DOGUM
(Leyla'nin dogumu için Mecnun'un sonradan söyledigi)
I.
Çig düstü göklerden
Ve bir bahar günü dogdun sen
Güvercinler geçti menekselerden
Ve bir bahar günü dogdun sen
Kendi kendine ayna olan nergislerden
Leylaklarin gün dogusu ürperisinden
Zambaklarin kiyi kiyi bakisindan
Geldin sen
Ve rüzgarlar karlari süpürdügünde
Ve insani çildirtan kus sesleri isitildiginde
Birdenbire aydinlandi annenin yüzü
Ve bir bahar günü dogdun sen
Ilkin horozlarin gözüne göründün
Dünyaya haber verdiler ötelerden
Baban yeni dönmüstü eve iraklardan
Birden aydinlandi annenin yüzü
Ve bir bahar günü dogdun sen
Marta bakan biliyordu gelecegini
Nisana bakan görüyordu alaca renklerini
Kizil ve yesil seherini
Mayisa bakan buldu seni
Ve bir bahar günü dogdun sen
Sana Leyla dedim Suna dedim siirlerde sarkilarda
Gerçek adin bir fisilti gibi kaldi agizlarda dudaklarda
Çatlar yüregim bir nar gibi o sirri anar da
Avunurum dogumundan gelen mustulu armaganlarla
Melekler gökten geldi armaganlarla
Ve bir bahar günü dogdun sen
Bir bahar günü dogdun sen
Baharin ta kendisi oldun sen
Simdi her baharda dogan çocuklarla
Sen en asilmaz boya tenlerinde saçlarinda
Sen görünür görünmez ufuklarda
Karlar erir erir kaçar kaçar da
Gökler yagmur biçiminde güler aglar aglar da
Günes ögünerek yansir yansir da sularda
Gelirsin her baharda
Bir dirilis gibi ölü dünyaya
Ölüler gölgenden ates ala ala
Ekilip biçilip yanki yapa yapa
Yaz sicakligindan arta arta
Birer birer çiktilar gönlümüzün aynasina tarlasina
Ki bir bahar günü dogdun sen
Güller dönüstüler yatak çarsaflarina
Leylaklar yaklastilar korka korka
Nergisler benligimizin ortasindan baka
Gelip fon oldular insanin
Bir kere daha
Sende yeniden yaratilisina
Bir bahar hali yaratisina
Bir bahar günü dogdun sen
Baharin ta kendisi oldun sen
II.
Sonbahar benim ölümüm kirmizi kirmizi yanisim karaagaçlarda
Senin ak dogumunu daha çok ortaya koymak için
Toplayip gelisim güzü bütün sarilarimla losluklarimla
Çürüyen solan evrenin karsi koyusu
Senin baharda dogusunun anisina
Ah o ne sitmadir günesteki sitma baharda
Her an senin dogumun yasamaktan gelen
Ve güzün güneste bir kuruyus bir dagilma
Benim ölümümden gelen haykiris ve aglayislarla
Bir ömür boyu oldum salt ölüm kemigi
Parlamak için senin dogumundan gelen fosforlarla
Eve girmekte geç kalan çocuklar görecektir geceleri
Ask baharinin sessiz direnisini
yanip duran isiklarda
Yaz günesi biriktirdi biriktirdi
Sonbahar yapraklarda delirdi
Kis derin çizgileriyle devrildi
Bahar gül tanklariyla çiçek çaglayanlariyla belirdi
Ve bir bahar günü dogdun sen
DOKTORUN KARSISINDA
Doktor bir kavisim var bir kavisim var
Geçen günden beri bir kavisim var
Ondan bir akinti midir yarasalar
Bir kavis önünde linç mi demek kurtarilacak bir kent ki
Yesil bir toprak selameti
Bir kabrin bir cihanlik cömertligi cesareti
Kitaplardan kitaplara
Atilarak erisilmis bir saygi saati
Bir kiragi yapraginda son direnis çiçekleri
Ölen bir hristiyanda bir yahudi zambak sesi
Çarsilarin boslugunda ben bir eski çesme yasi
Affedersiniz doktor siz süryani misiniz
(Hayir ben süryani degilim ama arkadasim süryani)
Ben çok incil gördüm çikmamis boyalari
Biraz daha gerilmis yazildigi ceylan derisi
Ama silinmis ölüme karsi dayatan
Lazari ayaga kaldiran mustu defnesi
Bütün defneleri kirdik bir güveç nesesi
Firinlar açildi narlar kurudu
Kuyu destik sular çekildi
Dog ey kuyruklu yildizi ülker kümesi
Bilirim en çorak topragin bile var bir kehaneti
Bir kerameti
Bir gelecek zaman ticareti
Demet demet mustulari
Demet demet nimetleri
Doktor siz süryani misiniz
Yani eski bir süryani
(Hayir ben süryani degilim ama arkadasim süryani)
Bilirim bilirim incilden yola çiktiniz
Ama yolu çabuk sasirdiniz
Incilden kendinize bir seyler katacaginiza
Kendinizden incile çok seyler kattiniz
Sevdiniz öyle sevdiniz ki sevdiginizi tutup mermere islediniz
Ama sonra tutup mermere taptiniz
Mermeri kadeh kadeh
Bir alacakaranlik gibi içtiniz
Sonra kustunuz mermeri
Çaglarca kustunuz mermeri
Ey mermer kusan irk
Ey oruçsuz tiyatro
Acikmis iftarsiz acikmislar
Günesten baska ne bulmussa yemis olanlar
Doguya hücum demek doguya hücum var
Iste size bir kent ki
Yanlis yanan bir linç ampulünden
Size essiz bir sölen var
Kemiklerimin isiklarindan
Iyi sanat dogrusu misyonerlik
Doktorluk gibi doktor
(Hayir ben süryani degilim ama bir arkadasim var)
****
Siz çin diyorsunuz anliyorum
Bir pirinç hastaligi falan
Geçiyorsunuz da bengisulardan
Bir hizir hizarindan
Bir tabut pinarindan
Gözümün hastaligindan
Nasil ki Meryem de bir çocuk sezmisti Cebrail sularindan
Nasil ki yesil sancaklar inmisti bir gün Diyarbekir surlarindan
Kurtariyordunuz beni
Bana bir gemi gibi yaklasan
Üsküdar aksamlarindan
Fatih camii gibi aydinliktiniz
Bir fakir ölüsü kadar sessiz ve sade
Sagimda kirgin solumda çilgin
Önümde Yakup Yusuf ve Ishaktiniz
Arkada kaynak sular kadar berraktiniz
Dün aksam üzeri günesi siz batirdiniz
Baskasi degil doktor günesi siz batirdiniz
Ama inandim ki doktorsunuz degilsiniz süryani
Doktorsunuz doktordan baska birsey degilsiniz yani
DONUK ASK
Yine aksam oldu,
Yalnizlik omuzlarima çivisini çakti yine,
Uzaklik ayni gerçi,
Heryerdeyken olan uzakligin pek degismedi,
Yine aksam oldu orda oldugu gibi,
Görebiliyorum seni burdan da,
Aynisiydi ordayken de,
Uzakliktan korkmuyorum belki de,
Orada da ayniydi uzaklik gerçi
Donuklasmis oldu artik bu,
Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi,
Galiba ben bastan kaybetmisim,
Belki de ben bastan kazanmisim, insanlik kaybetmis...
EY SEVGILI
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi
Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layikolmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Askin bu en onulmazindan koparip
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüregime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil
Ayaklarimdan belli
Lambalar egri
Aynalar akrep melegi
Zaman çarpilmis atin son hayali
Ev miras degil mirasin hayaleti
Ey gönlümün dogurdugu
Büyüttügü emzirdigi
Kus tüyünden
Ve kus südünden
Geceler ve gündüzlerde
Insanliga anit gibi yükselttigi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim
Bütün siirlerde söyledigim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in
Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin
Kuslar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini
Ey gönüllerin en yumusagi en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta
Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda
Çati katlarinda bodrum katlarinda
Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba
Hep Kanlica'da Emirgan'da
Kandilli'nin kursuni safaklarinda
Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda
simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
Ey çagdas Kudüs (Meryem)
Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha)
Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda
Köle gibi satildim pazarlar pazarinda
Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda
Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda
Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda
Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda
Verilmemis hesaplarin korkusuyla
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim
Ülkendeki kuslardan ne haber vardir
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir
Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir
Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir
Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir
O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
HIZIRLA KIRK SAAT'TEN
Ey yesil sarikli ulu hocalar bunu bana ögretmediniz
Bu kesik dansa karsi bana bir sey ögretmediniz
Kadinin üstün oldugu ama mutlu olmadigi
Günlere geldim bunu bana ögretmediniz
Hükümdarin hükümdarligi için halka yalvardigi
Ama yine de essiz zulümler isledigi vakitlere erdim
Bunu bana söylemediniz
Insanlar havada uçtu ama yerde öldüler
Bunu bana ögretmediniz
Kardesim Ibrahim bana mermer putlari
Nasil devirecegimi ögretmisti
Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayim
Ama siz kagittakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini
nasil silecegimi ögretmediniz
Bir kentten daha geçtim
Bugdaylari yakiyorlardi
Yedikleri pirinçti
Birbirlerine açilan borular gibi üfürüyorlardi
Sonra birbirlerinden borular gibi çikiyorlardi
Pirinçler gibi çogaliyorlardi
Atlarini yalniz atlarini cana yakin buldum
Öpüp çikip gittim yelelerini
ILK
Yanlis trenden indin seni sehrin aynasindan geçirdiler
Sana baktim yillarca hep ayni özlem penceresinden
Yürüyen ve kaçan yalin ve çocuksu özlem penceresinden
Denize karsi küçüle küçüle giden evleri
Ince ince karsilardin olagan karsilardin
Sen dünya içinde sen dünya içinde bir avuç sen dünyaydin sen
Bahar bilgisi günes rengi at solugu ve sen
Seni çagiriyorum geç gel aglayan son bakireler içinden
Kadinlar tas heykeller gibi gelip gecer sari kayalardan
Hangisine baksam sen kimildar sen seslenirsin içerlerden
Çekil karsimdan sultani cariyelerde aramak körlügü diyorum
Körlük günese ve gözlerime dogru gelen
Sen bir el uzanisiyla aydinlanan yeni ay misin
Geyik resimleriyle kabarik her kösen
Geyik derisinde akan ilk nehir
Bir el uzanisiyla
Ilk sokagin agzinda kaybolursan aglayacagim
Leylaklarla akrepler gözlerine bakip insan olurlarsa
Çocuk cennetinde günahlarin ilkini sen isliyorsun demektir Suna
Parlayan denizler gürültüsüz siirler kapanan kapilar sana
gök taslarini getiriyorlar
Seni sayikliyor
Denemesi yanlis yapilmis ilk ok
INCI DAKIKALARI
Sen bana yeni yilsin her dakika
Her dakika bir yasima daha giriyorum
Sen benim üstüne titredigim güzel ve yeni
Saatim kadar saadetimin gözbebegi zamansin
Ben bin parçaya bölündüm her parçasinda
Her parçasindayim kirkayak sesli boguk arkadasligin
Çalkantisiz Üniversitenin yalnizligin ve aglamanin
Erkek aglar mi diyeceksin
Hayberin kapisi aglar mi erkek aglar mi
Ben yel gibi erkekler aglar diyorum
Bir dakika aglar yilbasi dakikasinda
Daha gözlerimin gerçek yaslari belirmeden
Aglamak diye bir sey yoktur diye bir sey
Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
Çürük ve havada asili tahtalar üstünde
Hafif kedi ayaklariyla yürür gerçekten yürür ya
Sen benim aglamami erkekligime
Uyanan ölmeyen yenilenen
Azgin kislar içinde keskin baharlar bulan
Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekligime say
Bütün bir yil bütün bir yasama boyu
Gizli heybelere binbir gece esyasi doldurduguma say
Ben otomobilleri böylesine yankisiz sagir komam
Öyle bir isyan siiri var ki ben onu yakalayacagim
Bu yunan sehrinin düzenini öper ve yalvaririm
Sehrin ölümünü yanlis anlama
Gözleri kör oldu dogrudur ama o kadar
Ve sehrin gözlerini geri verme dakikalaridir bu yilgin çanlar
Senin odan günisigi en güzel müzik bana
Farkliliklar odasi
Giden tren buharlari içinde örümcek agi
Sen güzel örümcek agi yasamakla yasamamak
Dogdugumuz süpheyle öldügümüz süphe arasina gerilmis
Garip bulut farkli müzik güzel örümcek agi
Ben bir yabanci bugunun kokusunu aliyorum
Bu kokuyu aliyorsam onulmaz kiskançlik yaramdandir
Benim garipligime bakma benim kiskançligima bakma benim
Incilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum
Bu inciler denizlerin en karanlik noktalarinda bile yoktur
Benim ak ve kara kayalar içinde buldugum inciler
Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur
Olduklari yerde bile
KAN IÇINDE GÜNES
Polonyanin kani beyazdi
Isyan bir bayrakti süt içinde
Porselenlerden yapilmis Polonya
Kirilan heykel ve heykel asklari
Ve Venüsün kirik kolu Polonya
Polonya Polonya sana günaydin
Karanliklardan çekip kaderini
Ilk aydinliga çikardin
Ama ben Pesteye dönüyorum
Peste bir kan çemberi
Isikli çemberler içinde ölüler
Konusturuyorlar sfenksleri
Ögretiyorlar kelimeyi dogan
Çocuklara kutsal kelimeleri
Kelime en güçlü silahtir
Tutar sehri ve insani
Elektrik lambalarinin altinda
Kadin kanlari
Kadinlar susmustu
Konusan erkekti
Kadin gömlekleri yirtiliyordu
Anne gömlekleri
Ve mesut dakikalari beklemis
Bütün saatler
Tirak deyip durdu
Günah duvarina düsmüs
Sehrin beyaz kaderi
Ve kan aynasinda
Macar gölgesi
Macar kasi gergin
Kan büyüyordu
- Isin kötüsü gözüm görmüyor
- Silah islandi atamiyorum
- Çevrem kipkirmizi oldu
Ellerim yapis yapis
- Kelimelerimi duyuyor musun?
Dünyaya kan ismi veriniz
Sokak fenerlerine asilmis
Güzel ve canli ölüm
Aydinlatiyordu gerçegi
Telgraf direklerine çekilmis
Düsman ölüleri bir bütün
Apayri bir varlik insandan
Günah kadar çirkin
Ve Tanri düzenine aykiri
Bir ur kocaman
Ölüm yayiliyordu ölüyordu gece bile
Isleyen makinalar kalmisti yalniz
Ve onlarin kollari insanlar
Zalim kelimesinin gözbebegi
Insan degil alet
Aletin aleti
Kör
- Tanri onlarsiz degil
Ama onlar - Tanrisiz
Geride ve Pestede kan vardi
Budanin bir kelimelik heykeli kan içinde
Ve günes yavas yavas yükseliyordu Peste daglarinda
Ve kan piril pirildi
Kizgin ve kaynar
Bin günes yaniyordu kanda
Küçük fakat saglam
KAPALI ÇARSI
Kendi yastiklarina gölge salmasin
Çocuklarinin öpüsleri onlara anlat
Onlara anlat yagmur karsilikli yagar
Ruhlarin içindeki müzikle karsilikli
Kapali çarsi içinde bir sigara
Bir keman kilifi senin saçlarina sürünen yag
Onlara anlat kadinlarin gözlerinin içinden geçer
Kapali çarsi ve kapali çarsiyi götüren saat
Bir inci gerdanlik dumanlari içinde kapkara
Anlamaga basladigi agir ve çekilmez kelimeler içinde dag
Senin resmin ince gerdanligin siyah parlakligi içinde isikli
Isikli isiksiz yandan ve önden isiksiz arkadan ve içten isikli
Onlara anlat ki insan kelimelerden ve siirden yaratilmadi
Tüyler içinde gelen yeni dünya
Bir sandalye kadar hür oldugu gün
Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal oldugunu onlara anlat
Benim aynami küçültüp büyülten onlar
Benim aynami aynaliktan çikaran
Kapali çarsilar içinde fikre ve gerçege
Neler neler etti anlarsin onlar
Semsiyeler gibi
Felaketlerin en sakacisina açiliveren onlar
Kendi yastiklarina düsmesin
Dostlarinin kadinlari üstündeki gölgesi onlara anlat
Kapali çarsilar içinde
Aslanlarin agaç kabuguna yazdigi siir
Kapali çarsi içerisinde
Açik ve keskin yumusak ve güzel Kur'an sesleri
Kapali çarsi içinde kapali rüya çarsilari
Kapali çarsi içinde öfke ve af çarsilari
Kapali çarsiya gittigin zaman
Bir yangin sonrasinin gazetelerini okudun
Bir gazete uzun ve kul olmus bir gazeteydi kapali çarsi
Mavi gözlü bir gazete
Kapali çarsi içinde bulutlarin en senin olani
Sen bana kapali çarsi
Süphesiz o kadar satilan ve alinanlar var ki
Süphesiz bir harita kirigi
Bir yapma deniz parçasiyla kapali kapali çarsi
Sen kapali çarsilar üstüne yagmur yagani
Yagmurun iyi ve dogru yagmadigini onlara anlat
KAR SIIRI
Karin yagdigini görünce
Kar tutan topragi anlayacaksin
Toprakta bir karis kari görünce
Kar içinde yanan kari anlayacaksin
Allah kar gibi gökten yaginca
Karlar sicak sicak saçlarina degince
Basini önüne egince
Benim bu siirimi anlayacaksin
Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde rüyam gelip gider
Her affin içinde bir intikam gelip gider
Bu siirimi anlayinca beni anlayacaksin
Ben bu siiri yazdim askin çesidi
Öyle kar yagdi ki elim üsüdü
Ruhum seni düsününce isidi
Her seyi beni anlayinca anlayacaksin
KARA YILAN
Günesin yeni dogdugunu sana haber veriyorum
Yagmurun hafifligini topragin agirligini
Ve bütün varligimla kara yilan seni çagiriyorum
Seni çagiriyorum parmaklarimdan süt içmege
Pamugun agirligini yapan dagin hafifligini
Sana haber veriyorum yeni dogdugunu günesin
Ben güneyli çocuk arkadasim ben güneyli çocuk
Günahlarim kadar ömrüm vardir
Agarmayan saçimi günese tutuyorum
Saçlarimi acinin elinde unutuyorum
Parmaklarimdan süt içmege çagiriyorum seni
Ben güneyli çocuk arkadasim ben güneyli çocuk
Ben çiçek gibi tasimiyorum gögsümde aski
Ben aski gögsümde kursun gibi tasiyorum
Gelmis dayanmisim demir kapisina sevdanin
Ben yasamiyor gibi yasamiyor gibi yasiyorum
Ben aski gögsümde kursun gibi tasiyorum
Seni süt içmege çagiriyorum parmaklarimdan
Kara yilan kara yilan kara yilan kara yilan