire

Hiç de zührevi degilmis meger Zühre!

 

NEDENLE SONUÇ 

 

Hiçç kanser olmaz onlar

Genel müdürler

Holidingler

Politikapçiklar

T.S.K.'ler

T.K.K.'lar

Hiç hiç kanser olmazlar

Ama bizim Yaman durdugu yerde

Pankreas kanseri ölür

Nedini bir sair tanir Yunan

Adi Pankreatitis

Yani yeni bir rol

 

NO:16

 

Kasabin çiragi apo

Onüç ondört yaslarinda

Çita gibi bir oglan

Baktim dolaniyor bizim sokakta

Ne lan, dedim, ne ariyorsun?

Amca, dedi, üç gilom gusbasi

Telefonlan istediler de

16 numarasindan bu sokagin

Yok öyle bir numara..

Önüne düstüm ben de apo'nun

Gerçekten yok öyle bir numara

Ondörtlü evi geçtiginde

Bir yangin yeri çikiyor sirada

Karsi komsulara da sorduk, onlar da bilmiyorlar...

Anlasilan, dedim, hortlaklar matrak geçmis sizinlen!

Hortlaklar degil ama, dedi bizim hanim

Aç kediler telefon etmistir dükkana, niye olmasin!

 

OPUS-CORPUS-1999

 

Gümüs kanatlariyla bezmimize gelen

O huriler o kumrular

Yasami yasatmak için

Sevismeyi ilan ediyorlar

 

Huu çekerek içlerinden

Hakuran kafeslerinden

Indirerek daragaçlarini yaprak yaprak

Bach'in yepyeni bir yapitini çaliyorlar

Siyah beyazlariyla

Kumrular ki makamlari cennet

 

Mekanimi cennet ediyorlar benim de

Türemisim bir tuba agacinin köklerine

Gözyaslarimla düsünüyorum o gelmeyen gelecegi

Yasami yasatmak için

 



winerilhan