SAMANYOLUNDA VEBA
Önceden bilen olus sartlarini çocuklarinin
Elleriyle degen koklayan hazirlayan adeta
Sebebine ermeden erismeden
Korkan ilerdeki korkularla
Noldu zarif latif anneler noldular
Nerde çocuklar gece yarilarindan sonra
Çikip samanyoluna bakan
Bakarak çocuklugu uzatmaya çalisan
Isleri günesin dogusunu yayinlamak
Bütün o çocuklar nerdeler
Kalan ne
Kizlarin kollarinin arasindan gözlenen
Samanyollarindan
Bakislari benekleyen yalniz ölüm
Ölüm geçti canli ehram ölüm geçti
O taklar geçip gitti insan üstüne kurulu
Ve bagbozumlari bizden bozulan
Artik kendimize bile o kadar yakin degiliz
Gece yarilari samanyolu yok
Gün dogmus dogmamis
Bütün elmalar çürüdü
Çocuklugumuzun dürbünleri içinden
Geçen siyah halkali kutsal sehirlerden
Birini bulamadim gezdim bütün karalari
Ask siyahin beyazdan ayrildigi
Samanyolunda yürüyen bir karinca
En onulmaz vebayi kutlayan bir güvercin
Iki katli bir arabada
Bu bize yaklasan bir deniz arabasi
Sen irakta samanyolu irakta
Ve ay baska bir ay
Sarisi beyazina akmis
Bulasmis bir yumurta
SEPET
Bir vakitler niçin
Böyle büyük tutulmus ölçüleri
Çocuklar bile biliyor
Filistinin ekmek sepetleri
Anne ne koysun içine
Ekmek mi çocuk mu
Düsmanin ilk baktigi
Ekmek sepetleri
Dolmayi bekleyen
Ekmek sepetleri
Ve bosalmayi
Ekmek sepetleri
Her esya gitse
Kalacak tek esya
Insana en aykiri
Filistinde ekmek sepetleri
SESSIZ MÜZIK
Sen kis günesi misin
Yakarsin isitmazsin
Bir irmagin ortasi yoksa
Seni mi hatirlayacagim
Bu dünyada olup bitenlerin
Olup bitmemis olmasi için
Ne yapiyorsun
Sizin evin duvarlari tastan
Dumani da mi tastan
Seni kiz arkadaslarindan
Sevinç gözyaslari içinde
Öpen olmayacak mi
Ezberledigin siir
Bekledigin adam
SEVGI
1.
Ah benim sevgim çiçek örnegi
Çarpilmislarin kinini yeniler
Beni alnimdan vurmak ister
Saralarin iftiralarin gençligi
Bilirim geçmektir sevgi
Ölümün en yumusak en ayarli yerinden
Çünkü çocuklar geçer
Ölümün en yumusak en ayarli yerinden
Zarif vakitlerin seçkin kadinlari
Hazirlardi kizliklarinda (dogum)lari
Kaçmakla kurtulamadiklari
Arada uyguladiklari
2.
Çölden farkli olmayan bu korku
Çocuklarin bu korkudan olur neseleri
Siyah sepete baktikça her biri
Sicak hoslugunu anlarlar ölmenin
O gün gün isigindan mahrum
Mahrum birakilmis genç kizlar
Anneleriyle parka çikarlar
Anneleriyle anneleriyle anneleriyle
SILA ASKTIR
Ülkedeki kuslardan ne haber vardir
Mezarliklardan yükselen bir bahar vardir
Ask celladindan ne çikar madem ki Yar vardir
Yoktan da vardan da Öte bir var vardir
Hep suç bende degil
Beni yakip yakan bir nazar vardir
O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
Sakin kader deme
Kaderin üstünde bir kader vardir
Ne yapsalar bos
Göklerden gelen bir karar vardir
SÜRGÜN ÜLKEDEN BASKENTLER BASKENTINE
***
Gelin gülle baslayalim atalara uyarak
Bahari kolayarak girelim kelimeler ülkesine
Bir anda yükselen bir bülbül sesi
-Erken erken karlar ortasinda
Günes dönmüs isik saçan bir yumurta-
Bana geri getirir eski günleri
...Paslanmis demir bir kapi açilir
Küf tutmus kilitler gicirdarken
Ta karanliklar içinde birden
Bir türkü gibi yükselirsin sen
Fisildarim sana yillarca içimde biriken
Söyleyemedigim atesten kelimeleri
Suuraltim patlamis bir bomba gibi
Saçar ortaliga zamanin
Agaran saçin toz topragini
Bana ne Paris'ten
Newyork'tan Londra'dan
Moskova'dan Pekin'den
Senin yaninda
Bütün türedi uygarliklar umurumda mi
Sen bir uygarlik oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme
Gözlerin
Lale Devrinden bir pencere
Ellerin
Baki'den Nefi'den Seyh Galib'den
Kucagima dökülen
Altin leylak
***
Ölüler gelmis çitlembikler sarmasiklarla
Tirmanmislar surlarima burçlarima
Kimi irmaklardan yansima
Kimi kayalardan kirpilma
Kimi öteki dünyadan bir çarpilma
Içi ölümle dolu
Dönen bir huni
Dogarken günes
Kesilmis ölü yüzlerden
Bir mozayik minyatürlerden
Dokunur tenimize
Soguk bir azrail ürpertisiyle ay
Ve birden senin sesin gelir dört yandan
Menekse kokulu sütunlardan
Komsu daglardaki nergislerden leylaklardan
Gözlerine ait belgeler sunulur
Ey askin kutlu kitabi
Uçari hayallere yataklik eden
Peri bacalarinin yasagi
Gönlümün celladi aci mezmur
Bana biraktigin yazit bu mudur
Ölüm geldi bana dügün armaganin gibi
Senden bir gök
Senden yildizlar ördüler
Ates böcekleri
O gece dört yanima
Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destani
Sen bir anne gibi tuttun ufuklari
Ve çocuklar gülle anne arasinda
Seninle güller arasinda
Tuhaf bir isik bulup eridiler
Çocuklar dag hücrelerinde erdiler
Aramizdaki sirra
Bir de ay isiginda büyüyen fisiltilar
Gençlik monologlari
Seni alip kaybolmus zamanin çagiltisindan
Bana getiren
Yasamiz vardi
Öfkeyle yazardin sen bir yüzüne
Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben
SAHDAMAR
Siz hürsünüz; siz sartsiz ve kayitsizsiniz
Bir baligin, bir siyah, bir kara baligin
Incecik kilçigi üzerine yemin edersiniz;
(K) harfi üzerine yemin edersiniz.
Raki içen kadinlarin, çiçek yiyen kizlarin
Iyilikleri, günahlari ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz.
Istakozlarin, kirmizi ve mavi istakozlarin
Bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine,
Küçük ve büyük, acili ve acisiz
Yeminler yeminler yeminler edersiniz.
Siz siz üzre yeminler edersiniz.
Biz hayret eder, kuvvet eder, dudagimizi bükeriz;
Dudagimizi kör makaslarla dilim dilim ederiz
Iki tane elimiz var deriz;
Bin tane elimiz olsaydi
Bini birbirinin ayni olurdu deriz.
999 elimiz kagit gibi yansin,
Bir elimiz günes gibi dursun..
Biz elbette dudak büker, hayret ederiz.
Biz inkar eder, inkari severiz;
Bayram hediyenizi iade ederiz
Biz mahcup ve onurlu çocuklariz
Basimizi kaldirip bir bakmayiz
Siz rüyalarinizda yasayip durursunuz
Siz güvercinleri gözlerinden vurursunuz
Siz ekmegin hamurunu, askin hamurunu samandan yogurursunuz
Siz rüyalarinizda yasayip durursunuz
Topragi zindana koyduk biz
Üzerine yedi kilit vurduk biz
Kaç gelinin alninda kaç yumurta kirdik biz
Varsin yarin takilsin benim çene kemigim
Bir köpegin ön dislerine
Ve Fahriye'nin kürek kemigi tam ortasindan kirilsin
Biz inkar eder, sah inkarlar severiz.
Kafamizi kaldirip bir bakmayiz
...........................................
Ruhumuzun içinde kar yagar
Anamizdan dogdugumuz geceden beri
Heybemizi emektar makinelere yükleriz
Fikirlerimizi tifil vinçlere
Iri bugday tanelerinin trenleri yürüttügünü bilmeyiz
Biz yanginda kosuyu kaybeden atlariz
Biz kirli ve temiz çamasirlari
Ayni zaman ayni minval üzere katlariz
Biz kosu bittikten sonra da kosan atlariz
Siz kalbe hançer gibi giren
Siz kalpten agaç gibi çikan
Siz bize sahdamarimizdan yakin
Siz yüzükler içindeki kan
Siz inançlarin sedef kabugunu
Ebabil kuslarinin gagalariyla kiran
Bununla beraber üzülmediginizi biliyoruz
Gün gelecek topragin altina uzanacagiz
Her gece saat bes sularinda sizi
Toplardamarlarimizin içinde bekliyecegiz
SEHRAZAT
Sen gecenin gündüzün disinda
Sen kalbin atisinda kanin akisinda
Sen Sehrazat bir lamba bir hükümdar bakisinda
Bir ölüm kusunun feryadini duyarsin
Sen bir rüya geceleyin gündüzün
Sen bir yagmur ince hazin
Sen sarkilarca büyük hüzün
Sen yolunu kaybeden yolcularin üstüne
Bir ömür boyu yagan bir ömür boyu karsin
Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadin
Sen bir mahser içinde en aziz yalnizligi yasadin
Sen basini çeviren cellatbasinin güne
Sen öyle ki sen diye diye seni anliyamayiz
Sehrazat ah Sehrazat Sehrazat
Sen sevgili sen can sen yarsin
TAHA'NIN KITABI
-Kav 2- 34
Günaydin bana geri gelen siir
Bana geri gelen anit
Bana geri gelen kalbim
Bana geri gelen kalbimin ayisigi
Gözleriyle iyilestiren yaralarimi
Kalbim günesim efendim
Günaydin yüregimin kuslugu
Sürekli kuslugu
Günaydin alacakaranlik
Ama nasil alacakaranlik
Bizi yataklardan koparan
Daglara yaklastiran
Daglara dogru firlatan
Grevlerden grevlere kosturan
Yanardag
Alacasiyla anne karanligiyla baba
Losluguyla kardes aydinliyla abla
Kirmizi kirmizi bir karasevda
Siyah siyah bir kus lamba
Hiz kazanmis kristal camlarla
Gelen ve giden
Içimizde ve disimizda
Son durak Istanbul
Ilk durak Ankara
(...)
-Taha kapinin önünde- 37
(...)
Ne bahardan bir gül ne yazdan bir yemis
Ne kistan bir imdat ne sonbahardan sada
Bir ara dinlendiriyor yüregini Beethoven
Dört duvardan yavas yavas gelen
Gözlerden bir çilginlik akiyor geriye geriye dogru
Van Goghun elleriyle kirilan bir basak mi bu
Cermen baltalariyla frenk sopalariyla Iskandinav buzullariyla geçti Wagner
Bir ses ki asur kabartmalarindan beter
Beklenen mustunun heykeli mi kirildi batti
Sona mi erdi elegimsagmalarin saltanati
Aksam aksam dar sokaklar agzinda kayboldu bir bir
Hayallerimizin icadi putlar düsten yogrulmus tanrilar
Ergenin seytan aldatmacalari
Insanin ilk karsilastigi denizlerin
Önünde yaktigi kireç alevlerinde hisar
Her hastalik bir putun kirilmasi mi demek
Putlarin toptan kirilmasi mi demek ölmek
(...)
-Yanardag kiyisinda yasama- 51
Yukarda bir yanardag
Kizgin küllerini savuruyor
Bu ölü sehrin üstüne
Iste bu sehre alisti Taha
Kiragi çalmis evlerine
Kahvelerinde dayanilmaz bir çagriyla
Çagiran gecelerine alisti Taha
Geceye bir alkol gibi alisti
Kislarinda terledigi üsüdügü yazlarinda
Bu sehre alisti Taha
Gül açmayan baharlara
Yaprak düsmez sonbahara
Kurbansiz bayramlara
Ögle öten horozlara
Ancak geceleri rastlanilan köpeklere
Tütün kokan kedilere
Kesin kesin alisti
Yalniz sahaflarinda grev yok
Isçiler lagimlari akar birakmis
Kurumus kitabelerdir artik çesmeler
Bir semtine yerlesti
Özler durur öbür semtini
O nerdeyse cehennem orasi sanki
-Çile- 55
(...)
Kaleye hücum ettigi an Zülküfül
Kilici uzatan Tahaydi
Bir kere daha kayalik leylaklarinda
Zülküfülden bir tad aradi Taha
Halkin söyledigine göre onun kaniydi bir çiçek
Ki açmazdi gerçekten o dagdan baska hiçbir dagda
Agzi yakan bir çiçek özel bir çiçek
Gerçekten bu çiçekten süt umar
Sütü kesilen kadin
Su umar
Suyu kesilen bahçe
Soy umar soyu kesilen erkek
Yahyanin basi da bu çiçekte
Kalbe bir mizrak gibi inen bu çiçekti
Secdeden secdeye siçrayarak Taha
Selam sana Zülküfül
Selam sana Yahya
Selam sana Isa
Selam sana Ibrahim
Selam sana Musa
Selam sana Süleyman
Selam sana Davut
Selam sana Yusa
Selam sana Ahmed
Selam sana Muhammed
Selam sana Mustafa
Mustafa selam sana
Ey seçilmis seçilmis
Mustafa selam sana
Ey ögülmüs ögülmüs
Muhammed selam sana
Atesi gördü kurbani yarilan denizi
Yahyanin kesilmis basini altin tepsiyi
Ikiye biçilen zeytini
Karadan korkup da çekilen denizi
Bedirde bir toz toprak içinde
Zaferi tatti disleri aydinlandi sevinçle
Günes batarken çölde
Taha da Peygamberle birlikte
Zafer sevinci içinde
Bas geriye gitmis tasi eritmis gitmis
Vücut incir gövdelerinin arasinda terk edilmis
-Taha'nin ölümü- 59
Ölen sehirlerdir Taha degil
Kuruyan nehirlerdir
Lambadir sönen kis dökülmüs içine
Sonbahar yapragi irmagi emmis
Asfalttir çekilen siva bereket topraginin
Bu Tahanin ölümü degis yürüyüsü mezarlarin
Kabirlerin samaridir çagin yüzüne
Geceye batisidir tas bakislarinin
Tarihle öpüsme bitmis demektir
Günesten aya
Aydan geceye inmis demektir masal
Fal
Kadin ellerine ismarlanmis olan
Fincanlardan fincanlara armagan
Sabahlarin bakiri zehir özleminde
Ekmek raflarin en gerisinde
Ev eskimis yipranmis depreme gebe
Taslar birer birer mineralerden düsmede
Kubbenin kursununu kesmis bir elmas
Cam kesmeye mahsus olan
Her gece kalbimize musallat olan
Cami kubbelerini eriten simsek
Kalbimizin özünü kemiren aksam
Agaç yutmus kabrin tasini yazisini
Ölüler kalmamis haykirdi Taha ne de babalardan bir ani
Sur yikintilari ölüme açilmis
Ölü kalmamis ama ölüm tutuyor günesi topragi
Ölü kalmamis ama ölüm hayat halini almis
Içine girdigimiz yilan tursulu ölümle
Degise degise bozulmus ölüm bile
Nerde ölümün o ak o yesil
O siyah kirmizi keskin rengi
Artik ölüm ne gri ne kahverengi
Ne gök rengi ne yer rengi
Ölüm bir grev gibi kaplamis ülkemizi
Ta can evimize kast eden bir grev gibi
Bati bu karanlik grevin gözcüleri
Dogu sonsuz bir grevin
Çocuk düsüren bir anne gibi
Günesi düsürmüs son seheri
Taslar birer birer minarelerden düsmede
Geceler bir inme gibi inmede
Bir felç geldi gökten ve topraktan
Dogudan ve batidan
Kollara bir zincir gibi yapisan
Ayaklari atesin gicirtisiyla yakan
Kalb Yakup ve Yusuf öyküsünden bos
Kafa bütün karincalarla sarhos
Dudagi kessen bir sarap gibi
Felç inmis agzimiza yakan bir kireç gibi
Agiz mermerle örülmüs
Kapatilmis yedi uyuyanlar maparasi
Develer çöle dagilmis
Ates sönmüs kervan batmis
Kervana yol gösteren yildiz yanmis
Saksilarda kömürü soluya soluya can vermis çiçek
Sevgiliye uzatilmis ama sevgili ölmüs
Baba demis hasta çocuk ama baba gitmis
Kapi çalinmis ama kimse yok önünde
Belki bir yabancilik belki bir rüzgar çalmis
Dag çingenelerine ismarlanan fallardan
Bir daha bir haber alinamamis
Bu yil baharda menekseler biile açmamis
Anneler kirazlari beklerken
Bir bardak suda ölüm kaynamis
Ölen sehirlerdir Taha degil
Taslarini firlatan minareler
Veriyor son felç hincindan bir haber
Felç öfkesinden bir sayfadir önümüze açilan
Oku okuyabildigin kadar ölüm dersinden
Taha birkaç kelime kaldi söylenmedik
Felçten önce birkaç kelime söyle
Son birkaç kelimeyi de söyle
Öleceksen bari öyle öl öyle
Ugursuzluk aksami çökmeden
Kisa süren
Kutsal bir ögle gibi
Son birkaç kelimeyi söyle
Arkadas aynalar kirilmis
Gerdeklerin siddetinden degil
Savastan dönen yigitin
Sevinç mizragindan degil
Aynalar farelerin tikirtisindan bezmis
Kirilmis kirilmis aynalar bezmis
Kirilmis kirilmis aynalar kirilmis
Kirilmis yarasalarin solugundan
Bahari kalmamis ondan kirilmis
Ortasindan çatlayan bir zamandan kirilmis
Aynalar kirilmis Tahanin yatagina bir adim irakta
Taha irakta aynalar irakta
Yatak bir karantina kazani gibi kaynamakta
Felç bir kar sehri gibi sehri gömmekte beyaza
Daglarin beyazina degil ölümlerin beyazina
Köpük ölünün sarasinin tükrügü
Duvar yanmis bir Kur'an saglam kalmis duvarda
Firlayacak kuvvet yok kol yastiga dayandiginda
Ayaklari simsek yakmis
Ezmis bir gök gürültüsü kaburgalari
Yatak yapismis vücuda nasil kosacaksin Taha
Nasil kosacaksin tas araya girmis Kur'ana
-Taha'nin Dirilisi- 63
Dört melek ve Kur'anla
Dirildi Taha
Onulmaz bir ölümle
Kavuran bir felçle
Öldügü halde
Dört melek ve Kur'anla
Dirildi Taha
Cebraille Mikâille
Üç Sûr ve Israfille
Azraille bile
Dirildi Taha
Yataginda bozulmus bir bag gibi
Kavrulmus yapraklar gibi
Dagilmis ve kendi kiyametini
Ve kendi onulmaz mahserini yasamisken
Nemrudun atesinde yanmisken
Firavun suyunda bogulmusken
Dört melek ve Kur'anla
Peygamber soluguyla
Dirildi Taha
Açti sofrasini Mikâil
Nimetler sofrasini
Bal zeytin ve nardan
Su getirdi daglardan pinarlardan
Ilkin dudagini islatti bengisuyla Tahanin
Geçti bir elegimsagma omuzlardan
Tasiyan o gülümsemesini Hizirin
Hizir güldü
Kur'ani Cebrail açti
Sofrayi Mikâil açti
Ölümü öldürdü Azrail
Sûrunu üfledi Israfil
Dirildi Taha
Iste böyle dirildi Taha
Durun anlatayim size melekler
Tahayi nasil dirilttiler
Anarak Isanin dogumunu
Anarak Muhammed Mustafanin dogumunu
Melekler
Tahayi dirilttiler
TAHTA AT
Dostlarimiz geldi hafif danslar geldi
Seker verdik aslan yeleleri aldik kirk kapi açtik
Kirk kapi açtik Mavi Sakal öldü
Kirk odanin içinde güzel aslanlar güldü
Sen güldün Asya güldü hafif danslar geldi
Gel kalbini saat yap odamiza
Saatin içine kutsal sözler yaz
Günes yap aska güzel ölümleri uslu ölümleri
Gel mesut odalar içinde çözül güzel bulmaca
Güzel ve magrur ve katil
Iç dünyami ikili susmalarla bölme
Siir günlük konusma dilimiz
Kiskançligimdan örülme bir perde
Perdeye çarpan bes deniz
Kuvveti yok bende itham etmek hakkindan önce
II.
Dostlarimiz geldi saglam izleri var karda
Yapacaklarinin yapilabilecegi iyi ögretildi onlara
Ve saglam kutular içine koydular gölgelerini
Karisik bir ses teller üzerinde Londra
Gel bu gece görülmemis bir sey olacak
Yanlis bir dagin altindan yanlis bir su çikarsa
Kaybolursa taslar içinde taslar getiren tas bir bulut
Eskiya heybesinde çizgili kayiga asil
Merhametin bildik kaynagi eskiyalar
Kildan ince çarpik bilgileri unut
Sessiz derin sonsuz yasli duvarlar önünde
Türküler içinde en sen en senin olani söyle
III.
Ask kadar nazli saat kadar gerçek
Bir bülbül bakiyor bana dogru
Bos oda kadar tedirgin tehlike kadar güzel
Bir bülbül içimde sedefle kaplaniyor
Payima korkarim essiz bir azap düsecek
Dostlarimiz geldi öldü büyücüler
Insanla peygamber arasi basik bir gürültü içinde
Korkunç ilgiler döner dolaplar
Sedef gurur ve inat içinde
Seni bana getirsin ölüm yatagimdayken
Kirik ayakli tahta at.
TUT
Son kaya iniyor kuyu aydinlaniyor
Ses insanin derinlerde parlayan
Son isyan denemesi oluyor güzel
Içimde yaman tutuk bir sair doguyor
Tut elimden
Dosta düsmana karsi bir iyi konusayim
Tut
Kulede saat kirilmasin
Geyikler sagir
Rüyalar boguk olmasin
Son kiral agliyor, üstünde son kus yoruluyor
Halkin kayip annelere karsi saygisi yok
Tut elimden
Düsen tüyleri toplayalim
Tut
Isimsiz çocuk aglamasin
Kuyuda isik sönmesin
Kirk oda içiçe dönmesin
Halayiklar sagir
Dualar boguk olmasin
Son insan yürüyor
Tut elimden kaçalim
Kaçalim kaçalim
Bizi kimseler görmesin
Ariyanlar bulmasin
Tren duvarlari sarsmasin
Yürek bu kadar hizli çarpmasin
Kan böylesine hizli akmasin
Askin kulaklari sagir
Sesi boguk olmasin
VEDA
Silahlara veda
Geceye rüyaya ve sana
Yalnizligin geyik gözlü kösesinden
Düzenlerin çikmazina
Çizdigim resmin
Saat kulesi agliyor
Agzim o çesit yok
Sise bu çesit var
Sen bir gece gelsen
Günes dogmasa
Gitmeden yine gelsen
Bu yeni geleni
Bu bize bakani
Sana bir anlatsam
Günes dogmasa
Sandiklarin içini göstersem sana
Çizdigim resmin
Yalnizligin geyik gözlü kösesinde
Bir rafa koyabilsen
Olup biteni ve onlari
Sabaha kadar konussak
O ürkek ürkek bakani sana bir anlatsam
Atesi kari tüfegi çeksem
Ocaga pencereye kapiya
Kemana veda
Yagmurda seytan ve sapkasi
Silahin ölümünü kutluyorum
Tren kaçirmis gibiyim
Sana veda
VE MONNA ROSA
Peygamber çiçeginin aydinliginda ara
Sana dogru uzanan çaresiz ellerimi.
Sirrimi söylüyorum vefakar baliklara:
Yalniz onlar tutacak bu dünyada yerimi.
Koyverip telli pullu saçlarini rüzgara,
Bir çocugun ardina düsen heykellerimi
Peygamber çiçeginin aydinliginda ara...
Bir çevre sag elimden bulanik suya düstü
Ve bogazimi sikti parmaklar ince, uzun.
Günahkar topragima saçindan bir tel düstü;
Sana ne olmus Rosa, bir derde tutulmussun.
Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pisti:
Noel agaçlari ve manolyalar kahrolsun,
Bir çevre sag elimden bulanik suya düstü...
Su sapkayi çikarip atiyorum irmaga;
Her seyim sizin olsun, hep sizin kesik baslar.
Rüyasinda örümcek baslarsa aglamaga,
Içine gül koydugum tüfek ölmeye baslar.
Günahini sirtina yüklenen kaplumbaga
Gibi ölüm önünde öz benligim yavaslar.
Öyleyse su sapkayi firlatayim irmaga.
Bu erkekler kokuyu kediler gibi alir
Ve kediler her gece sürünür yastiklara.
Denizleri bahtiyar eden günler kisalir;
Satilmayan çiçekler, zehirli ve kapkara,
Unutulmus erkekler ve kadinlara kalir.
Bir geyigin gözleri düser eriyen kara
Ve erkekler kokuyu kediler gibi alir.
Ve yalnizlik, sigara külü kadar yalnizlik!
Ve topragin rüyaya yilan gibi girisi.
Sana da Monna Rosa, tas bebegi biraktik.
Ellerinde kilçikli baliklarin bir disi.
Senin hatiran gibi büyük, yeni, karanlik;
Senin hatiran kadar Allah ve seytan isi...
Ve yalnizlik, sigara külü kadar yalnizlik!
Bugün yalniz yagmura tahammül edecegim;
Ta bogazima kadar çikan deli yagmura.
Tüyüme horozdan çok itimat edecegim,
Itimat edecegim su belali yagmura.
Ruhumu bayrak yapip ben teslim edecegim
Asilmis bir adamin iki eli yagmura.
Bugün yalniz yagmura tahammül edecegim.
Bir tren isigina, günese çekmek seni
Ve bir sehir yaratmak, ruhundan Gülce diye.
Parçalanan gemiyi ve yirtilan yelkeni
Kativermek sessizce söylenen bir türküye.
Ve sonra bir kösede öldürmek ölmeyeni
Ve son vermek bitmeyen, bu bitmeyen sarkiya,
Bir tren isigina, günese çekmek seni.
Sana tavuskusunun içime girdigini
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
Içime girdigini, tüyünü yoldugunu
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
Içimde tavuslarin bir bir kayboldugunu,
Bana da bir çift ak kanat kaldigini
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
Peygamber çiçeginin aydinliginda ara
Sana dogru uzanan çaresiz ellerimi.
Sirrimi söylüyorum vefakar baliklara:
Yalniz onlar tutacak bu dünyada yerimi.
Koyverip telli pullu saçlarini rüzgara,
Bir çocugun ardina düsen heykellerimi
Peygamber çiçeginin aydinliginda ara...
YAGMUR DUASI
BEN geldim geleli açmadi gökler
Ya ben bulutlari anlamiyorum
Ya bulutlar benden bir seyler bekler
Hayat bir ölümdür ask bir uçurum
Ben geldim geleli açmadi gökler
Bir yagmur bilirim bir de kaldirim
Biri damla damla alnima düser
Digerinde durur göge bakarim
Ne sehir, ne deniz kokan gemiler
Bir yagmur bilirim bir de kaldirim
Nedense aldanmis ilk gece annem
Efsunlu bir gömlek giydirmis bana
Iiste vuramadi gökler bana gem
Dinmedi içimde kopan firtina
Nedense ilk gece aldanmis annem
Biri çikmis gibi bos bir mezardan
Ortalikta ölüm sessizligi var
Bana ne geldiyse geldi yukardan
Bana ne yaptiysa yapti bulutlar
Biri çikmis gibi bos bir mezardan
Iyiki bilmiyor kalabaliklar
Yagmura bakmayi cam arkasindan
Insandan insana sükürki fark var
Birine cennetse birine zindan
Iyiki bilmiyor kalabaliklar
Yagmur duasina çiksaydik dostlar
Bulutlar yarilir hava açardi
Simdi ne ihtimal nede imkan ar
Göge hükmetmkten kolay ne vardi?
Yagmur duasina çiksaydik dostlar
Ben geldim geleli açmadi gökler
Ya ben bulutlari anlamiyorum
Ya bulutlar benden bir seyler bekler
Hayat bir ölümdür ask bir uçurum
Ben geldim geleli açmadi gökler
YOKTUR GÖLGESI TÜRKIYE'DE
Sabahlari gün dogmadan uyanir
Dilini yutacak olur içi kanlanir
Gün boyu çalisir aydinlanir
Kederini anlarsaniz size ne mutlu
Acir fakir çalisan kadinlara
Titrer bir gönül kiracak diye hanim dizi
Incedir billurdandir yoktur gölgesi Türkiye'de
Bir meçhul Meryem mermerden degil ama kutlu
Gözlerine baksaniz erirsiniz kar gibi
Elinizi sallasaniz rüzgarindan sallanir
Bir geyik olur sizi arar melul ve bakir
Görür gibi uyur konusur gibi susar güler aglar gibi