3






$AIRLERIN
$IIRLERI
ve
HAYATLARI



AHMET HA$IM

1

ATAOL BEHRAMOGLU

1

2

3

ATTILA ILHAN

1

2

3

4

5

CAHIT ZARIFOGLU

1

2

3

4

CAN YUCEL

1

2

3

ISMET OZEL

1

2

3

4

MEHMET AKIF ERSOY

1

2

3

MURATHAN MUNGAN

1

2

3

4

5

6

7

NAZIM HIKMET RAN

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

NECIP FAZIL KISAKUREK

1

2

ORHAN VELI KANIK

1

2

SEZAI KARAKOC

1

2

3

SUNAY AKIN

1

2

YAHYA KEMAL BEYATLI

1

YAVUZ BULENT BAKILER

1

YILMAZ ERDOGAN

1

  


3


SANA SESLENMEK IÇIN

Gece sessizce basliyor ve irmagin-

Öte yakasina geçiyor atlilar.

Bir papatyanin acisini dinliyorum.

Gökyüzü gitgide genisliyor.

Islak yapraklarin derin yesilligi

Islak daglarin uyandirdigi keder.

Kendime bir demet çiçek topluyorum

Ögretmenimin ilikledigi gögsüm

Ne kadar genç

Agzimda taptaze bir tütün kokusu

Ve taze ceviz kabuklarinin kararttigi parmaklarimda

Bir agiz mizikasi.

Ögrendigim ilk sarkilar

Yollar yollar yollar boyunca

Söyledigim ilk sarkilar

Sevgilim olan bütün kizlar

Siyah önlükleri ve

Kaçamak bakislariyla geçip gittiler

Ilk fotograflarimdaki yakisikli saçim...

Ey aksam, ey bir askin

Baslamasi ve bitmesi

Ey turuncu aksam, bütün aksamlarin aksami

Ey mor aksam, dudaklarim gibi moraran.

Gece evleri sardiginda

Ve bahçeleri

Isiklar içinde kaçip giden

Bir tavsan gibi yalnizim.

Yolun iki yaninda kalan

Karanlik daglarin ötesinde

Neler olup biter

Ve girdigimiz uykulu kasabada

Lokantadaki uykulu cocuk

Olgun isikli lokantada

Olgun patatesler.

Bir adamin

Dogmasi ve ölmesi

Ve bazi islemeler yapmasi hayatinda

Bazi baglardan

Üzüm toplamasi

Bazi sinemalara gitmesi

Bazi kizlari sevmesi

Ve ölesiye yalnizlik çekmesi

Bazi sehirlerde.

Ey aksam, turuncu ve mor aksam

Ey gökyüzü, ey benim

Gittikçe esmerlesen kalbim.

Simdi beyaz bir kizin

Yaninda olabilmek için

Bazi çilginliklar yapabilirim

Onu boynundan öpsem ve onunla

Dönyada olup bitenleri konussak

Ingiliz birahanelerinde

Damali kasketleri

Ve sasilacak kadar yorgun yüzleriyle

Ve bütün emekçiler gibi

Çocuksu gözleri

Partal elleriyle oturan

Isçilerden konussak

Zencilerden konussak sonra

Gülünce bütün yüzleriyle gülen

Yakisikli ve hazin

Zencilerden.

Gece dünyanin her yerinde

Geliyor ve her yerde

Ayni duygu uyaniyor kalbimizde.

Sen simdi

Duvarina bir siirimi asmisindir

Uyuyorsundur

Belki düsünüyorsundur

Sonuncu kattaki odandan

Yildizlara bakarak.

Ve yildizlar her zaman

Eski ve tanidiktir.

Özellikle bir tren penceresinden bakildiginda.

Içimiz nedensiz bir hüzünle doldugunda

Sirtüstü uzanip topraga

Baktigimiz yildizlar.

Bir harman yerinde ya da.

Düz bir damda.

Uzaktan

Bütün kürtçe türküler gibi

Yanik bir türkü gelirken

Sicaktan bunalirken

Evler ve yollar;

Ve yasli kadinlar

Uyuklar gibi büzülüp minderlerine

Düsünürlerken eskisini

Olaganüstü günlerini

Gece sesizce basliyor ve irmagin

Öte yakasina geçiyor atlilar

Çalilarin hisirtisini dinliyorum.

Sana seslenmek için

Yeni siirler tasarliyorum..

 

SENI ELINDEN TUTMUSTUM

Seni elinden tutmustum --- yaz geçiyordu

Yaz geçiyordu, biz geçiyorduk

Yazi elinden tutmustuk

 

Birazdan geleceksin, bakisacagiz

Bakisacagiz, hem var hem yok gibi

Hem var hem yok gibi öpüsecegiz

 

Aramizda söylenmemis sözlerin uzakligi

Aramizda yasanmamis seylerin uzakligi

Yakin ayriliklarin sezgisi tenimizde

 

Hayat geçiyor biz geçiyorduk

Bir denizin üzgün kiyisinda

Güz bir hastalik gibi ilerliyordu

 

Olgun isigiyla güz

Ve biz yaklasan ayriliklarin önünde

Kis duygularina bürünmüsüz

 

Disardan aglayisi geliyor çocugumuzun

SESLER  

Insan seslerine tutunarak ilerliyorum

Kollarim alabildigine açik

Yuvarlanmamak için uçuruma

 

Insan seslerine tutunarak ilerliyorum

Yolumu yitirmemek için

Bogucu karanlikta

 

Kizimin sesi ‚anne’ diyen

‚i’ gibi incelterek ‚e’ sesini

Babacigim derken kirik dökük

Ve ögrendigi ilk filleri siralarken

O henüz dalinda ham bir meyve gibi ses

Tutkulu,güvensiz,birden tizlesen

 

Karimin sesi,gülümseyis gibi umutlu

Ve bir kizkardes sesi gibi sevecenlikle dolu

 

Telefondaki sesi babamin

Kisik,uzakta,ama can kadar yakin

 

Gurbetteki kardeslerimin sesleri

Ansizin bir selam gibi ulasan

Çocuklugu

Ve daha nice seyleri isildatan

 

Unuttugum sesi annemin

Bazen düslerimde çinlayan

 

Ve dostlarin sesi,bunaldigimda

Dokunurcasina duymak istedigim

Yolumu yitirmemek için

Yitip gitmemek için boguntuda

 

‚Kendine iyi bak’ diyen sesler

‚Nasilsin’ diyen sesler

Kaygili,dostça çiniltili,ince kalin,boguk ya da tiz

Kendimi en kötü duyumsadigim zamanlarda

Duymak istedigim o sesler

Tutunarak güven duydugum

Birlikte bir karanligi geçtigimiz...

 

SEVGININ ÖNÜNDE

Bütün insanlari dostun bil, kardesin bil kizim

Sevincin ürünüdür insan, nefretin degil

Zulmün önünde dimdik tut onurunu

Sevginin önünde egil kizim

 

SEVGILIMSIN

Sevgilimsin, kim oldugunu düsünmeye vaktin yok, yapacak isleri düsünmekten 

Kalabaligin içinde kalabaliktan biri 

Gecenin içinde bir yildiz, yitip gitmis çocukluk gibi 

Sevgilimsin, ak dislerini öpüyorum, aralarinda bir misra gizli 

Dün geceki tamamlanmamis sevismeden 

 

Sevgilimsin, boguk askim, kanayan gençligim 

Uçuruyorum seni çocukluguna dogru 

Kanatlarin yorulur, ter içinde kaliyorsun 

Gece yanibasimda bagirarak uyaniyorsun 

Her sabah el salliyorum metalle karismana 

 

Sevgilimsin, arasira bir kagit koyup erteliyoruz aski 

Otobüslerde ve trende kaçamak yasanan 

Ve bedenlerimiz kana kana kanayamadan yan yana

 

SIRADAN AKSAMLAR  

Her gündüze uyandigimda

Yeni bir hayat derdim içimden

Gece ölümün soguklugu

Ve bende acinin korkusu

Sözler verdim... Tutamadim.

Bir zaman sonra ben oldum

Gündüze bakip aglayan

Gecenin karanliginda

Dünyayi sarmalayan.

 

SU YOKSUL, ISIKSIZ SOKAKLARDAN  

Su yoksul ,isiksiz sokaklardan geçerken aksamüstleri

Elimde yiyecek filesi,evime dogru

Siliniyor sanki zihnimin yorgunlugu

Isitiyor halkimin ozani olmak duygusu içimi

 

Yipranmis ellerinde bir sokak çiçekçisinin

Bir kirmizi gül gibi

 

TEK BASINALIK  

Ben tek basina ne yapabilirim

Diye düsündü biri

Ve hiçbirsey yapmamaya karar verdi

 

Ben tek basina ne yapabilirim

Diye düsündü bir öteki

Ve yalnizliginin kuytuluguna çekildi

 

Ben tek basina ne yapabilirim

Diye düsündü bir üçüncü

Ve tek basina düsünmeyi sürdürdü

 

Ben tek basina ne yapabilirim

Diye düsündü yüzbinler

Ve tek basinaliklarini sürdürdüler

 

Ben tek basina ne yapabilirim

Diye düsündü milyonlar

Milyonlarcaydilar

 

Ve tek basinaydilar

Bu arada birileri

Onlar adina

Karar vermekteydi

 

Tek basina olduklarini sananlar

Topluca ortadan kaldirildilar....

 

TOPRAĞA DÜSEN

Ona „Haydi 

Savasa dediler 

Baskaca birsey 

Söylemediler 

 

Aldilar köyünden 

Davulla zurnayla 

Geride üç çocuk 

Bir es ve bir ana 

 

Eline bir silah 

Tutusturdular 

Ve karsilasti 

Düsman ordular 

 

Vurulup düstü 

Ilk çatismada 

Gögsünde bir oyuk 

Üç delik alninda 

 

„Ey bu topraklar için 

Topraga düsen“ 

Bir karis topragin  

Var miydi yasarken?

 

TÜRKIYE, ÜZGÜN YURDUM, GÜZEL YURDUM

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Boynu bükük ay çiçegi

Siirin ve askin gelecegi

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Dag rüzgari, portakal bali

Alçak gönüllü, hünerli, sevdali

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Yazgisi kara yazilmis gelin

Kurumus sütü memelerinin

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Harli bir ates gibi derinde yanan

Haramilerin elinde bulunan

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Güngörmüs, bilge topragim

Yunus, Pir Sultan ve Nazim

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Bozlat, agit, halay ve zeybek

Dumani üstünde ekmek

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Yüzü kiris kiris anam

Aglayan narim, gülen ayvam

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Asmalarin üstünde gün isigi

En güzel gelecegin yakisigi

 

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum

Zinciri altinda kimildayan

Bitecek sanildigi yerde baslayan

UĞUR’A AĞIT DEĞIL ÖVGÜ

Günümüzde insan olmanin

Çok agir bedeli var

Ya parçasi olacaksin alçakligin

Ya seni parçalarlar

 

Oysa insan olmak

Çogalabilmektir baskalariyla

Insansin , birinin cani yanarken

Seninde canin yaniyorsa

 

Bir bombayla canina kiyilan

Çogalmasini bilen biriydi

Daha az Ugur Mumcu’yduk dün

Daha çok Ugur Mumcu’yuz simdi

 

UNUTTUM, NASILDI ANNEMIN YÜZÜ  

Unuttum, nasildi annemin yüzü

Unuttum, sesi nasildi annemin.

Gece bir örtü olsun anilardan

Kara yüregime örtüneyim

 

Unuttum, nasildi annemin gülüsü

Unuttum nasildi aglarken annem.

Yasam sallasin kollarinda beni

Küçücük ogluyum onun ben.

 

Unuttum, elleri nasildi annemin

Unuttum gözleri nasildi bakarken.

Kuru ot kokusu getirsin rüzgar

Yagmur usulcacik yagarken.

 

YASADIKLARIMDAN ÖĞRENDIĞIM BIR SEY VAR

Yasadiklarimdan ögrendigim bir sey var:

Yasadin mi, yogunluguna yasayacaksin bir seyi

Sevgilin bitkin kalmali öpülmekten

Sen bitkin düsmelisin koklamaktan bir çiçegi

 

Insan saatlerce bakabilir gökyüzüne

Denize saatlerce bakabilir, bir kusa, bir çocuga

Yasamak yeryüzünde, onunla karismaktir

Kopmaz kökler salmaktir oraya

 

Kucakladin mi simsiki kucaklayacaksin arkadasini

Kavgaya tüm kaslarinla, gövdenle, tutkunla gireceksin

Ve uzandin mi bir kez simsicak kumlara

Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin

 

Insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildigine

Hem de tüm benligi seslerle, ezgilerle dolarcasina

 

Insan baliklama dalmali içine hayatin

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasina

 

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanimadigin insanlar

Bütün kitaplari okumak, bütün hayatlari tanimak arzusuyla yanmalisin

Degismemelisin hiç bir seyle bir bardak su içmenin mutlulugunu

Fakat ne kadar sevinç varsa yasamak özlemiyle dolmalisin

 

Ve kederi de yasamalisin, namusluca, bütün benliginle

Çünkü acilar da, sevinçler gibi olgunlastirir insani

Kanin karismali hayatin büyük dolasimina

Dolasmali damarlarinda hayatin sonsuz taze kani

 

Yasadiklarimdan ögrendigim bir sey var:

Yasadin mi büyük yasayacaksin, irmaklara,göge,bütün evrene karisircasina   

Çünkü ömür dedigimiz sey, hayata sunulmus bir armagandir

Ve hayat, sunulmus bir armagandir insana

 

YAZ SONU

Ayvalar ve günes sarardi

Yildizlar daha parlak

Ve ay daha soguk simdiden

Güz denizi yutkunuyor

Ardisira yitik bir askin

Kiyiya çarpip geriye çekilirken.

Kagittan tasan mürekkep gibi

Tasiyor içimden

Özlemi geçmis yazin.

 

YENIDEN HÜZÜNLE

Iste yine can sikintisi

bana bir siir yazdiracak.

Tirnaklarim uzamis,

Içimde yarali bir ask.

 

Içimde yarali bir ask

ve  birkaç piyes ölüsü,

birkaç gözyasi kirintisi,

intihar gelgiti birkaç.

 

Sirtüstü uzandim dünyaya,

odamin ampülüne bakiyordum,

ampulün bagli oldugu borunun

tavanda kivrilisina.

 

Tavanda kivrilisina

birkaç damla gözyasinin

birkaç damla tentürdiyot,

kalbim agriyordu, bir yaz-

günü düstüm sokaklara,

karanlik sokaklara düstüm,

bir yaz gecesiydi galiba,

ürpererek indikçe bayirlardan,

kimsesiz ve bos alanlara,

çaresiz, bombos bir cesettim,

bir suyla dolu bir kova

olarak kalmisim dünyada.

Herkes kim bilir nerdedir-

simdi? sevgilim...Kim bilir-

nerdesin?

Kalbim -ki bir gün durur-

var miydi acaba?

Ölümü ve tuzlu

fistiklari unutmadim,

bayat tuzlu fistiklari.

Sarhoslar kusardi bir de

ben varken orda. Dünya’da.

1965 yilinda.

Bir savas ve hüzün korkusuyla

kahvelere dolardi insanlar

Sevgilim! Sevgilim!

„Kanayan yerim benim“

çürük yumurta, bayat pastirma

ve

bamya yenilen bir lokantada

maresal fevzi çakmak, koca yusuf

dünya güzeli fatma

dostumdular.

Ben o sehirde yalnizdim

bunu kimseler bilemez

gidip gidip rihtima

dururdum.

Kör bir dilenci vardi, o da-

dostumdu, beni-

evlendirmek isterdi kiziyla.

Ben içimde bir aciyla

boyna bir resim yapardim.

Sari kurdeleli kizlara-

hikayeler anlatirdim hatta

uzak dünyalar ve

albert aynstayn hakkinda.

Onlar

uzun uzun susarlardi.

Güzelim kizlari Hürriyet-

gaztesi okurlardi

Ses ve Hafta.

 

Her sey o kadar birbirinin

ayniydi, hayat-

akip gidiyordu sikintiyla.

Domino taslarina ve

bir nehrin akisina benzeyen

cesur ve genç hayat. Akip giden.

Kitapçi vitrinlerini

ve

alanlari hizla eskiten-

hayat, bazen-

beni heyecanlandirirdi.

Yagmurlu, ihlamur agaçli bir yolda

kocaman, eflatun, bir günes

tikanirdi girtlagima

onu karnima sokardim.

Günesi, gögsüme ve karnima.

Aksam-

beni bulurdu bir koyda.

Kirlara dogru

kosardim bir bagirtiyla.

Az önce islanmis kirlara,

serin ve bereketli,

her zaman bagislayan,

o taze, ve hüzün-

anasi kirlara...

 

Sevgilim! Sevgilim

Gece-

yürüyor,

Dünya-

yürüyor ordularla.

Kitaplarla ve matbaaci-

çiraklariyla. Içimde-

bir dag çesmesi akiyor...

Sabah oldu oluyor aninda-

eski, külüstür, kömür-

yüklü sari bir kamyonla

yaninda durmustuk, orman-

battaniyeliydi hala.

Bir hastane odasinda-

sabaha karsi, yarali-

bir onbasi gibi uyuyordu.

Sabaha-

karsi bir hastane odasinda-

aklima çanlar geliyor.

Bir adam-

kesik çocuk baslari satiyor.

Yeniden

hüzünle basliyorum bir 

romana...

 

YIKILMA SAKIN

Kötü sey uzakta olmak

Dostlarindan, sevdigin kadindan

Yasaklanmak bütün yasantilara

Seni tamamlayan, arindiran

Kapatildigin dört duvar arasinda

Saglikli, genç bir adam olarak

 

Neler gelmez ki insanin aklina

Sevinçli, özgür günlere dair

Kalmistir yüzlerce yil uzakta

Onunla ilk kez öpüstügün sehir

Aci, zehir zemberek bir hüzün

Kalbinden girtlagina dogru yükselir

 

Görüyorsun iste küçük adamlari

Köhnemis silahlariyla saldiran sana

Kimi tutsak düsmüs kendi dünyasina

Kimisi düpedüz halk düsmani

Diren öyleyse, diren, yilma

Yürüt daha bir inatla kavgani

 

Babeuf’u hatirla, Nazim Hikmet’i

Bir umut atesi gibi parlayan zindanlarda

Hatirla Danko’nun tutusan kalbini

Karanliklari yirtmak arzusuyla

Ve fasizme karsi, zulme, zorbaliga

Düsün acilar içinde vurusan kardesleri

 

Elbette vardir bir diyecegi, bir haberi

Bir kaçaga çay sunan kurt kadinlarinin

Daglar dilsizdir yalçindir

Ama gün gelir bir diyecegi olur onlarin da

Ve daglar, issiz tarlalar basladi mi konusmaya

Susmazlar bir daha, söz artik onlarindir

 

Kötü sey uzakta olmak

Dostlarindan, sevdigin kadindan

Yasaklanmak bütün yasantilara

Seni tamamlayan, arindiran

Ama bir devrimciyi hakli kilan

Biraz da acilardir unutma

 

Yikilma sakin geçerken günler

Yaralayarak gençligini

Onurlu, güzel geleceklerin

Biziz habercileri düsün ki

Ve halkin bagrinda bir inci gibi

Büyüyüp gelismektedir zafer.



winerilhan