ÇEKMECE
Büyüklerle ben yapamiyorum
çocuklar da almiyor beni oyunlarina
devlet dairesinde
yangindan kurtarilmayacak
sikismis bir çekmece gibiyim
açilamiyorum sana
Kardesiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasil sevmezsin esitligi
yürürken düsen çoraplarini
ayni hizaya getirmek için
annen degil miydi önünde diz çöken
Öpüsme sahnesinin tam ortasinda
içeri girdigin yazlik sinemanin
yer göstericisiyim
yürüyorsun fenerimin isiginda
yer: Kiz Kulesi
ve sonu ayrilikla bitecek
hüzünlü bir ask filmini oynuyor
beyaz duvarinda
Bir kez olsun çikmazken agzindan
seni sevdigimi
her gün söylememi yadirgama
bil ki bu sehirde
iskelenin verilmesini
beklemeden atlarim vapurlara
Son karesi gibi Red Kit'in
batan güneþ e dogru
sürerken atimi
gitme kal demeni bekliyorum
ama yalnizca
rüzgar çekistiriyor atkimi
ÇIKIS KAPISI
Kesik bileklerimi göstererek girdim
sinema kapisindan içeri
bendim sefer öncesi
korkaklar kadinlarinin yanina dönsün
sözüyle padisahin
ordudan ayrilan yeniçeri
Kapindaki postallari görünce
balkona astigin sutyenin
damlalariyla islanan kedinin
tüylerini oksarayarak uzaklastim
kuleler ki hüzne bir biçak
gibi saplanan sunay'a kin
Beyaz peynir tabagi
ve su katilmis raki kadehi
Kiz Kulesi'dir çilingir sofrasinin
sen ki yoksun manzarada
ilk isiklarini yakan
bir vapur güzelligiyle aksamin
Kapimi çalarsan bir gün
esikteki ayakkabilara aldanip
evimin içini kalabalik sanma
atmaya kiyamayan annem
bütün ayakkabilarimi
dizmis yalnizligima
Gecenin karanliginda
bir sinema salonu gibi uzanan sehirden
gitmek düser payima
çikis kapisi diye bakiyorum nicedir
gökdelenlerin tepesinde yanan
kirmizi isiklara
ÇOBAN
Oybirligiyle koyunlar
keçiyi seçer
kendilerine baskan
oysa sürünün basina
kurdun akrabasi
köpegi koyar
çoban
ÇOCUK VE HÜZÜN
I
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurdugu
helvada
kalir
II
Yoksul bir çocuk görsem
yagmur altinda üsüyen
köprü olmak geçer
hiç degilse
içimden
III
Her aksamüstü oyuncakçi
camekanindan
çocuk ellerinin
izlerini
siler
DAG YOLU
benden kisadir boyun
bir köy otobüsünün
daga tirmanmasi
gibi uzanirsin
dudaklarima
katilmaz oldu nicedir yolumun
tozu dumanina
DAVET
Dürüst olalim beyler
Ilk adim sizden
Sökün savas gemilerinden
Can simitlerini
DENIZ
Yasli bir devrimci
düsürmez hiç agzindan
özgürlük kelimesini
ve yatmadan önce
bir bardak su yerine
denize birakir
takma dislerini
DEVRIM
Temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yil
kirlenen duvarda
ama görebilmek icin
asildigi çividen indirilmelidir
yapraklari biten takvim
Zorbalara direnmektir devrim
bir çocugun
annesinin çantasindan aldigi paralari
altina gizledigini
söylememistir dövülen
hiçbir hali
Içinde yasamaktir devrim
dikis kutusunun
ve toplu igneler gibi
bir arada olmayi gerektirir
karsi koyabilmek icin zulmüne
makas denilen patronun
Gece isiklar arasinda kosmaktir devrim
ates böceklerini
yakalamak isteyen çocuklarin
pesine takilir gün gelir
yanip sönen mavi isiklari
polis arabalarinin
Kagit bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çiksa da sonunda
tasidigi özgürlük siiriyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularinda
Kim bilir kaç yunus görmüs
kaç Deniz Gezmis...
DISI KUS
Kuru bir ot
gibi yasiyorum
gözlerden uzak
patika bir yolun
kiyisinda
Tek suçum
sap olamamak
baltanin
kanli oyunlarina
Ama yine de
umut dolu kalbim
belki bir disi kus
tasir beni diye
daldaki yuvasina
DR. CHE
Dünya böylesine güzel
olur muydu yine
diplomasini çerçeveleyip
para kazanma derdine
düsseydi Dr. Che
yüregini daglara asmak yerine
DUDAK PAYI
Çay bardaginda
Birakilan dudak payi
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakin olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanindaki beton binaya
Yaslanmasi gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktim
Çünkü beynime
Ve toplayip
Bütün kerpetenleri
Attim denize
DÜGME
Gözyaslari içinde
birkaç dakika aradi
kürtaj masasindan kalkarken
takilip kopan
dügmesini
ELISI
Savashaberleriyle dolu
renkli gazete sayfalarini
katlayip bir çocuk üstüste
kesiyor özene bezene
elindeki makas ile
Ve insanlar olusuyor kagittan
tutusmuslar elele
ESBER YAGMURDERELI
Kiz Kulesi'nin beyaz duvarina
Hezarfen'in düsen gölgesi
FAHISE
incitirim korkusuyla
yikarken
nasil da usulca
gezdirirdi ellerini
teninde annen...
FILIKA
Batmak üzere olan
bir gemide
panik içindeyken herkes
ne de çok sevinir
ipleri çözülen
filika
FILIKA
Batmak üzere olan
bir gemide
panik içindeyken herkes
ne de çok sevinir
ipleri çözülen
filika
GECEKONDU
Umut dolu
tarlakuslari
kentin kiyisina
hep gece
kondu
GIDERKEN (ÇUKUR)
Bilerek mi yanina
almadin giderken
basinin yastikta
biraktigi
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin dogrulugu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmisti
ki göbegimde durur
onun yoklugundan
bana kalan
çukur
GITME KAL
Batan günese dogru
Sürerken atimi
'Gitme kal'
Demeni bekliyorum
Ama yalnizca
Rüzgar çekistiriyor
atkimi
GIYOTIN
Andre chenier'nin basi Paris'te
göbegi Istanbul'da kesildi
GÖRÜLMÜSTÜR
Ne yak
Mektubun ucunu,
Ne sevgini
Sayfalar dolusu
Dile getir....
Zarfi kapatirken yalniz,
Kuytu dudaklarini
Çokça degdir.....
GÖZYASI
Ödünsüz bir sobanin
yaninda titreyen
çocugu görse yagmur
gözyaslarini odaya
tavanarasindaki delikten
usulca birakir
HARÇ
Bilemiyorum hangi gökdelenin
tuglalari arasindadir
elele yürüdügümüz
ve seni
ilk kez öptügüm
o kuytu kumsal
Ama duyarim
bir misir tarlasinin
yüregindeki telasi
görülünce dagin ardindan
kentin ilk gökdeleni
Daha kamyonlar dolusu
kum elenir
insaat önlerinde
ayiklanir deniz kabuklari
yok edilir gibi
bir cinayetin izleri
HEYKEL
Yalnizca ben bilirim
diktatör heykellerine
pislemek için
göç ettigini
dünyadaki bütün
kuslarin
HÜCÜM EMRI
Kum tanecigi
kaçti diye gözüne
emir veren generalin
iki dakika daha
çok yasadi insanlari
o sansli kentin
IHLAMUR
Birakti zeytin dalini
beyaz güvercin
ansizin bastirinca yagmur
umudu kesmisti ki askerler
çamur içinde
çikageldi bir serçe
gagasinda ihlamur
ISKELE
Iskelenin altina
siginan deniz
birak artik saklanmayi
savas gemileri
çoktan geçip
gitti...
ISKENCE
Ne zaman elektrik verilse
bedenimin tek bir hücresine
aydinlaniyor yurdumun
lambasiz bütün evleri
JILET
Kamaralarinda çiplak
kadin resimlerinin asildigi
savas gemisinden
bozma bir jilet
her tras olusumda
hem oksar
hem kanatir
tenimi
KAFATASI
Yurdundan çok uzaklarda
ölmüs bir askerin kafatasi
kendisini bulan
çocuklarin ellerinde
hiç bilmedigi oyunlara
alet oluyordu
ikinci defa.
KAGIT GEMI
Deniz kiyisinda
bir martiyla konusurken görüyormus
dostlarim beni sürekli
bir kaptanim çünkü
kagit gemilerden
emekli
Killari uzadikça ellerimin
unuttum kagitlardan
nasil gemi yapildigini
ki yasliliga uzanan
birer iskeledir parmaklarim
çözüldü uçlarindan
nice kagit geminin
palamari
Çocuklugumun tahta atini
bozarak yaptigim iskeleye
küçük bir kagit gemi
yanasir mi dersiniz
kazisam ellerimdeki
bütün killari ! ...
KANARYA
Yüzümdeki hüznün nedeni
dökülmesi degil saçlarimin
gün geçtikçe sesini
daha az dinledigimden
mahalle berberindeki
kanaryanin
KAYIP DALGA
Kimim ben
ve sakalindan bir tek kilin
müzelere giremeyecegine aglayan
köse bir peygamberden
nedir beni
ayiran
Hüzünlü bir çocuk yüzü müyüm
merdiven altindaki
bos raki siselerinin
hareketliliginden anlayan
babasinin eve gelip
gittigini
Bir cüce miyim yoksa
cenaze gününde
annesinin tabutuna
uzanamayisinin agirligini
hep omuzlarinda
tasiyan
Küçük odaya çikiyorum
tavan arasindaki
ve bir geminin
dümeni gibi çevirerek
istasyon dügmesini
kayboluyorum bir zamanlar
etrafinda ailece toplandigimiz
radyo dalgalari
arasinda! ..
KAZA SÜSÜ
Biri çikip öldürsün beni
ve kaza süsü versin
cansiz bedenime
nasil da sevinirdim
ilkokul pencerelerine bayrak asarken
dogdugum kazanin
her bayram öncesi süslenmesine
Çay bardagi biçiminde yontulsun
mezar taslarim
ve yasamdan bir tek yudum
bile alamayacagim için
üstlerine yatay olarak
bir de kasik
konsun
Ne basucuma
ne de ayak ucuma dikilsinler
biri sagimda
digeri solumda olsun
ki görenler
mezari sansinlar
bir çocugun
Peslerinde kosturarak papazi
kiliseden çaldiklari
günah çikarma kulübesinde
siir kurtulus örgütünü kuran
kenan evren lisesinden terk çocuklar
mutlaka gelirler cenazeme
her birinin elinde deniz yildizi
Üzülmeyin dostlarim
ezbere bilirim latince sözcüklerini
hayvanlar ansiklopedisinin
adini bilmemis olmaktan
utanmayacagim asla
tabutumun içine girecek
ilk böcegin
KEDI KIRIKLARI
Ortancasiyim üç kardesin
hiç tatmadigi için
acirken agabeyime
kiskanç gözlerle bakarim
iki insan sicakligi üstünden
dünyaya gelen
kardesime
Kutsal kitaplarda
aramam bosuna
bir isaret
bilirim ki kuslarin
silah sesinden
ürkmedigi gün kopacak
kiyamet
Bilemezsiniz yüregime neler oldugunu
nasil ki bir korsanin
denize attigi rom sisesini
limana demirleyen geminin
çapasiyla kirdigindan
hiçkimsenin haberi
olmuyorsa
Birbirinin üstüne
ters çevirerek içimdeki iskemleleri
uzaklasirim aranizdan
çarsida kaybolan bir çocugun
elinde soguyan
anne sicakligi
hiziyla...
KIRIK KIBRIT
Her kapi esiginde
çocuk mezari diye takildiginiz
45 numara ayakkabilarimla
içinde etleri çürüyen
bir çocuk cesedi tasidigimi
nasil da bildiniz
Hiçbir bardakta
dudak payi birakmadiniz bana
bir kasik sesini
bile çok gördünüz
sekersiz içerek
çaylarinizi
Bakarak yürüdüm oysa balkonlara
göz göze
gelebilmek için
çamasir ipinin arkasina astigi
iç çamasirlarinin
islakligina sürünerek
kanaryasini günese çikaran
bir kadinla
Yanima yaklasip kibrit istediginizde
issiz bir adaya düsen
yalniz adamin
dumani görülsün diye yaktigi
atesiydi sizlere
uzattigim
Ve siz
her seferinizde
sigaranizi yaktiniz
ama açiktan geçen gemiler gibi
yaniniza beni almadan
gittiniz! ..
KIRMIZI
Sevgilim kizma sakin
ve lütfen yanlis anlama
kirmizi rujunu sürünce
paramin yetmedigi
elma sekerleri
geliyor aklima
KIZ KURUSU
Pulsuz zarf gibisin
üstünde adresi
evde kaldin
n'aber kiz
kulesi
KOVA KALECI
Yedi kova su yeterliydi
sivas'taki atesi söndürmek için
oysa her biri
devlet dairesindeki kovalarin
üstüne yazili
alti harfli bir sözcüktü yangin
Yedinci kova
tasar engellenemez biçimde
çünkü emekçilerin
alin teriyle doludur
iste bu yüzden
sinek ölüleri yüzemez üstünde
Futbol takiminda mahallenin
kova kaleciydi lakabim
ilk kez sevinecektim buna
ama yalnizca
avuçlarima alabildigim suyu
bir kova gibi sivas'a tasiyamadim
G harfi bostur yangin kovalarinin
ki ortaya çikar
dolu olanlari okununca
madimak oteli'nin merdivenlerinde
kurtulmayi bekleyenler için
verilen karar: Yan in
Ve basinda anladim ki bir kuyunun
ipin ucunda
derinlerdeki suya uzanan
birer kova gibidirler
yanginlari söndürmek isteyen
daragacina asili devrimciler