ÇOK SÜKÜR
Bir insan daha var, çok sükür, evde;
Nefes var,
Ayak sesi var;
Çok sükür, çok sükür.
DAG BASI
Dag basindasin;
Derdin günün hasretlik
Aksam olmus, günes batmis
Içmeyipte ne halt edeceksin.
DALGA
Mesut sanmak için kendimi
Ne kagit isterim,ne kalem
Parmaklarimda sigaram
Dalar giderim mavisinden içeri
Karsimda duran resmin..
Giderim deniz çeker
Deniz çeker,dünya tutar
Içkiye benzer birsey mi var
Birsey mi var ki havada
Deli eder insani,sarhos eder?
Bilirim,yalan,hepsi yalan
Taka oldugum,tekne oldugum yalan
Sularin kaburgalarimdaki serinligi
Iskotada uguldayan rüzgar
Haftalarca dinmeyen motor sesi
Yalan....
Ama gene de
Gene de güzel günler geçirebilirim
Geçirebilirim bu mavilikte
Suda yüzen karpuz kabugundan farksiz
Agacin gökyüzüne vuran aksinden
Her sabah erikleri saran bugudan
Bugudan, sisten,isiktan,kokudan...
Ne kagit yeter ne kalem
Mesut sanmam için kendimi
Bunlarin hepsi...hepsi fasafiso
Ne takayim, ne tekneyim
Öyle bir yerde olmaliyim
Öyle bir yerde olmaliyim ki
Ne isik,ne sis,ne bugu gibi
Insan gibi....
DALGACI MAHMUT
Isim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarim her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanir bakarsiniz ki mavi.
Deniz yirtilir kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir bas düsünürüm basimda,
Bir mide düsünürüm midemde,
Bir ayak düsünürüm ayagimda,
Ne halt edecegimi bilemem.
DAR KAPI
Nedir bu geceyle gelen birsam?
Duyuyorum serzenislerini.
Karanlikta agzinin yerini
Ariyor deli gibi hafizam.
'Yaniyor unutulmus buhurdan
Yine gecenin içinde sesiz'
Hatiralarla kabaran deniz,
Doluyor ruhun oluklarindan
Isik yagiyor dogan geceden;
Nasil dirilis bu, neden sonra?
Bu rüya gibi geceden sonra
Gidecek mi o maziden gelen?
Seziyorum senelerce susan
Ruhumda taptaze bir gerinis.
Sonuna vardigim çölden genis
Ayaklarima acilan umman.
Butun mevsimlerimin üstüne
Geriliyor bembeyaz bir kanat.
Gelip durdu artik iste hayat
Bana hep onu vadeden güne.
Artik ebedi huzur deminin
Içebilirim sirli tasindan
Girmek üzereyim dar kapisindan
O eski rüyalar aleminin.
DAVET
Bekliyorum;
Öyle bir havada gel ki,
vazgeçmek mümkün olmasin!
DEDIKODU
Kim söylemis beni
Süheyla'ya vurulmusum diye?
Kim görmüs, ama kim,
Eleni'yi öptügümü,
Yüksek kaldirimda, güpe gündüz?
Melahat'i almisim da sonra
Alemdara gitmisim, öyle mi?
Onu sonra anlatirim, fakat
Kimin bacagini sikmisim tramvayda?
Güya bir de Galataya dadanmisiz;
Kafalari çekip çekip
Orada aliyormusuz solugu;
Geç bunlari, anam babam, geç;
Geç bunlari bir kalem;
Bilirim ben yaptigimi.
Ya o, Mualla'yi sandala atip,
Ruhumda hicranini söyletme hikayesi?
DEGIL
Bilmem ki nasil anlatsam;
Nasil, nasil, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acisi,
Bir dert ki düsman basina.
Gönül yarasi desem...
Degil!
Ekmek parasi desem...
Degil!
Bir dert ki...
Dayanilir sey degil
DELIKLI SIIR
Cep delik cepken delik
Yen delik kaftan delik
Don delik mintan delik
Kevgir misin be kardeslik
DENIZ
Ben deniz kenarindaki odamda,
Pencereye hiç bakmadan
Disardan gecen kayiklarin
Karpuz yüklü oldugunu bilirim.
Deniz, benim eskiden yaptigim gibi,
Aynasini odamin tavaninda
Dolastirip beni kizdirmaktan
Hoslanir.
Yosun kokusu
Ve sahile çekilmis dalyan direkleri
Sahilde yasayan çocuklara
Hiçbir sey hatirlatmaz.
DENIZ KIZI
Denizden yeni mi çikmisti neydi;
Saçlari, dudaklari
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan gögsü deniz gibiydi.
Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulagimin dibinde, yavas yavas,
Ask türküleri söyledi.
Neler görmüs, neler ögrenmisti kim bilir,
Denizle bugaz bugaza geçen hayatinda!
Ag yamamak, ag atmak, ag toplamak,
Olta yapmak, yem çikarmak, kayik temizlemek...
Dikenli baliklari hatirlatmak için
Elleri ellerime degdi.
O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel dogarmis meger açik denizde!
Onun saçlari ögretti bana dalgayi;
Çalkandim durdum rüyalar içinde.
DERDIM BASKA
Sanma ki derdim günesten ötürü;
Ne çikar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtiysa?
Ucunda olum yok ya.
Hös, olsa da korkacak miyim zaten
Günesle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yas daha genç,
Her bahar biraz daha asigim;
Korkar miyim?
Ah, dostum, derdim baska...
DÜSÜNCELERIMIN BASUCUNDA
Hasretimin yillardan beri bel bagladigi...
Iste odur düsüncelerimin basucunda.
O, gögsünün taskin hareketi avlucunda,
Gözlerinde rüyalarin gülüp agladigi.
Kendi bahçesidir onun içinde gördügüm.
Yollar yine her günkü gibi yaz uykusunda
Ve yaban çiçeklerinin buruk kokusunda
Her ikindi günlük rüyasini gören mürdüm.
Onun da dudaklarinda bir eskiye dönüs,
O da yüzmede bir ses yigini üzerinde.
Bin hatirayi bir anda duyan gözlerinde
Insana ruhlar dolusu haz veren düsünüs.
Sonra kizlik kadar temiz, aydin bir açilma:
Evine giden toprak yolda o yine çocuk,
Yine uykuyla baslayan alemde yolculuk
Ve taptaze sabahlar kayisi dallarinda.
Hasretimin yillardan beri bel bagladigi...
Iste odur düsüncelerimin basucunda.
O, gögsünün taskin hareketi avlucunda,
Gözlerinde rüyalarin gülüp agladigi.
EBABIL
Alip içinde sesler uçusan bu aksamdan
Hafizami bir deniz kiyisina çeken yol,
Aydinlik rüyalarin pesine düsen gondol
Mavi bir denizde yüzer gibi yanan samdan.
Tuslarin üstünde karanligin heyulasi
Ve birden kalbe çirpinislar veren hatira.
Çekmede beni saadet dolu dünyalara
Mine parmaklarinda sedalasan hülyasi.
Siyrilmada gözlerimden yillarca geceler
Ve yalniz kalmada bir yaza ram olan sahil,
Uçusmada gökyüzünde bir sürü ebabil:
Sevgimi ve hasretimi ebedi kilan yer.
Açik panjurlarindan seslerin dokulusun.
Bir göl mü ürpermede ruhun uzaklarinda?
En yakin sevgiyi duymayan dudaklarinda
Her yasayistan daha güzel olan gülüsü.
Ilik gölgelerde uyutup düsünceleri
Beyaz etekler ile bana göründügün an
Ve kapilari yesil sabahlara açilan
Sicak tahayyüllerle dolu yaz geceleri.
Renkli fanuslarin altinda dogan dünyasi,
Omuzlarinda ay isigindan örgülerle
Eklenmede içime hasret kaldigim yerle
Mine parmaklarinda saçalasan hülyasi.
EFKARLANIRIM
Mektup alir, efkarlanirim;
Raki içer, efkarlanirim;
Yola çikar, efkarlanirim.
Ne olacak bunun sonu, bilmem.
'Kazimin' türküsünü söylerler,
Üsküdar’da;
Efkarlanirim.
EFSANE
Bir zamanlardi bu gazhanede bir dem vardi
Gece sahilde sular ferce kadar çaglardi
O çagiltiyla beraber dokunurken def u cenk
Bir günes dalgalar üstünde dogar rengarenk
Mavi bir gökyüzü titrerdi güzel bir histe
Rindiler mugbeceler mest bütün mecliste
Ve o haletle bütün kahkahalar nagmelesir
Dilde Yahya Kemal'in sarkisi sehnamelesir
O gürültüyle sular çalkalanir çaglardi
Bir zamanlardi bu gazhanede bir dem vardi
Lakin artik o hayal alemi bir efsane
Ses seda yok bu degil sanki
EHRAM
Ey asilmaz daglarin ardinda,
Ulasilmaz beldelerden uzak,
Hasretin dallarini tutan sak,
Mavi, sonsuz bir takin altinda!
Ey gülüsü sabahlardan güzel,
Dünyasi düsüncelerden genis!
Ey gögsünde ilahi gerinis,
Rüyalarima hükmeden güzel!
Nerde irinlen dalindan yere
Portakallarin düstügü çardak,
Kadehe duyarak degen dudak,
Sergile bakan göz, gecelere;
Yanmis ruhu titreyen ilahi,
Yapraklarda billurlasan seher;
Nemde cam kokan tahta testiler,
Geyik sebile cinli yan vadi?
Yaldiz dallarda çiçek yerine
Yildiz açmaz mi artik agaçlar,
Yanmaz mi bin rüya ile saclar
Kapanip günün eteklerine?
Ey gülüsü sabahlardan güzel
Dünyasi düsüncelerden genis!
Ey gögsünde ilahi gerinis
Rüyalarima hükmeden güzel!
Hakikate olmaz mi açar ram
Yillardir besledigim düsünce?
Çikilmaz daglardan da mi yüce
Hasretlerin tirmandigi ehram?
EKMEK
Dilimin ucunda bir eski arkadas adi,
Unutulmus sekilleri tasiyan bulutlar;
Bir gökyüzü genisligiyle ruhuma dolar
Otlarin içine sirtüstü yatmanin tadi.
Avucumda sicakligini duydugum ekmek;
Üstümde hatirasi kadar güzel sonbahar;
O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar
Düsünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek.
ELDORADO
Ufkunda mavi bulutlarin uçustugu dag,
Büyülü göklerinde sesler duydugum Aden,
Avlucumda dört kollu nehrin verdigi maden,
Üstümde yemisleri alnima degen Tuba.
Müsis dünyasi ile, uykuma girdigi yere.
Gülümsüyor mavi bir at isiginda kamis.
Göllerin sekli dolu derinligine dalmis
Vuslatin havasini çevreleyen igdeler.
Sularin aydinliginda saadetten bir iz:
Dallardan süzülen kayigindan bu hos insan,
Omuzuna degen arzu dolu dudaklari kan.
Artik bir cennete bagli bütün günlerimiz.
Artik isikla dolu billur bir kadeh gibi,
En güzel seytanin elinde tutugu gurup;
Aksamlar agzimda har kulada bir surup
Ve basimda geceler yesil bir deniz gibi.
Ufkumda mavi bulutlarin uçustugu dag
Ve nebati bir alemde duyulan ilk hece,
Bir sesin aydinlattigi yalan dolu gece
Ve dumanli bir sabah serinligi ormanda.
Ne ondan itidal, ne benden günahkar hali
Ruhlari bir kus gibi avare kilan uyku.
Dagilan içimde her zaman o baygin koku,
Lezzeti dudagimda bugulasan seftali.
ESKI KARIM
Nedendir, biliyor musun;
Her gece rüyama girisin,
Her gece seytana uyusum,
Bembeyaz çarsaflarin üstünde;
Nedendir, biliyor musun?
Seni hala seviyorum, eski karim.
Ama ne kadinsin, biliyor musun?
ESKILER ALIYORUM
Eskiler aliyorum
Alip yildiz yapiyorum
Musiki ruhun gidasidir
Musikiye bayiliyorum
Siir yaziyorum
Siir yazip eskiler aliyorum
Eskiler verip Musikiler aliyorum
Bir de raki sisesinde balik olsam
FENA ÇOCUK
mektepten kaçiyorsun,
kus tutuyorsun,
deniz kenarina gidip
fena çocuklarla konusuyorsun,
duvarlara fena resimler yapiyorsun
bir sey degil,
beni de bastan çikaracaksin,
sen ne fena çocuksun.
GALATA KÖPRÜSÜ
Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çikarir dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz cimacidir halat basinda;
Kiminiz kustur, uçar, sairane;
Kiminiz baliktir, piril piril;
Kiminiz vapur, kiminiz samandira;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadir, kirdigi gibi bacayi,
Sip diye geçer Köprünün altindan;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandir, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayin, gün olur, ben de
Bir siir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç bes kurus geçer;
Karnim doyar benim de.
GELIRLI SIIR
Istanbul’dan ayva da gelir, nar gelir
Döndüm baktim, bir edali yar gelir,
Gelir desen dar gelir;
Gün asiri alacaklilar gelir.
Anam
Dayanamam,
Bu is bana zor gelir.
GIDERAYAK
Handan, hamamdan geçtik
Gün isigindaki hissemize raziydik
Saadetinden geçtik
Ümidine raziydik
Hiçbirini bulamadik
Kendimize hüzünler icad ettik
Avunamadik
Yoksa biz...
Biz bu dünyadan degil miydik?