1






$AIRLERIN
$IIRLERI
ve
HAYATLARI



AHMET HA$IM

1

ATAOL BEHRAMOGLU

1

2

3

ATTILA ILHAN

1

2

3

4

5

CAHIT ZARIFOGLU

1

2

3

4

CAN YUCEL

1

2

3

ISMET OZEL

1

2

3

4

MEHMET AKIF ERSOY

1

2

3

MURATHAN MUNGAN

1

2

3

4

5

6

7

NAZIM HIKMET RAN

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

NECIP FAZIL KISAKUREK

1

2

ORHAN VELI KANIK

1

2

SEZAI KARAKOC

1

2

3

SUNAY AKIN

1

2

YAHYA KEMAL BEYATLI

1

YAVUZ BULENT BAKILER

1

YILMAZ ERDOGAN

1

  


1


ALLAH DERIM

           

Sirtimda, tasinmaz yükü göklerin;

Herkes kosar, ziplar, ben yürüyemem!

Isterseniz hayat asini verin;

Sayili nimetler bal olsa yemem!

 

Ey akil,  nasil delinmez küfen?

Ebedi olusun urbasi kefen!

Kursa da bosluga asma köprü, fen,

Allah derim, baska hiçbir sey demem!

 

 

ALLAH DIYENE

 

Her sey, her sey su tek müjdede;

Yoktur ölüm, Allah diyene

Canim kurban, basi secdede,

Iki büklüm, Allah diyene

 

Akil, kirik kanadi hiçin;

Derdi gücü 'nasil' ve 'niçin'...

Bagli, perçin üstüne perçin,

Benim gönlüm Allah diyene...

 

 

ANNEME MEKTUP

           

Ben bu gurbet ile düstüm düseli,

Her gün biraz daha süzülmekteyim.

Her gece, içinde mermer döseli,

Bir soguk yatakta büzülmekteyim.

Böylece bir lâhza kaldigim zaman,

Geceyi koynuma aldigim zaman,

Gözlerim kapanip daldigim zaman,

Yeniden yollara düzülmekteyim.

Son günüm yaklasti görünesiye,

Kalmadi bir adim yol ileriye;

Yüzünü görmeden ölürsem diye,

Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

 

 

AYNADAKI HALIME

 

Akmayan yaslarla sicacik yüzün;

Yavrum, bugün seni pek ölgün gördüm.

Gözünde bir küçük noktadir hüzün,

Nes'eni ne bugün, ne de dün gördüm.

Egri dallar gibi halsiz, yorgunsun,

Birikmis sulardan daha durgunsun,

Görünmez biçakla içten vurgunsun,

Seni öz yurdunda bir sürgün gördüm.

Geçti bir cenaze pesinde ömrüm;

Bilemem, vardigin neresi, bugün?

Hergün yürüdügün kadar yürüdün,

Arkasindan kendi ölünün; gördüm.

 

 

AYNALAR YOLUMU KESTI

 

Aynalar, bakmayin yüzüme dik dik;

Iste yakalandik, kelepçelendik!

Çiktiniz umulmaz anda karsima,

Basimin tokmagi indi basima.

 

Suratimda her suç bir ayri imza,

Benmisim kendime en büyük ceza!

Ey dipsiz berraklik, ulvi mahkeme!

Aci, hapsettigin sefil gölgeme!

 

Nur topu günlerin kanina girdim.

Kutsi emaneti yedim, bitirdim.

Dogmaz güneslere baglandi vade;

Dislerinde, köpek nefsin, irade.

 

Günah, günah, hasad yerinde demet;

Merhamet, suçumdan askin merhamet!

Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:

Gözyasi döksem, Nuh tufanina denk?

 

Çikamam, aynalar, aynalar zindan.

Bakamam, aynada, aynada vicdan;

Beni beklemeyin, o bir hevesti;

Gelemem, aynalar yolumu kesti.

 

 

AZGIN DENIZ

 

Hangi hissin parmagi dokundu ki, derine,

Düstü bir gizli alev salkimi içerine?

 

Hangi kabus basti ki, seni uykularinda,

Birdenbire cehennem kaynadi sularinda?

 

Örtüldü bastan basa tenin beyaz bir terle,

Duman duman yayilan incecik köpüklerle.

 

Hangi dert kaldi, söyle, bagrina üsüsmeyen,

Hangi ölüm sarkisi, bu dilinden düsmeyen?

 

Hangi öfkeyle yüzün, böyle karisti yer yer,

Sana yan mi baktilar, bir sey mi söylediler?

 

Bir sey dinleme artik, artik bir sey dinleme!

Çagir, bütün günahkar ruhlari cehenneme!

 

Karsina, sahil, kaya, insan kim çikarsa vur!

Vur basina, alemde, kör, sagir, ne varsa vur!

 

Sal her taraftan, dagdan, gökten, pencereden sal!

Nihayet kala kala dünyada tek kisi kal!

 

 

BABADAN OGULA

 

Eve dönmez bir aksam;

Ve gün yüzlü çocugu,

Sorar: Nerede babam?

         

Bakarlar, oldu, bitti;

Gelir, derler çocuga,

Baban attaya gitti.

         

Uzar gider bu atta;

Ve neler neler olmaz

Ve kimbilir ve hatta;

         

Bir mahser gerisinde;

Babasi döner bir gün,

Oglunun derisinde...

 

 

BAHÇEDEKI IHTIYAR

 

Yillar bir gözyasi olup da kaymis

Nurlu ihtiyarin yanaklarinda.

Yapraktan saçini yerlere yaymis,

Sonbahar agliyor ayaklarinda.

 

Süzüyor ufukta bir kizil yeri,

Içi karanlikla dolu gözleri;

Alninda aksamin ince kederi,

Sessizligin sirri,dudaklarinda.

 

Yanan bir kagitta küçük bir satir

Yazi gibi aksam onu karatir;

Artik o,silinen bir hatiradir,

Bu issiz bahçenin uzaklarinda...

 

 

BASIBOS

 

Vatanimda sular akar, basibos;

Herkes, birbirini kakar, basibos.

 

Bozkirlardan topal bir tren geçer;

Çocuk, merkep, öküz bakar, basibos.

 

Yanmaz da yürekler, günese atsan;

Bir kibrit, bir orman yakar, basibos.

 

Tarih, kutuplara kaçmis bir fener,

Buz denizlerinde çakar basibos.

 

Yirmi dokuz harfte sözde aydinlar,

Yafta yazar, isim takar, basibos.

 

Allah'im sen aci bu saf millete!

Aksam yatar, sabah kalkar, basibos...

 

 

BEKLENEN

 

Ne hasta bekler sabahi,

Ne taze ölüyü mezar,

Ne de seytan bir günahi,

Seni bekledigim kadar.

 

Geçti istemem gelmeni,

Yoklugunda buldum seni;

Birak vehmimde gölgeni,

Gelme, artik neye yarar?

 

 

BEKLEYEN

 

Sen, kaçak ve ürkek ceylansin dagda,

Ben, pesine düsmüs bir canavarim!

Istersen dünyayi çagir imdada;

Sen varsin dünyada, bir de ben varim!

 

Seni korkutacak geçtigin yollar,

Arkandan gelecek hep ayak sesim.

Sarip vücudunu belirsiz kollar,

Enseni yakacak ates nefesim.

 

Kimsesiz odanda kis geceleri,

Icin ürperdigi demler beni an!

De ki Odur sarsan pencereleri,

De ki Rüzgar degil, odur haykiran!

 

Gögsümden havaya kattigim zehir,

Solduracak bir gül gibi ömrünü.

Kaçip dolassan da sen, sehir sehir.

Bana kalacaksin yine son günü.

 

Olursun... Kapanir yollar geriye;

Ben mezarla sirdas olur, beklerim.

Varilmaz hayale isaret diye

Topraginda bir tas olu, beklerim…

 

 

BENDEDIR

 

Ne azap, ne sitem bu yalnizliktan,

Kime ne, asilmaz duvar bendedir,

Süslenmis gemiler geçse açiktan,

Sanirim gittigi diyar bendedir.

 

Yaram var, havanlar dövemez merhem;

Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.

Ne çikar, bir yola düsmemis gölgem;

Yollar ki, Allah'a çikar, bendedir.

 

 

BOS DÜNYA

 

Gittiler...Bana dünyam

Birdenbire bos geldi.

Seçilmis oldu esyam.

Odalarim los geldi.

 

Gözlerim müebbette,

Günü gelir elbette...

Gelir Melek nöbette,

Safa geldi, hos geldi.

 

 

BU YAGMUR

 

Bu yagmur...Bu yagmur...Bu kildan ince,

Öpüsten yumusak yagan bu yagmur.

Bu yagmur...Bu yagmur...Bir gün dinince

Aynalar yüzümü tanimaz olur.

 

Bu yagmur kanimi bogan bir iplik,

Kanimda acisiz yatan bir biçak,

Bu yagmur, yerde tas ve bende kemik,

Dayandikça çisil çisil yagacak.

 

Bu yagmur...Bu yagmur...Cennetten üstün:

Karanlik, kovulmaz düsüncelerden.

Cinlerin beynimde yaptigi dügün

Sulardan seslerden ve gecelerden.

 

 

CANIM ISTANBUL

 

Ruhumu eritip de kalipta dondurmuslar;

Onu Istanbul diye topraga kondurmuslar.

Içimde tüten birsey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan asip geçmis sevgilim.

Çiçegi altin yaldiz, suyu telli pulludur;

Ay ve günes ezelden iki Istanbulludur.

Denizle toprak, yalniz onda ermis visale,

Ve kavusmus rüyalar, onda, onda misale.

 

                       Istanbul benim canim;

                       Vatanim da vatanim...

                                  Istanbul,

                                  Istanbul...

 

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

Servi, endamli servi, ahirete perdelik...

Bulutta saha kalkmis Fatih'ten kalma kir at;

Pirlantadan kubbeler, belki bir milyar kirat...

Sahadet parmagidir göge dogru minare;

Her nakista o mana: Ölecegiz ne çare?..

Hayattan canli ölüm, günahtan baskin rahmet;

Beyoglu tepinirken aglar Karacaahmet...

 

                         O manayi bul da bul!

                         Ille Istanbul'da bul!

                                   Istanbul,

                                   Istanbul...

 

Bogaz gümüs bir mangal, kaynatir serinligi;

Çamlica'da, yerdedir göklerin derinligi.

Oynak sular yalinin alt katina misafir;

Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her aksam camlarinda yangin çikan Üsküdar,

Perili ahsap konak, koca bir sehir kadar...

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?

Cumbali odalarda inletir "Katibim"i...

 

                         Kadini keskin biçak,

                         Taze kan gibi sicak.

                                    Istanbul,

                                    Istanbul...

 

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!

Yedi renk, yedi sesten sayisiz belirisler...

Eyüp öksüz, Kadikoy süslü, Moda kurumlu,

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her safak Hisarlarda oklar çikar yayindan

Hala çigliklar gelir Topkapi sarayindan.

Ana gibi yar olmaz, Istanbul gibi diyar;

Güleni söyle dursun, aglayani bahtiyar...

 

                         Gecesi sünbül kokan

                         Türkçesi bülbül kokan,

                                      Istanbul,

                                      Istanbul...

 

 

 

CANSIZ AT

 

Bilmem, kaçi kaç geçe,

Bilmem, kaça kaç kala,

Ya erkence, ya geçce,

Siram gelir hoppala!

 

Altimda gacir gucur,

Kisner durur cansiz at...

Iste servili çukur;

Ve ölümsüz hakikat!

 

 

ÇEK PERDEYI

 

Evler dösemekti bendeki tasa,

Yaptim, ettim, nöbet mezara geldi.

Yeter bana üç bes arsin bez olsa;

Beklenmedik mallar pazara geldi.

Penceremde bir gün günlerden bir gün:

Ses baygin, renk dalgin ve isik süzgün

Belirsiz bir semte insanlik sürgün...

Çek perdeyi günes nazara geldi.

 

 

 

ÇILE

 

Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,

Gezdirsin boslugu ense kökünde!

Ve uçtu tepemden birdenbire dam;

Gök devrildi, künde üstüne künde...

 

Pencereye kostum: Kizil kiyamet!

Dediklerin çikti, ihtiyar baci!

Sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent,

Ok çekti yukardan, üstüme avci

 

Atesten zehrini tattim bu okun,

Bir anda kül etti can elmasimi.

Sanki burnum, degdi burnuna (yok)un,

Kustum, öz agzimdan kafatasimi

 

Bir bardak su gibi çalkandi dünya;

Söndü istikamet, yikildi bosluk.

Al sana hakikat, al sana rüya!

Iste akillilik, iste sarhosluk!

 

Ensemin örsünde bir demir balyoz,

Kapandim yataga son çare diye.

Bir kanli safakta, bana çil horoz,

Yepyeni bir dünya etti hediye

 

Bu nasil bir dünya, hikayesi zor;

Mekâni bir satih, zamani vehim.

Bütün bir kainat musamba dekor,

Bütün bir insanlik yalana teslim.

 

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!

Yetis körlük, yetis, takma gözde cam!

Otursun yerine bende her sekil;

Vatanim, sevgilim, dostum ve hocam!

 

*********

 

Aylarca gezindim, yikik ve saskin,

Benligim bir kazan ve aklim kepçe,

Deliler köyünden bir menzil askin,

Her fikir içimde bir çift kelepçe.

 

Niçin küçülüyor esya uzakta?

Gözsüz görüyorum rüyada, nasil?

Zamanin raksi ne bir yuvarlakta?

Sonum varmis, onu ögrensem asil?

 

Bir fikir ki sicak yarad kezzap,

Bir fikir ki, beyin zarinda sülük.

Selam sana hasmetli azap;

Yandikça gelisen tilsimli kütük.

 

Yalvardim: Gösterin bilmeceme yol!

Ey yedinci gök, esrarini aç!

Annemin duasi, düs de perde ol!

Bir asâ kes bana, ihtiyar agaç!

 

Uyku, katillerin bile çesmesi;

Yorgan, Allahsiza kadar siginak.

Teselli pinari, sabir memesi;

Size serbet, bana kum dolu çanak.

 

Bu mu, rüyalarda içtigim cinnet,

Sirrini ararken patlayan gülle?

Yesil asmalarda deprenis, sehvet;

Karinca sarayi, kupkuru kelle...

 

Akrep nokta nokta ruhumu sokmus,

Mevsimden mevsime girdim böylece.

Gördüm ki, ates de, cimbiz da yokmus,

Fikir çilesinden büyük iskence.

 

*********

 

Evet, her sey bende bir gizli dügüm;

Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!

Dibi yok göklerden yeter ürktügüm,

Yetisir çektigim mesafelerden!

 

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;

Yollar bir yumaktir, uzun ve dolasik.

Her gece rüyami yazan sihirbaz,

Tutuyor önümde bir mavi isik.

 

Büyücü, büyücü ne bana hincin?

Bu kükürtlü duman, nedir inimde?

Camdan keskin, kildan ince kilicin,

Bir zehir kiymak gibi, beynimde.

 

Lugat, bir isim ver bana halimden;

Herkesin bildigi dilden bir isim!

Eski esvaplarim, tutun elimden;

Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

 

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,

Arzi boynuzunda tasiyan öküz?

Belâ mimarinin seçtigi arsa;

Hayattan muhacir; esyadan öksüz?

 

Ben ki, toz kanatli bir kelebegim,

Minicik gövdeme yüklü Kafdagi,

Bir zerrecigim ki, Ars'a gebeyim,

Dev sancilarimin budur kaynagi!

 

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,

Gözümü yumdukça gördügüm nakis.

Bosuna gezmisim, yok tabiatta,

Içimdeki kadar inis ve çikis.

 

*********

 

Gece bir hendege düsercesine,

Birden kucagina düstüm gerçegin.

Sanki erdim çetin bilmecesine,

Hem geçmis zamanin, hem gelecegin.

 

Açil susam, açil! Açildi kapi;

Atlas sedirinde mavera dede.

Yandi sirça saray, ilahi yapi,

Binbir avizeyle uçsuz maddede.

 

Atomlarda cümbüs, donanma, senlik;

Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.

Içiçe mimari, içiçe benlik;

Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meshur!

 

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;

Nizam köpürüyor, ta çenemde su.

Suda bir gizli yol, piriltili iz;

Suda ezel fikri, ebed duygusu.

 

Kaçir beni ahenk, al beni birlik;

Artik barinamam gölge varlikta.

Ver cüceye, onun olsun sairlik,

Simdi gözüm, büyük sanatkarlikta.

 

Öteler öteler, gayemin mali;

Mesafe ekinim, zaman madenim.

Gökte saman yolu benim olmali;

Dipsizlik gölünde, inciler benim.

 

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!

Heybem hayat dolu, deste ve yumak.

Sen, bütün dallarin birlestigi kök;

Biricik meselem, Sonsuza varmak...

 

 

ÇIRPINIR

 

Dinle, kulagini ver de mezara!

Ölüler evlattan yana çirpinir.

Nesiller arasi korkunç manzara;

Domuz yavrulayan ana çirpinir.

Kalbten kazidilar iman sirrini;

Her günün bugünden beter yarini.

Aci rüzgarlara vermis bagrini

Türk Bayragi yana yana çirpinir.

 

 

ÇOCUK

 

Annesi gül koklasa, agzi gül kokan çocuk;

Agaç içinde agaç gelistiren tomurcuk...

 

Çocukta, uçurtmayla göge çikmaya gayret;

Karincaya göz atsa "niçin, nasil?" ve hayret...

 

Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;

Biz akil tutsagiyiz, çocuktur ki asil hür.

 

Allah diyor ki:"Geçti gazabimi rahmetim!"

Bir merhamet heykeli mahzun bakisli yetim...

 

Bugün agla çocugum, yarin aglayamazsin!

Simdi anladigini, sonra anlayamazsin!

 

Insanlik zincirinin ebediyet halkasi;

Çocuklarin kalbinde isler zaman rakkasi...

DALGALAR

 

Sarmis deniz kizlari gibi dalgalar bizi,

Uzun saçlari gümüs, seffaf tenleri fosfor.

Yumusak baslariyla sarsarak teknemizi,

Yolcu, gittigin sahil nerde diye bagiriyor.

 

Ne bir kiyidan eser, ne bir isiktan eser,

Sulardan daha derin, yolun karanliklari.

Dalgalar, yürüyünüz, arayalim beraber,

Basimizi dövecek yalçin kayaliklari!..

 

 

DESTAN

 

Durun kalabaliklar, bu cadde çikmaz sokak!

Haykirsam, kollarimi makas gibi açarak:

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,

Çatirtilar geliyor karanlik kubbemizden,

Çekiyor tebesirle yekun hattini afet;

Alevler içinde ev, üst katinda ziyafet!

Durum diye bir laf var, buyurun size durum;

Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!

Bir sey koptu benden, sey, Herseyi tutan bir sey.

Benim adim bay Necip, babamin ki Fazil bey,

Utanirdi burnunu göstermekten sütninem,

Kizimin gösterdigi, kefen bezine mahrem.

Ey tepetaklak ehram, basi üstünde bina;

Evde cinayet, tramvay arabasinda zina!

Bir kitap sarayinin bin dolusu iskambil;

Barajlar yikan sarap, sebil üstüne sebil!

Ve ferman, kumardaki dört kralin buyrugu:

Baskentler haritasi, yerde sarhos kusmugu!

Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,

Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!

Bitpazarinda sattik, kalkamaz artik kazan!

Allah'in on pulunu bekleye dursun on kul;

Bir kisiye tam dokuz, dokuz kisiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara sah olsa;

Yasasin, kefenimin kefili karaborsa!

Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;

Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç;

Serbest, verem ve sitma; mahpus, gümrükte ilaç.

Bülbüllere emir var: Lisan ögren vakvaktan;

Bahset tarih, baligin tirmandigi kavaktan!

Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;

Tartilan vatana bak, dalkavuk kefesinde!

Mezarda kan terliyor babamin iskeleti;

Ne yaptik, ne yaptilar mukaddes emaneti?

Ah! küçük hokkabazlik, sefil aynali dolap;

Bir sapka, bir eldiven, bir maymun ve inkilap!

 

 

DÖNEMEÇ

 

Bir gündü, hava ilik

Ve cadde kalabalik...

Bir kadin sapiverdi önümden dönemece;

Yalniz bir endam gördüm, arkasindan, ipince.

Ve görmeden sevdigim, iste bu kadin dedim,

Çarpildim sendeledim.

 

Bir gündü mevsim bayat

Ve esnemekte hayat....

Dönemeçten bir tabut çikti ve üç bes adam;

Yalniz bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam.

Ve tabutta, incecik, o kadin var, anladim;

Bir kösede agladim

 

 

DUA

 

Bende siklet, sende letafet...

                           Allah'im affet!

 

Lâtiften af bekler kesafet...

                           Allah'im affet!

 

Etten ve kemikten kiyafet...

                           Allah'im affet!

 

Sanindir fakire ziyafet...

                           Allah'im affet!

 

Âcize imdadin serafet...

                           Allah'im affet!

 

Sen mutlatsin, bense izafet!

                           Allah'im affet!

 

Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet!

                           Allah'im affet!

 

 

 

EN YAKIN

 

Bütün insanligi dövsen havanda,

Zerre zerre herkes yine yaliniz.

Boslukta yol alan uçsuz kervanda,

Her sey tek basina, dag, tas ve yildiz.

 

Herkes bir vücutsuz hayal pesinde;

Esini kaybetmis herkes esinde.

Içinizde yiv yiv derinlesir de,

Çiksin karsiniza en yakininiz|

 

 

 

EVIM

 

Ahsap ev; camlarindan kizil biberler sarkan!

Arsiz gökdelenlerle çevrilmis önün, arkan!

Kefensiz bir cenaze, çirilçiplak, ortada...

Garanti yok sen gibi faniye sigortada!

Eskiden ne güzeldin; evdin, kösktün, yaliydin!

Madden kaç para eder, sen bir remz olmaliydin!

Bir kösende annanem, dalgin Kuran okurdu;

Ve karsisinda annem, sessiz gergef dokurdu.

Semaverde huzuru besteleyen bir sarki;

Asma saatte tik tik zamanin hazin çarki...

Çam kokulu tahtalar, gicir gicir silinmis;

Sular cömert, "temizlik imandandir" bilinmis...

Komsuya hatir soran sira sira terlikler.

Ölçülü uzaklikta, yakin beraberlikler...

Seni yiyip bitiren, kirk katli ejder oldu;

Komsuluk, mana ve ruh, ne varsa heder oldu;

Bir yeni nesil geldi, üstüste binenlerden;

Göge çikayim derken bosluga inenlerden...

Seninle sarmas dolas, kökten bozuldu denge;

Vuran kimse kalmadi bu davayi mihenge...

Simdi git, mahkemede hesap ver, iki büklüm;

Cezan, susuz, ekmeksiz, oldugun yerde ölüm!..

Evim, evim, vah evim, gönül bucagi evim!

Tadim, rengim, isigim, anne kucagi evim!

 

 

FEZA PILOTU

 

Yirminci yüzyilin ablak yüzlü pilotu

Buldun mu Ay yüzünde ölüme çare otu ?

Bir odun parçasina at diye binen çocuk

Basinda çelik kulaf, sirtinda plastik gocuk.

Uzaklari yenmis Fatih edasindasin|

Dibsizligin dibini bulmak sevdasindasin...

Allah'a dil çikarir gibi küstah bir yaris...

Farkinda degilsin ki, Ay Dünya'ya bir karis

Fezada milyarlarca isik, yol, mesafe;

Seninki, saniyelik zafer, ilmi hurafe

Kavanozda, kendini deryada sanan balik;

Ne aci vahset, magrur ilimdeki kalabalik;

Fezada 'Allah diye bir sey yok' iddiasi

Gel gör, kaç füzeye denk, bir mü'minin duasi;

Rafa kaldirmak için ruhlarini dürdüler;

Günes diye kalpteki günesi söndürdüler.

Bilmediler; kalptedir, kalptedir asil feza;

Kalptedir, olumsuzluk kefili kutsi imza.

Sayidan sonsuzluga sinif geçirtecek not;

Bizdedir ve bizdedir Ars'a giden astronot,

Ve mekandan arinmis ve zamandan ilerde,

Fezayi teslim alma sirri bizimkilerde.

 

       Bizimkiler isiga gem vurar da binerler;

       Yerden göge çikmazlar, gökten yere inerler......

 

 

GARIPÇIK

 

Bahçemde Yusufçuk adli kus

Öter hep; Necipçik, Necipçik!

Bir igne, kalbime sokulmus,

Basimda küt diye bir dipçik.

 

Tabiat, gurbetten bir pusu;

Çirpinir, deniz arar su.

Haykirir, baykusu, kumrusu:

Var yürü, garipçik, garipçik...

 

 

GECEYE SIIR

 

Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün;

Gelin, gelin, onu açin geceler!

Beni yadedermis gibi, bütün gün

Ötün kulagimda, çin çin geceler!

 

Geceler çekmeyin benim için hüzün,

Gelin siz, ruhumu tenimden süzün;

Birakin nasimi yerde gündüzün,

Gölgemi alin da kaçin geceler!

 

 

GEÇILMEZ

 

Bu kapidan kol ve kanat kirilmadan geçilmez;

Esten,dosttan,sevgiliden ayrilmadan geçilmez.

Içeride bir has oda,yeri samur döseli;

Bu odadan gelsin diye çagrilmadan geçilmez.

Eti zehir,yagi zehir,bali zehir dünyada,

Bütün fani lezzetlere darilmadan geçilmez.

Varlik niçin,yokluk nasil,yasamak ne,topyekün?

Akli yele saliverip çildirmadan geçilmez.

Kayalik bogazlarda yön arayan bir gemi;

Usta kaptan kilavuza varilmadan geçilmez.

Ne okudun,ne ögrendin,ne bildinse berhava;

Yer çökmeden,gök iki sak yarilmadan geçilmez.

Geçitlerin,kilitlerin yalniz O'nda sifresi;

Iste,iste o etege sarilmadan geçilmez!

 

 

GEL!

 

Yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk,

O gün basucuma karalarla gel

Arkanda, çepçevre, kizil bir ufuk,

Tepende simsiyah kargalarla gel

 

Elinden, dal gibi düserken ümit,

Ne bir hasret dinle, ne bir ah isit;

Bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git,

Kirik bir tekne ol, dalgalarla gel..

 

 

GELIR

 

Pervane dedigin, ceraga gelir;

Sular, kivrim kivrim, irmaga gelir.

 

Bülbül kovuldu mu dil bahçesinden,

Gak gak, karga; vak vak, kurbaga gelir.

 

O yön ki, ezelle ebed arasi

Ne sola kivrilir, ne saga gelir.

 

Gam çekme, böyle gitmez bu devran,

Nihayet sonuncu duraga gelir.

 

Hasretle beklenen gelir mutlaka;

Sultan fikir, sanli otaga gelir.

 

Yirtilir günesin kapkara zari,

Dünyamiz yepyeni bir caga gelir.

 

Füzeler kagniya döner ve nöbet,

Isiktan da hizli Buraga gelir.

 

Gökyüzü, yeryüzü, helallesirler,

Nur, kaçtigi yerden topraga gelir.

 

Birlesir, kupkuru dalla yanik kök,

Yemyesil bir isik, yapraga gelir.

 

Kal'a nin burcundan çakar isaret;

Millet, dalga dalga bayraga gelir.

 

 

GÖZLER

 

Bir sey kalmaz, yaliniz,

Kalir maziden gözler.

Ölür de her yanimiz,

Sag kalir, neden gözler?

 

Birer yildiz olur da,

Kirpisirlar havada,

Kupkuru bir kafada,

Apaçik giden gözler...

 

 

 

GURBET

 

Dagda dolasirken yakma kandili,

Fersiz gözlerimi daglama gurbet!

Ne söylemez, akan sularin dili,

Sessizlik içinde çaglama gurbet!

 

Titrek parmaginla tutup tigini.

Alnima isleme kirisigini

Duvarda, emerek mum isigini,

Bir veremli rengi baglama gurbet

 

Gül büyütenlere mahsus hevesle,

Renk renk dertlerimi gözümde besle!

Yalniz, annem gibi, o ilik sesle,

Içimde dövünüp aglama gurbet!..

 

 

HAYAT, MAYAT

 

Hayat, mayat diyorlar

Benim gözüm mayat'ta.

Hayatin eksigi var:

Hayat eksik hayatta.

 

Takinsam, kanat, manat;

Kus, mus olsam segirtsem.

Bombos vatana inat,

Matan'a dogru gitsem...

 

 

HIRS

 

Sen kaçan bir yavru

Geyiksin dagda

Ben pesine düsmüs

Bir canavarim

Istersen dünyayi

Getir imdada,

Yeryüzünde bir sen,

Bir de ben varim.

 

Seni korkutacak

Geçtigin yollar,

Arkandan gelecek

Hep ayak sesim.

Sarip vücudunu

Hayali kollar

Enseni yakacak

Sicak nefesim.

 

Kimsesiz odanda

Kis geceleri

Için ürperdigi

Anlar beni an.

De ki odur sarsan

Pencereleri

De ki, rüzgar degil,

Odur haykiran.

 

Gögsümden havaya

Kattigim zehir

Solduracak bir

Gül gibi ömrünü

Kaçip dolassan da

Sen sehir sehir,

Bana kalacaksin,

Gene son günü

 

Hirsim gibi sonsuz

Yasarsan sen de,

Ben ölümle sirdas

Olur beklerim.

Hirsima topragi,

Rakip etsen de,

Mezarinda bir tas olur

Beklerim

 

 

IRAKLARDA

 

Yolcu benmisim gibi,

Bir gemi demir aldi,

Ey her yerin garibi,

Vatan irakta kaldi.

 

Sira sira duraklar;

Durak bilmez iraklar,

Su uçusan yapraklar,

Beni rüzgara saldi.

 

 

ISARET

 

O ki, pinar basinda çeker suya hasret;

Kadininda kadina, yurdunda yurda hasret.

Yalan dünyada bütün görünüsler igreti;

Her sey o seye hazin benzeyisten ibaret.

 

Var olan yokluklarin ömrünü sürüyorum

Asklar bombos kuruntu, hürriyetler esaret

Yalniz, 'Rakip' ismiyle Allah'i görüyorum

Bir yokluk ki, bu dünya, var olandan isaret...

 

 

KADIN

 

Kalip degil bir fikir...

Elmas sorguçlu fakir;

Açikta sirri bakir;

                    Kadin...

 

Çölde kaçan bir serap;

Yönü kementli mihrap...

Madeni som istirap;

                    Kadin...

 

Dipsiz hasrete tuzak;

En yakinken en uzak....

Tadi zehrinde erzak;

                    Kadin...

 

Bir isaret, bir misal;

Ayrilik remzi visal...

Allah'a yol bir timsal;

                    Kadin...

 

 

 

KAFIYE

 

ne diye

bu suna

su buna

kafiye?

basa tas

asa yas

Hey'e ney

tuhaf sey

 

kafiye

mantigi

o mantik

hediye

sandigi

bu sandik!

o mantik

bu sandik-

ta sandik

ve yandik

ne yandik

 

hendese

kümese

tikilmak

hadise

kirkayak

adese

oyuncak

vesvese

gökbayrak

ölümse

gel dese

tak tak tak

mu-hak-kak

 

sorular

sordular

neden çok

nasil yok

niçin var

 

sanatsiz

papagan

neden çok

ve atsiz

kahraman

niçin yok

 

çok ve yok

yok ve çok

aç ve tok

tok ve aç

tut ve kaç

saklambaç

 

neden çok

nasil yok

niçin var

 

niçin'i

bogarken

piçini

yatakta

bastilar

safakta

astilar

 

ve derken

nasil yok

niçin var

 

bir varmis

bir yokmus

karamis

ve kokmus

dünyamiz

rüyamiz

kapkara

manzara

gebeler

döseksiz

ebeler

isteksiz

kubbeler

desteksiz

habbeler

süreksiz

türbeler

meleksiz

tövbeler

gerçeksiz

cübbeler

yüreksiz

cezbeler

simseksiz

izbeler

emeksiz

heybeler

ekmeksiz

 

kafiye

hikaye

dava tek

ölmemek

peygamber

ne haber

bir batan

var vatan

kandil los

ocak bos

ve dag dag

elveda!

 

gitme kal

nefes al

emir tez

bekletmez

ve O nur

bulunur

iste iz

geliniz

toprak post

ALLAH DOST...



winerilhan