3






$AIRLERIN
$IIRLERI
ve
HAYATLARI



AHMET HA$IM

1

ATAOL BEHRAMOGLU

1

2

3

ATTILA ILHAN

1

2

3

4

5

CAHIT ZARIFOGLU

1

2

3

4

CAN YUCEL

1

2

3

ISMET OZEL

1

2

3

4

MEHMET AKIF ERSOY

1

2

3

MURATHAN MUNGAN

1

2

3

4

5

6

7

NAZIM HIKMET RAN

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

NECIP FAZIL KISAKUREK

1

2

ORHAN VELI KANIK

1

2

SEZAI KARAKOC

1

2

3

SUNAY AKIN

1

2

YAHYA KEMAL BEYATLI

1

YAVUZ BULENT BAKILER

1

YILMAZ ERDOGAN

1

  


3


MÜSLÜMANLIK NERDE  

Müslümanlik Nerde

Müslümanlik nerde! Bizden geçmis insanlik bile...

Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!

Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;

Müslümanlik, bilmem amma, galiba göklerdedir;

Istemem, dursun o payansiz mefahir bir yana...

Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana!

Isterim sizlerde görmek irkinizdan yadigar,

Çok degil, ancak Necip evlada layik tek siar.

Varsa sayet, söyleyin, bir parçacik insafiniz:

Böyle kansiz miydi -hasa- kahraman ecdadiniz?

Böyle düsmüs müydü herkes ayrilik sevdasina?

Benzeyip sirazesiz bir mushafin eczasina,

Hiç görülmüs müydü olsun kayd-i vahdet tarumar?

Böyle olmus muydu millet canevinden rahnedar?

Böyle açliktan bogazlar miydi kardes kardesi?

Böyle adet miydi bi-perva, yemek insan lesi?

Irzimizdir çignenen, evladimizdir dogranan...

Hey sikilmaz, aglamazsan, bari gülmekten utan! ...

'His' denen devletliden olsaydi halkin behresi:

Payitahtindan bugün tasmazdi sarhos naresi!

Kurd uzaklardan bakar, dalgin görürmüs merkebi.

Saldirirmis ansizin yaydan bosanmis ok gibi.

Lakin, ask olsun ki, aldirmaz otlarmis esek,

Sanki tavsanmis gelen, yahut kiliksiz köstebek!

Kâr sayarmis bir tutam ot fazla olsun yutmayi...

Hasmi, derken, çullanirmis yutmadan son lokmayi! ...

Bu hakikattir bu, sasmaz, bildigin usluba sok:

Halimiz merkeple kurdun ayni, asla farki yok.

Burnumuzdan tuttu düsman; biz bogaz kaydindayiz;

Bir bakin: hala mi hala ihtiras ardindayiz!

Saygisizlik elverir... Bir parça olsun arlanin:

Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanin!

Davranin haykirmadan nakus-u izmihaliniz...

Öyle bir buhrana sapmistir ki, zira, halimiz:

Zevke dalmak söyle dursun, vaktiniz yok mateme!

Davranin zira gülünç olduk bütün bir aleme,

Beklesirken gökte yüz binlerce ervah, intikam;

Yerde kalmis, na'sa benzer kavm icin durmak haram! ...

Kahraman ecdadinizdan sizde bir kan yok mudur?

Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.

NECID ÇÖLLERINDE

Ya Nebi! Su halime bak!

Nasil ki bagri yanar, gün kizinca sahranin

Benim de ruhumu yaktikça yakti hicranin!

Harim-i pakine can atmak istedim durdum

Gerildi karsima yillarca ailem, yurdum

"Tahammül et" dediler…Hangi bir zamana kadar?

Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var.

Gözümde tüttü bu andikça yandigim toprak

Önümde durmadi artik, ne hanuman ne ocak

Yikildi hepsi.. Ben astim diyar-i Sudan'i

Üç ay "Tihame!" deyip çignedim beyabani

Kemiklerim bile yanmisti belki sahrada

Yetismeyeydin eger, ya Muhammed, imdada

Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin

Akarsular gibi çaglardi her tarafta sesin

Iradem oldugu gündür senin iradene ram

Bir an için bana yollarda durmak haram

Bütün heyakili hilkatle hasbihal ettim

Leyale derdimi döktüm, cibali söylettim

Yanip tutusmadan aylarca yummadim gözümü

Nucuma sor ki bu kirpikler uyku görmüs mü?

Azabi hecrine katlandim elli üç senedir

Sonunda alnima çarpan bu zalim örtü nedir?

Bes-alti sineyi hicran içinde inleterek

Çikan yüreklere hüsran mi, merhamet mi gerek?

Demir nikaabini kaldir mezar-i pakinden!

Bu hasta ruhumu artik kayirma hakinden!

Nedir o mesale? Nurun mu? Ya Resulallah!

OGLUM, BU TEMENNI NEYE BENZER, BANA BAK:

Oglum, bu temenni neye benzer, bana bak:

Eseklerin cani yükten yanar, aman derler,

Nedir bu çektigimiz derd, çifte çifte semer!

Biriyle ugrasirken gelip çatar öbürü;

Gelir ki tas gibi hain, hem eskisinden iri.

Semerci usta geberseydi... degmeyin keyfe!

Evet, gebermelidir inkisar edin herife.

Zavalli usta göçer bir gün akibet, ancak,

Makami öyle uzun boylu nerede bos kalacak?

Çirak mi, kalfa mi, kim varsa yaslanir köseye;

Takim biçer durur artik gelen giden esege.

Adam meger acemiymis, semerse hayli hüner;

Sirayla baytari boylar zavalli merkepler.

Bütün o beller, omuzlar çürür çürür oyulur;

Sonunda her birinin sirti yemyesil et olur.

'Giden semerciyi, derler, bulur muyuz simdi?

Ya böyle kalfa degil, basbayagi muallimdi.

Nasil da kadrini vaktiyla bilemedik, tuhaf is:

Semer degilmis o rahmetlininki devletmis!'

Nasihatim sana:'herzeyle istigali birak!

Adamligin yolu neredeyse, bul da girmeye bak!

Adam misin: ebediyyen cihanda hürsün gez;

Yular takip seni bir kimsecik sürükleyemez.

Adam degil misin, oglum, gönüllüsün semere

Küfür savurma boyun kestigin semercilere.

OLMAZ YA... TABII...  

'Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu? '  (Kuran-i Kerim)

Olmaz ya... Tabii... Biri insan, biri hayvan!

Öyleyse <> denilen yüz karasindan

Kurtulmaya azmatmeli bastan basa millet.

Kafi degilmi, yoksa bu son ders-i felaket?

Son ders-i felaket neye mal oldu? Düsünsen:

Beynin eriyip yas gibi damlardi gözünden!

'Son-ders-i felaket' ne demektir? Su demektir:

Gelmezse eger kendine millet, gidecektir!

Zira, yeni bir sadmeye(çarpma) artik dayanilmaz;

Zira, bu sefer uyku ölümdür, uyanilmaz!

Coskun, koca bir sel gibi, daim beseriyyet,

Müstakbele kosmakta verip seyrine siddet.

Daglar, uçurumlar, ona yol vermemek ister...

Lakin o, ne yüksek, ne de alçak demez örter!

Akvam(kavimler, milletler) o büyük nehre katilmis birer irmak...

Elbet katilir... Hangisi ister geri kalmak?

Bizler ki bu müthis, bu muazzam cereyanla

Ugrasmaktayiz... Bak, ne kadar çilginiz anla!

Ugras bakalim, yoksa isin, hey saskin!

Kursun gibi sur'atli, denizler gibi taskin

Bir çaglayanin menba-i dehhasina(gayet dehsetli) dogru

Tirmanmaya benzer, yüzerek, baska degil bu!

Ey katre-i avare(zavalli damla) , bu cüsun, bu hürusun

Ahengine uymazsan, emin ol, bogulursun!

Yillarca, asirlarca süren uykudan artik,

Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yik!

Bir baksana: gökler uyanik, yer uyaniktir;

Dünya uyanikken uyumak maskaraliktir!

Eyvah! Bu zilletlere sensin yine illet...

Ey derd-i cehalet, sana düsmekte bu millet,

Bir hale getirdin ki, ne din kaldi, ne namus!

Ey sine-i islam'a çöken kapkara kabus,

Ey hasm-i hakiki, seni öldürmeli evvel:

Sensin bize düsmanlari üstün çikartan el!

Ey millet uyan! Cehline kurban gidiyorsun!

islam'i da <> diye tutmus yediyorsun!

Allahtan utan! bari birak dini elinden...

Gir les gibi topraklara kendin, gireceksen!

Lakin, ne demek bizleri Allah ile iskat(susturmak) ?

Allahtan utanmak da olur, ilim ile... Heyhat!

 

 

PEK HAZIN BIR MEVLID GECESI

Yillar geçiyor ki, yâ Muhammed,

Aylar bize hep muharrem oldu!

Aksam ne günesli bir geceydi...

Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!.

Âlem bugün üç yüz elli milyon

Mazlûma yaman bir âlem oldu!

Çignendi harîm-i pâki ser'in;

Nâmûsa yabanci mahrem oldu!

Beyninde öten çanin sesinden

Binlerce minâre ebkem oldu.

Allah için, ey Nebiyy-i ma’sûm,

Islâm'i birakma böyle bîkes,

Islâm'i birakma böyle mazlûm.

RESIM IÇIN

Beni rahmetle anarsin ya, isitsen, birgün

Su sagir kubbede, haib, sesinin dindigini!

Bu heyulaya da bir kerrecik olsun bak ki,

Ebediyyen duyayim kabrime nur indigini.

Resmim Için

Dis yüzüm böyle agardikça agarmakta fakat,

Sormayin iç yüzümün rengini! Yüzler karasi!

Beni kendimde utandirdi, hakikat simdi,

Bana hiç benzemeyen suretimin manzarasi!

Resmim Için

Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,

Günler su heyulayi da, er geç, silecektir.

Rahmetle anilmak, ebediyet budur amma,

Sessiz yasadim, kim beni, nerden bilecektir?

Resmim Için

Bir canli izin varsa su toprakta, silinmez;

Ölsen seni sirtinda tasir topragin alti.

Ey gölgeden ümmid-i vefa eyleyen insan;

Kaç gün seni hatirlayacaktir su karalti.

RESSAM HAKLI  

Bir zaman vardi ya tarih-i mukaddes modasi...

Yeni yaptirdigi köskün büyücek bir odasi

Mutfakta eski resimler ile hep süslensin

Diye ressam aratir hayli zaman bir zengin.

Biri peyda olarak 'Ben yaparim' der, kolunu

Sivayip aksama varmaz, sekiz arsin salonu

Sivar ama ne sivar...Sahibi der:

-Usta bu ne?

Kipkizil bir boya çektin odanin her yerine! ..

-Bu resim, askeri basmakta iken Firavun' un

Kizil Deniz yarilip geçmesidir Musa' nin

-Hani Musa, be adam?

-Çikmis efendim karaya

-Firavun nerde?

-Bogulmus.

-Ya bu kan rengi boya?

-Kizil Deniz, a efendim yesil olmaz ya bu da!

-Çok güzel levha imis, dogrusu senlendi oda! ..

SABAH ISKAMBIL ATAR KAHVEDE, AKSAM DOMINE...  

Köylünün bir seyi yok, sihhati, ahlaki bitik;

Bak o sirtindaki mintan bile tiftik tiftik.

Bir kemik, bir deridir ölmedi kaldiysa diri;

Nerde evvelki refahin ancak onda biri?

Dam çökük, arsa rehin, bahceyi icra ister;

Bir kalem borca bedel faizi defter defter!

Hiç bakim görmediginden mi nedendir, toprak,

Verilen tohmu da inkar edecek, öyle çorak,

Bire dört aldigi yil köylü emin ol, kudurur:

Har vurur bitmeyecekmis gibi, harman savurur.

Ugramaz, gün kavusur, çitine yahut evine;

Sabah iskambil atar kahvede, aksam domine.

Muhtasar, gayr-i mufid ilmi kadardir dini;

Ne evamir, ne nevahi, secemez hiçbirini.

Namazin semtine bayramlarda ugrar sade;

Hiç su görmez yüzünün düsmanidir seccade.

Hani, üç bes kisiden fazla musalli arama;

Mescid ambarlik eder, baska ne yapsin, imama!

Okumak bahsini geç, Çünkü o defter kapali,

Bir redif zabiti mektepleri debboy yapali,

Sitma, fuhus, içki, kumar, türlü fecayi salgin...

Sonra söylenmiyecek sekli de var hastaligin.

Bir taraftan bulanir levse hesapsiz namus;

Bir taraftan serilir topraga milyonla nufus. 

SÜLEYMANIYE KÜRSÜSÜNDEN

 

Bir de Istanbul'a geldim ki: bütün çarsi, pazar

Naradan çalkaniyor, öyle ya... HÜrriyet var!

 

Galeyan geldi mi, mantik savusurmus... dogru:

Vardi aklindan o gün her kimi gördümse zoru.

 

Kimse farkinda degil, anlasilan, yaptiginin;

Kafalar tütsülü hulya ile, gözler kizgin;

 

Sanki zincirdekiler hep bosanir zincirden,

Yikivermis de timarhaneyi çikmis birden!

 

Zurnalar sehr ahalisini takmis pesine;

Yedisinden tutarak ta dayanin yetmisine!

 

Eli bayrakli alaylar yürüyor dört keçeli,

En agir baslisinin bir zili eksik, belli!

 

Ötüyor her tasin üstünde birer dilli düdük.

Dinliyor kaplamis etrafini yüzlerce hödük!

 

Kim ne söylerse, hemen el vurup alkislayacak

-Yasasin

-Kim yasasin?

-Ömrü olan.

-Sak! Sak! Sak!

 

Ne devairde hükümet, ne ahalide bir is!

Ne sanayi, ne maarif, ne alis var, ne veris.

 

Çamlibel sanki sehir, zabita yok, rabita yok;

Aksa kan sel gibi, dindirecek vasita yok.

 

"Zevk-i hürriyeti onlar daha çok anlamali"

Diye mekteblilerin mektebi tekmil kapali!

 

Ilmi tazyik ile ta'lim, o da istibdad

Haydi öyleyse çocuklar, ebediyyen azad.

 

Nutka gelmis öte dursun hocalar bir yandan...

Sahneden sahneye kosmakta bütün sakirdan.

 

Kör çiban nesterin altinda nasil patlarsa,

Hep agizlar desilip, kimde ne cevher varsa,

 

Saçiyor ortaya, ister temiz, ister kirli;

Kalmiyor kimsecigin muzmeri artik gizli.

  

Dalkavuk devri degil, eski kasaid yerine

Üdebaniz ana-avrat sövüyor birbirine.

 

Türlü adlarla çikan namütenahi gazete,

Ayrilik tohumunu bol bol atiyor memlekete.

 

It yetistirmek için topragi gayet münbit

Bularak fuhs ekiyor salma gezen bir sürü it

 

Yürüyor dine bes on maskara, alkislaniyor,

Nesl-i hazir bunu hürriyet-i vicdan saniyor.

 

Kadin erkek kosuyor borc ederek Avrupa'ya...

Sapa düsmekte bizim siklara, zannim Asya.

 

Hakka tevfiz ile üç dane yetismis kizini,

Tasiyanlar bile varmis, buradan baldizini...

 

Analik ilmi için Paris'e, yüksünmeyerek...

Yük agir, ecri de nisbetle azim olsa gerek.

 

SARK  

 

Musallat, hiç göz açtirmaz da Garb’in kanli kâbusu,

Asirlar var ki, Islam’in muattal, beyni, bâzusu,

“Ne gördün, Sark’i çok gezdin? ” diyorlar. Gördügüm yer yer

 

Harap iller, serilmis hânümanlar, bassiz ümmetler,

Yikilmis köprüler, çökmüs kanallar, yolcusuz yollar,

Bükülmüs beller, incelmis boyunlar, kaynamaz kanlar,

Düsünmez baslar, aldirmaz yürekler, pasli vicdanlar;

Tegallüpler, esaretler, tahakkümler, mezelletler;

Riyâlar, türlü igrenç iptilâlar, türlü illetler;

Örümcek baglamis, tütmez ocaklar; yanmis ormanlar;

Ekinsiz tarlalar, ot basmis evler, küflü harmanlar;

Cemaatsiz imamlar, kirli yüzler, secdesiz baslar;

“Gazâ” nâmiyle dindas öldüren biçare dindaslar;

Ipissiz âsiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;

Emek mahrumu günler; fikr-i ferdâ bilmez aksamlar! ...

 

Geçerken, agladim geçtim; dururken agladim durdum;

Duyan yok, ses veren yok, bin perisan yurda basvurdum.

Mezarlar, âhiretler, yükselen karsimda dûradûr;

Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nûr?

Derinlerden gelir feryadi yüz binlerce âlâmin;

Ufuklar bir kizil çember, bükük boynunda islâm’in!

Gögüsler hirlayip durmakta, zincirler daralmakta;

Bunalmis kalmis üç yüz elli milyon, cansa girtlakta!

Ilâhi! Gördügüm âlem mi insaniyetin mehdi?

Bütün umrani tarihin bu çöllerden mi yükseldi?

Su zâirsiz bucaklar miydi Vahdaniyetin yurdu?

Bu kumlardan mi, Allah’im, nebiler fiskirip durdu?

Henüz tek berk-i iman çakmadan cevvinde dünyanin,

Bu göklerden mi, Yârap, costu, sagnak sagnak, edyanin?

Serendip’ler su sahiller mi, cûdiler bu daglar mi?

Bu iklimin mi Ibrahim’e yol gösterdi ecrami?

Haremler, beyt-i Makdisler bu topraktan mi yogruldu?

Bu vâdiler mi dem tuttukça bihûs etti DÂVÛD’u?

Hirâ’lar, Tûr-u Sinâ’lar bu afakin mi sehkari?

Bu taslardan mi, yer yer, tasti Ruh-ullah’in esrari?

 

Cihanin garb’i vahset-zâr iken, Sark’inda karnak’lar,

Haremler, Sedd-i Çinler, Tak-i Kisrâlar, Havernaklar,

Irem’ler, Sûr-u Bâbil’ler semâ-peymâ degil miydi?

O maziler, Ilâhi, bir yikik rüyâ midir simdi?

Ne yapsin, nâ-ümid olsun mu Sark’in intibahindan?

Perisan rûhumuz, hâip, dönerken Bâr-gahindan?

 

Bu haybetten usandik biz, bu hüsran artik el versin!

Ilâhi, nerde bir nefhan ki, donmus hisler ürpersin,

Serilmis sineler, kâbusu artik silkip üstünden.

“HAYAT ELBETTE HAKKIMDIR! ” desin, dünya “DEGIL! ” derken-

 

SEHITLER ABIDESI IÇIN

 

Gökkubbenin altinda yatar, al kan içinde,

Ey yolcu, su toprak için can veren erler.

Hakk'in bu veli kullari tas türbeye girmez,

Gufrana bürünmüs, yaliniz Fatiha bekler.

 

TEBRIK

Velinimetim Emir Abbas Halim Pasa'ya

 

Gökten ay parçasi halinde, rahmet günesi,

Indi afaka bu aksam, bu mübarek aksam.

Ebedi kandili yandikça, Hüda'dan dilerim

Parlasin dursun o iman senin alninda, Pasam.

 

Tebrik

 

Dört taraftan akin etmis de, nasil çepçevre,

Saracaklarsa yarin Kabe'yi Hücca-i kiram;

Öyle sarsin Pasa'min ömrünü, Hak'tan dilerim,

Tutunup el ele yüzlerce mübarek bayram.

 

ÜMIDIN HER ZAMAN HAIB  

 

Ümidin her zaman haib, nasibin daima nekbet;

Hayatin geçti hüsranlarla ey gün görmeyen millet!

Ne devletsiz basin varmis, ne mel'un tali'in, hayret!

Muebbed bir hayat ummus da içmistin.. Fakat seyret:

Nasil zehr oldu birden diktigin sahba-yi hurriyet!

 

Meger altüst olurmus en muazzam ars-i istiklal;

Meger pamal edermis en bülend akvami izmihlal;

Meger birden olurmus altiyüz yil beslenen amal,

Ufuklar, bak, adem rendinde zulmetlerle malamal..

Ne beklerdik, nasil çiktin sen ey ferda-yi istikbal!

 

Bu istikbali rüyamizda görseydik inanmazdik!

'Sabah olmus' dedik, sezmekle bir avare aydinlik.

Ne haybettir: degilmis fecr-i kazibler kadar sadik!

Cahimi bin hatar kat kat yigilmis, gelde yirtip çik!

ilahi! Bir isik göster, bunaldik büsbütün artik!

 

Fakat hey saskin, istimdad için Hak'dan yüzün var mi?

Kitabullah'a yüksekten bakan gözler de aglar mi?

Muhakkar gördügün kuvvet bu gün bir bak, muhakkar mi?

Demezdin, ruhu Kur'an'in o lakaydiyle muztar mi?

Ya sen muztar kalir, feryad edersen, aldirirlar mi!

 

Evet, sen böyle bir ferda-yi mahser-hizi ummazdin,

Haberdar eyleyenler oldu; güldün. Pek de kurnazdin!

Kudurmustan beter bir hale geldin, durmadin azdin!

Düsen ma'suma çikmak gayr-i kaabil bin çukur kazdin:

Gömüp ahlaki, artik fuhs için bah-name'ler yazdin!

 

Utanmak bilmiyorsun, anladik, lakin ne isterdin:

Su milletin ki levsiyyati bir 'meslek' deyip verdin?

Ibadullahi saptirdin, fakat bir yol mu gösterdin?

Görürsen nerden bir namus, fush-abada gönderdin;

Sezersen kimde na-merdane bir fitrat, kanat gerdin!

 

Biyik kirpik, sakal yontuk da tirnaklar birer parmak;

Yikanmaz bir surat, sol gözde beyzi cam, fakat parlak;

Hamamsiz ensenin sirtinda bir yag var: kayar yavsak!

Su, kalcinlarla kivrik pantalon altinda, kiskivrak

Seken Osmanli centilmeninde hiçbir duygu yok mutlak...

Utanmak ver, yeter, kaabilse Allah'im, utandirmak!

 

UYAN

 

Baksana kim boynu bükük aglayan.

Hakki hayatindir senin ey müslüman,

Kurtar artik o biçareyi Allah için.

Artik ölüm uykularindan uyan.

 

Bunca zamandir uyudun kanmadin,

Çekmedigin çile kalmadi, uslanmadin.

Çignediler yurdunu bastan basa.

Sen yine bir kerre kimildanmadin.

 

Ninni degil dinledigin velvele,

Kükreyerek akmada müstakbele.

Bir ebedi sel ki zamandir adi,

Haydi katil sen de o coskun sele.

 

Karsi durulmaz cereyan sine-çak...

Varsa duranlar olur elbet helak.

Dalgalarin anmadan seyrini,

Göz göre girdâba nedir inhimak?

 

Dehseti maziyi getir yadina;

Kimse yetismez yarin imdadina.

Merhametin yok diyelim nefsine;

Merhamet etmez misin evladina?

 

Ben onu dünyaya getirdim diye

Kalkisacaksin demek öldürmeye!

Sevk ediyormus meger insanlari,

Hakki-i übüvvet de bu canilige!

 

Dogru mudur ye’s ile olmak tebah?

Yok mu gelip gayrete bir intibah?

Bekledigin subh-i kiyamet midir?

Gün batiyor sen ariyorsun tebah.!

 

Gözleri maziye bakan milletin,

Ömrü temadisi olur nakbetin.

Karsina müstakbeli dikmis Hüdâ,

Görmeye lakin daha yok niyyetin.

 

Ey koca sark! Ey ebedi meskenet!

Sen de kimildanmaya bir niyet et.

Korkuyorum, Garbin elinden yarin,

Kalmayacak çekmedigin mel’anet.

 

Hakk-i hayatin daha çignenmeden,

Kan dökerek almalisin merd isen.

Çünkü bugün ortada hak sahibi,

Bir kisidir: "Hakkimi vermem" diyen.

 

YA RAB BU UGURSUZ GECENIN YOK MU SABAHI?

 

"Içimizdeki beyinsizlerin isledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’im?"

(A’râf Suresi 155. Ayetin bir kismi)

 

Yâ Râb, bu ugursuz gecenin yok mu sabâhi?

Mahserde mi bîçârelerin, yoksa felâhi!

Nûr istiyoruz... Sen bize yangin veriyorsun!

diyoruz... Bogmaya kan gönderiyorsun!

Esmezse eger bir ezelî nefha, yakinda,

Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasinda,

Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i Islâm;

Hep fiskiracak yerlerin altindaki esnâm!

Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,

En sonra, salîb ormani görmek Harameyn'i!...

Bin üç yüz otuz bes senedir, arz-i Hicaz'in

Âtesli muhitindeki sûzisli niyâzin

Emvâci hurûs-âver olurken melekûta?

Sönsün de, Ilâhi, su yanan mes'al-i vahdet,

Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?

Üç yüz bu kadar milyonu canlandiran îman

Olsun mu bes on sersemin ilhâdina kurban?

Enfâs-i habisiyle bes on rûh-u leimin,

Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-i Hakim'in?

Islâm ayak altinda sürünsün mü nihâyet?

Yâ Rab, bu ne hüsrandir, Ilâhi, bu ne zillet?

Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?

Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!

Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!

Suç baskasinindir da niçin baskasi muhkûm?

Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân;

Insan bu muammalara dehsetle nigeh-bân!

 

Eyvâh! Bes on kâfirin îmanina kandik;

Bir uykuya daldik ki: cehennemde uyandik!

Mâdâm ki, ey adl-i Ilâhi yakacaktin...

Yaksaydin a mel'unlari... Tuttun bizi yaktin!

Küfrün o sefil elleri âyâtini sildi:

Binlerce cevâmi' yikilip hâke serildi!

Kalmissa eger bir iki mâbed, o da mürted:

Gögsündeki haç, küfrüne fetvâ-yi müeyyed!

Dul kaldi kadinlar, babasiz kaldi çocuklar,

Bir giryede bin ailenin mâtemi çaglar!

En kanli senâatle kovulmus vatanindan,

Milyonla hayâtin yüreginden gidiyor kan!

Islâm'i elinden tutacak, kaldiracak yok...

Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!

Yetmez mi musâb oldugumuz bunca devâhi?

Agzim kurusun... Yok musun ey adl-i Ilâhî!

 

ZULMÜ ALKISLAYAMAM

 

Zulmü alkislayamam, zâlimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmise kalkip sövemem.

Biri ecdâdima saldirdi mi, hattâ bogarim!..

- Bogamazsin ki!

- Hiç olmazsa yanimdan kogarim.

Üç buçuk soysuzun ardinda zagarlik yapamam;

Hele hak nâmina haksizliga ölsem tapamam.

Dogdugumdan beridir âsikim istiklâle,

Bana hiç tasmalik etmis degil altin lâle!

Yumusak basli isem, kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ cigerim,

Onu dindirmek için kamçi yerim, çifte yerim!

Adam aldirma da geç git, diyemem aldiririm.

Çignerim, çignenirim, hakki tutar kaldiririm!

Zalimin hasmiyim amma severim mazlumu...

Irticâin su sizin lehçede ma'nâsi bu mu?



winerilhan