ÇILE
Bu sehrin sokaklarinda her aksam yorgun
Sarisin kizlar dolasir.
Isimleri teker teker benim üstüme çikar
Sevdasini baskalari paylasir.
Bu sehrin evlerinde esmer kadinlar oturur.
Ates böcekleri gibi geceye karsi gerinir.
Baska delikanlilar uzanir yanlarina,
Elalem beni bilir.
Bilmiyorum, görmedim, duymadim, tanimadim
Bu sarisin kizlar kim, bu esmer kadinlar kim?
Birgün bu rezil sehrin rezil sokaklarina
Elveda diyecegim.
DEMEDIM MI?
Demedim mi bu hasret bitirir seni
Ay dolanir gider, yalniz kalirsin
Her gün yeni bastan dagilir, ufalirsin
Demedim mi yüregim sevme!
Iste ne gözyasi, ne yemin, ne söz....
Geri dönen hangi güvercinin var?
Senin hangi çiçegini sakladi bahar?
Demedim mi aklim, inanma!
Bir gün naza çeker kendini demedim mi?
Görmesen zindana döner bu sehir...
Görsen, umursamaz, aldirmaz kafir
Demedim mi gözlerim bakma!
Demedim mi bu ürperten sicaklik...
Bu taze güzellik kaybolur birgün?
Sonra bosu-bosuna aranir, dövünürsün
Demedim mi ellerim dokunma!
Demedim mi bir gün susar sarkilar
Sesine ses veren rüzgar olur...
istedigin kadar artik bekle dur...
Demedim mi kulagim duyma!
Birgün çikip gidecegi belliydi
Ayan-beyan belliydi anlayamadin.
Baska bir rüyada simdi o kadin
Demedim mi kollarim sarma!
Bütün çektiklerim senin yüzünden
Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden
Ah! simdi paramparça oldun binbir yerinden
Demedim mi gururum kirilma!
ELLERIN
Senin, ince uzun, beyaz ellerin
Yüregimi alan bir serinlik sanki
Al bir kadife üstünde ellerin dursa biraz
Tablolarin en güzeli olur inan ki.
Ellerini düsündüm geceler boyu
Ellerin içimde akip duran su
Ellerin, türküler uykular kadar güzel
Ellerin karanfil kokusu...
Misra misra beyit beyit ördügüm
Ellerindir düslerimde ayan beyan gördügüm
Uzat ellerini avuçlarima
Uzaktan bakmak mi yüz görümlügüm.
Atesim var, hastayim, sayikliyorum
Ellerin aklimda en güzel yorum
Koysan ellerini alnima biraz
Bütün atesimi alir diyorum.
Kapi, pencere, masa, duvar...
Odamin her yerinde ellerinden gölge var
Bir gün gelsen evime sasiracaksin
Açilacak birer birer kendiliginden kapilar
EMINE BACI
Ben Numanlar Köyü'nden Emine Baci
Yasim belki doksanbir,belki seksensekiz.
Ellerim ayaklarim bugdaylar kadar temiz
Yaz gelince dibeklerde çaresiz
Dövülen benim benim,benim!
Benim simdi harmanlarda savrulan
Kara topraklarda bugu,yetim ocaklarda duman
Seferberlik yillarindan beri dul kalan
Gelinim,gelinim,gelinim!...
Ben Numanlar Köyü'nden Emine Baci
Ürüzgarin erittigi karlara benziyorum.
Gayri söner odamda geceleri yanan mum
Yüregime bir ses verin diyorum
Inim inim,inim inim!...
Ben Numanlar Köyü'nden Emine Baci !
Tadim tuzum yok gayri,agzimda dilim aci
Varip hangi doktordan alsam ilaci
Ben kim,doktor kim,ben kim?...
Beni böyle ilmek ilmek dokuyup saran agri
Biliyorum gayri,ölüme çagri
Kuru dallar gibi Allah'a dogru
Uzar bes vakit ellerim,ellerim,ellerim!
Ben Numanlar Köyü'nden Emine Baci
Üzerime daglar gibi çile gelir de
Ya sabir çekerim evvel emirde
Bir kuru canim var çok sükür bir de
Bir yatak bir yorgan bir kilim.
Bir yatak bir yorgan bir kilim...
FARKINDAMISIN?
Farkinda misin? ...
Sevdigim Bilmem Farkinda misin?
Söylenmemis En Mübarek En Aziz,
Duygularla Çepeçevre Çaresiz,
Sana Baglandigimin Farkinda misin?
Demeden Yakin Irak
Bulutlarla Savrulup, Irmaklarla Akarak
Sana Anne Diyen Dilleri Kiskanarak
Kapina Geldigimin Farkinda misin?
Bütün Kadinlari Düsündüm Tek Tek
Sensin Benim Için En Güzel Örnek
Seni Dinleyerek Seni Görerek
Nasil Baglandigimin Farkinda misin?
Seni Göremedim Diye Bu Sefer
Içimde Bin Türlü Duygunun Isyani Var
Turnalarin Gökyüzünü Sevdigi Kadar
Seni Sevdigimin Farkinda misin?
GEL
Nasil aglamistin öyle aksam sokaklarda.
Birden nasil büyümüstü içimde yerin?
Japon türkülerine benziyordu gözlerin
Sen japon türkülerini bilmezsin...
Pisman oldum yaptigima o günden beri
Gel gitme çocuk!
Buruk bir aci çöker yüregime geceleri
Nereye bu hazin yolculuk
SEN PISMANLIGI BILMEZSIN...
Gözlerin olmasaydi, beni aglatmasaydi
Alip giderdim basimi uzak iklimlere yarin
Hani bahar gelince pembe güller açar ya
Senin de öyle mektuplarin.
Sarkilarin, türkülerin en güzel oldugu yerden
Ne olursun bir ses getir bana yetecek.
Seni güzelligin mi alip götürdü birden?
Ama bu yalnizlik beni hep kahredecek.
Burasi Istanbul mu böyle yosun kokulu?
Gel gitme vakit erken.
Gel Beyazit Kulesi'nden türküler söyleyelim.
Istanbul bu kadar güzelken
Simdi Japon türküleri söyleniyor gel!
Rüzgar gibi uzaklardan, yelken gibi denizlerden
Gel birakma sokaklarda böyle yapayalniz beni
ISTANBUL BU KADAR GÜZELKEN.
GÖZLERIN ISTANBUL OLUYOR BIRDEN
Seninle bir yagmur basliyor iplik iplik,
Bir güzellik doguyor yüregime siirden.
Martilar konuyor omuzlarima,
Gözlerin Istanbul oluyor birden.
Aksamlardan, gecelerden, senden uzagim
Siirlerim rüzgardir uzak daglardan esen
Durgun sular gibi azalacagim
Bir gün, birdenbire çikip gelmesen.
Sarkilarla geleceksin, duygulu, ince
Yalniz gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine degince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkusagi; günde bin kere
Senin için yeni bastan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel binecegim vapurlari kaçirmak
Yapayalniz kalmak iskelelerde.
Seninle bir yagmur basliyor iplik iplik,
Bir güzellik doguyor yüregime siirden.
Martilar konuyor omuzlarima,
Gözlerin Istanbul oluyor birden.
ISIMSIZ SIIR
Üstüme lapa lapa kar yagiyordu yeniden
Yeniden yüregim beyaz bir lale
Berrak sular, isiklar, çiçekler, renkler
Yeniden karsimda birer selale
Artik benim için ne ekmek, ne su
Sagimda, solumda vehim ordusu.
Ve hep onu, bulamamak korkusu
Soyundum yeniden büyük melale.
Bana alev gibi bir seyler yazdi
Sanki bastan basa siirdi, nazdi...
Kirk yil bile düsünsem olmazdi
Gelmezdi bu sevda akla, hayale.
Bitmis tükenmistim, efkarim çoktu
Salkim sögütlerden bir farkim yoktu
Yar beni yeni bir yarisa soktu
Su halime bir bakin: deli-divane!
Gönlüm nakis nakis renkli bir kilim
Bir kinali-güzel türküdür dilim
Yeminle anlatsam kim inanir kim
Içine düstügüm bu çilgin hale.
Karisip gitsem mi ebabillere
Adini versem mi karanfillere
Seslenip dursam mi sahillere
lale! lale! lale!
ISTE BÖYLE
Yalnizim.
Gündüzler, geceler boyu yalniz,
Ne elimden tutan dost, ne yüzüme gülen kiz
Dolasip durdugum sokaklar issiz.
Sokaklar unutturmaz yalnizligimi,
Bekarim.
Beklemez yolumu penceresinde karim.
Ne bir türkü duyarim bekar odamda ince
Ne daginik esyama deger kadin eli
Ne olurdu her aksam eve gelince
Masal gözlü bir çocuk 'Baba' desydi.
Rüyalar unutturmaz bekarligimi
Çirkinim.
Usandim tek basima türküler çagirmaktan
Biliyorum güzel degil gözlerim, dudaklarim
Içinizden çikip gitsem bir gün diyordum
Basladigim bütün türküler yarim
Öyle bakmayin yüzüme kahroluyorum...
Türküler unutturmaz çirkinligimi...
Üstelik sairim bilemezsiniz
Her aksam rüzgar gibi sokaklara düsürek
Elleri ceplerinde birisi gezer
Bir yürek tasi gögsünde duygulu, ürkek
Ceylan Yüregine benzer
Misralar anlatmaz sairligimi.
LALELI - AKSARAY
Yine aksam, yine gurbet, yine basimda efkar
Ve yine içimde sarkili sesin.
Gözlerimde çizgi çizgi duraklar
Duraklarda hayal- meyal senmisin?
Senmisin yanyana gezemedigim?
Ince sitemini sezemedigim
Sirrini bir türlü çözemedigim
Içimdeki çetin sual senmisin?
Bu nasil yürekten söylenmis makam?
Dinledigim bütün türkülerde gam
Laleli-Aksaray arasinda her aksam
Dinledigim tatli masal senmisin?
Ne derse aldirma simdi artik el
Gel bir aksam yine türkülerle gel! ..
Istanbul seninle çok daha güzel
Istanbul'dan güzel hayal senmisin?
Biliyorum seni türküler yakti,
Türkülü gözlerin islak islakti.
Simdi beni sokak sokak her aksam vakti
Dolastiran 'Disi kartal' senmisin?
Yine aksam, yine gurbet, yine basimda efkar
Ve yine içimde sarkili sesin.
Gözlerimde çizgi çizgi duraklar
Duraklarda hayal meyal senmisin?
LISELI KIZ
Benim de bir zamanlar sevdigim vardi
Beyaz dantel yakali liseli bir kiz.
Baglarda, bahçelerde, yaylalarda yeseren
Al karanfiller gibiydi askimiz...
Gülünce içimde rengârenk güzel,
Güller açilirdi iri.
Hani bilirsiniz ya yildizsiz siyah
Geceler gibiydi gözleri.
Bir mermer çesmeden akan su gibi,
Geçip gidiyordu günlerimiz.
Biz bize yasiyorduk kendi kaderimizi
Bütün yaratiklardan habersiz.
Ve yuvada beklesen sabirsiz, küçük
Serçeler gibiydik ikimiz.
Gözleri konusurdu susunca, mahzun:
'Seni seviyorum' derdi.
Sevdadan, gurbetten, hasretten yana
Sicak türküler söylerdi...
Üstelik bir ceylan gibi sebepsiz
Ürkek halleri vardi.
Ayrilik deyince oturup sessiz
Çocuklar gibi aglardi.
Bilmiyorum simdi kaç yil, kaç mevsim
Içli mektuplar yazdik.
Bazen yan yana yürür, beraber otururduk
Ama konusamazdik.
Ben görmedim simdi öyle diyorlar
Büyümüs artik liseli kiz, gelin olmus...
Unuttum her seyi diyormus
Ve her gece rüyâsini nur topu kadar güzel
sarisin çocuklari süslüyormus.
Görsem çocularini simdi diyorum
Bakamam yüzlerine çaresiz
Bana bakar çocuklar sessiz.
Çocuklari gözlerinden tanirim
Biliyorum, hiç birsey bilmezler ama
Bakamam, utanirim
ORDA BIR ÇOCUK ...BURDA BEN
Bir ana gülümserken yorgun ve güzel
Yüregi müjdelerle tüy gibi hafiflerken,
Orda, bir çocuk dogar simsicak dünyamiza
Burda ben...
Dal nasil , yaprak nasil, ekin nasil büyürse
Toprak nasil uyanirsa bir incecik yagmurdan
Orda bir çocuk büyür yumak yumak bir nurdan,
Burda ben...
Kostugu, atladigi, durdugu, uzandigi,
Düsüp kaldigi yerlerde gözbebegim var.
Orda, toz-toprak içinde bir çocuk aglar,
Burda ben...
Ne oyun oynamak ister, ne uyku ne su,
Ne elisi resimleri gönlünü alir.
Orda, bir uzak evde bir çocuk yetim kalir,
Burda ben...
Dokunsam, marti gibi uçup gidecek sanki,
Solgun yüzlü bir avuç kar.
Orda, bir gece yarisi, bir hasta çocuk sayiklar,
Burda ben...
Birden bire uyanir bir ana uykusundan,
Sapsari bir korkuyla bakakalir nefessiz.
Orda, sabaha karsi bir çocuk ölür sessiz,
Burda ben...
RESIM
Nerde tasa duymadan yasadigim o günler
Bereketin nerde Rabbim, rahmetin nerde
Çavdar ekmegi yenen kerpiç evlerde
Sorulan ben olurum.
Kimse duymaz çilesi tütmeyen ocaklarin
Tanrim ne olursun yüzümüze bak.
Dolasir sokaklarda dilenciler aç çiplak
Yorulan ben olurum.
Düsmez bir damla yagmur, kavrulur toprak
Ve çiplak ayaklar basamaz yere.
Dudaklari susuzluktan serha serha bin kere
Yarilan ben olurum.
Ve bütün yetimlerin yüregi bende sizlar
Aglar içimde her aksam isimsiz anasizlar
Oyuncaksiz, salincaksiz, kucaksiz çocuklara
Sarilan ben olurum.
Kalkmaz karanliklar üzerimizden
Ölüm kol gezer her yerde.
Ve kursunlar sikilir uzak köylerde
Vurulan ben olurum.
Ezanlar yükselir sonra minarelerden
Bütün camilerde sabir, el-pençe divan durur.
Secdeye varir alinlar, Kur’ân okunur
Durulan ben olurum
SANA GELDIM MEVLANA
Sana geldim Mevlana...
Düstüm yollara Fatiha'larla
Önümde yemyesil isiktan bir iz
Yikanmis yaprak gibi tertemiz
Sana geldim Mevlana...
Hersey öylesine magrur,sessiz,tertemiz
Geçmis asirlardan beri tertemiz
Bir el dokundurursam sandukalara
Uyanir Horasan erleri
Sana geldim Mevlana...
Divan durdum önünde,duygulu,sessiz
Içimde ne hasret,ne gül,ne bülbül
Simdi ezan nur alem,nur Konya
Iste sabir,iste ask,iste tevekkül
Sen bilirsin Mevlana...
Sana geldim Mevlana...
Ayet ayet Islam,nakis nakis Türk
Bir türbe içinde ne güzel mana
Serin bir rüzgarla çok uzaklardan
Sana geldim Mevlana...
SENI YAZDIM EBEM KUSAKLARINA
seni yasadiktan sonra anladim
bana sensin mahser nuru, kol-kanat
içimde sahlanip duran huysuz at
dizginsiz gemsiz degil!
unuttum gözyasi döken kadini
ördüm gerçek askin ruh mihrabini
bir yay gibi gerdim göge adini
gönül kubbem artik alemsiz degil!
benim neme gerek yildiz, dolunay
rahatliga paydos, çileye hayhay
ne kustüyü yatak ne ruhsuz saray
günlerim Ibrahim Etem'siz degil!
açilin açilin kalabaliklar
içerim zemheri, disarim bahar
bir alev halinde geçtigim yollar
Hallac-i Mansur'suz, Keremsiz degil!
uzaklarin daha uzaklarina
büyük zaferlerin nur tabakalarina
seni yazdim ebemkusaklarina
ellerim çaresiz, kalemsiz degil!
SEN SEN SEN
Bir dagbasi yalnizligi yasiyorum yeniden.,
Dagbasi yalnizligi ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..
Huzur ellerinin güzelligidir.
Gözlerin karsimda mutluluk denizi.
Her sabah soframizda ekmegimizi
Sen bölsen yeter..
Yüregim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumani gibi gözlerime her aksam
Sen dolsan yeter..
Bende çaresizlik sonsuz kördügüm.
Bende sabir sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düsümde biraz
Bir yüz görümlügü sen olsan yeter..
Duymasa da hiç kimse sâir gönlümün,
Sende karar kildigini...
Ve içimin serha serha yarildigini,
Sen bilsen yeter..
Bir gün duysan bittigimi, tükendigimi..
Çikip gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Egilsen yeter...........
SIVAS'TA YOKSUL ÇOCUKLAR
Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açiyorlar küçük esmer avuçlarini:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!
Hükümet konaginin yaninda biri
Bir kemik kalmis bir deri...
'Boya cila yimbes,boya cila yimbes' diye agliyor
Ve daha firça bile tutamiyor elleri.
Garipler Pazari'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çiglik dudaklarinda:
-Bos hamal!bos hamal!bos hamal!
Nane satan su satan yetim çocuklar
Sarki söyleyemediler günese aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...
Bezirci'de,Yüceyurt'ta Altintabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayaklari
Oyuncaklari çamurdan...
Ve günahkar çocuklar,suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarim dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz,bu günah bizim
Affedin bizi.
Gökteki yildizlar kadar sayisiz
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocuklari
Anladim farkiniz yok koparilmis basaktan!
Alin bu gözleri benden,alin bu yüregi artik
Utaniyorum yasamaktan.
SORU
Ellerin neden soguk,üsümüs müsün?
Gerçek misin,düs müsün?
Kar mi yagdi sokaklara,rüzgar mi esti?
Üsümüs müsün?
Odalari bir büyük sessizlik almis
Anladim ki artik her sey masalmis.
Dudaklarin açik kalmis.
Gülmüs müsün?
Neden yatiyorsun böyle upuzun
Gözlerin neden dalgin,yüzün neden öyle mahzun
Bir bilinmez yerinde uykumuzun
Ölmüs müsün?
SASIRDIM KALDIM ISTE
sasirdim kaldim iste! .....
sözde senden kaçiyorum dolu dizgin atlarla
bazen sessiz sedasiz ipekten kanatlarla
ama sen hep bin yillik bilenmis inatlarlarla
karsima çikiyorsun en soguk mimiklerle
adini yaziyorum buldugum firsatlarda
yüregimin basina noktalarla, hatlarla
basbasa kaliyorum sonunda hayallerle
sözde sana kosuyorum dolu dizgin atlarla
ne olur bir gün beni kapinda olsun dinle
öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle
çarpsan kara sevdayi en azindan yüzbinle
nasil baglandigimi anlarsin kemendinle
kaç defa çikip geldim buralara inatla
ama her dafasinda dönemedim seninle
hangi dügüm çözülür nazla, sitemle, kinle
ne olur bir gün beni kapinda olsun dinle
sasirdim kaldim iste bilmemki nemsin
bazan kizkardesimsin bazan öpöz annemsin
sultanimsin susunca; eksilmeyen çilemsin
orada ufuk çizgim, burada yanim yöremsin
beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin
çaresizim çaremsin,
sasirdim kaldim iste bilmemki nemsim
TURAN
-Sadik Kemal Tural kardesimize-
Ben Altay daglarindan koparak geldim
Yüregimde Türkistan'dan binbir nakis var.
Çok sükür aslim da neslim de belli.
Türküm müslümanim o daglar kadar.
Dokuz tug tasidim ben, dokuz davula vurdum.
Dokuz evliya gücüyle yürüdüm geldim.
Büyüdü benimle mübarek yurdum.
Ebed-müddet bu devleti ben kurdum.
Nevruz toylarimizda atesler tutusturdum.
Orhun'dan, Seyhun'dan, Ceyhun'dan geçtim.
Yol gösterdi kükreyerek bana Bozkurt'um.
Atimla hep yanyana gözelerden su içtim.
Baykal'da da çimdimben, Hazar Denizi'nde de
Topragima bagdas kurup oturdum.
Ben ki Alper Tunga'ya gönül verenlerdenim.
Yurt ugruna dolu dizgin gögüs gerenlerdenim.
Sonra durgun sulara Bismillahlarla.
Kilim seccadesini serenlerdenim.
Yani hem Alplerdenim, hem Alperenlerdenim.
Ben Türkmen'im, Özbek'im, Kazak'im, Kirgiz'im ben.
Azerbaycan Türkleriyle ayni kandanim.
Kipçaklari, Uygurlari askla duyanlardanim
Ben ki Tatarlardan, Gagavuzlardan
Çuvaslardan, Bozkurtlardan, Oguazlardanim.
Kalem de tuttum çok sükür, kiliç da, gül de.
Güvercin bakisli sicak türküler de söyledim.
Anlayan anladi kim oldugumu.
Aman dileyeni sevdim, öfkemi yendim.
Övdü büyük peygamber Istanbul Basbugumu
Kur'an'la da müjdelendim.
Sevsem gözbebegim olur ne varsa
Öfkelensem öfkem daglari ezer.
Dilim bazan sularim çaglamasina
Bazan da bülbüllerin sakimasina benzer.
Iste bilge Tomyukuk, Kültikin, Bilge Kagan
Hepsi birbirinden daha mübarek
Süzme asaletimin nurdan kefili
Iste Dede Korkut, kaftani ipek
Soyumun-sopumun bin yillik dili
Ve Yusuf Hashacib, Mahdum Kulu, Fuzuli
Hepsi de peygamber soyunca asil
Sonra Kasgarli Mahmut; gönlüme düsen çemre
Ali Sir Nevai, Gaspirali Ismail
Siiri bir bakraç süt gibi Yunus Emre.
Cengiz Aytmatov ki, Cengiz Dagci ki
Ayin ondördündenden sagilan huzur
Sabir Rüstemhanli... ruh kadar eski
Ve daha binlerce nur üstüne nur.
Servetim Buhari'nin, Yusuf Hamedanî'nin
Ahmet Yesevî'nin nur servetinden
Güzelligim, merhametim, sefkatim
Hep Sah-i Naksibent hazretlerinden.
Hunlardan, Göktürklerden alip getirdim.
Ipek ipligimi altin tigimi
Mintanima minyatürler isledim durdum
Selçuklu çinisine gönül mührümü vurdum.
Osmanli ebrusuyla süsledim yastigimi
Mustafa Kemâllerle yeni bastan dogruldum.
Kim demis 75 yasima bastigimi.
TÜRKIYEM, ANAYURDUM, SEBEBIM, ÇAREM!
Ben, kagnilarla yaylilarla büyüdüm geldim
Çocuk yüregimi yakan türküler dinleye dinleye.
Mahzun kagnilarla, nazli yaylilarinla
Ve tozlu yollarinla sevdim seni Türkiye!
O tezek topladigim kirlar, yaylalar...
Basina oturdugum, yemek yedigim atandir.
Türkiye'm, anayurdum, sebebim, çarem...
Tasina topragina vurgunlugum bundandir...
Aksam karanligiyla baslardi kurbagalar
Susar gökyüzü kadar, dinlerdim biteviye.
Gecemi besteleyen circir böceklerinle.
Kurbaga seslerinle sevdim seni Türkiye!
Bir Peygamber sofrasiydi soframiz:
Biraz tandir ekmegi, biraz çökelik...
Yoksullugunla da baglandim kaldim sana
Mecnunlar gibi üstelik.
Yagmurlar baslayinca, odalarimiz damlardi
Dizlerini döve döve aglardi anam.
Simdi kirkikindiler boyunca sirilsiklam
Küçük kerpiç evlerin çikmaz aklimdan!
Türkiye'm! Hasretim! Kinali türküm! ..
Içiçe güzellik, uç uca kahir
Yüregimi bin parçaya bölseler
Her parçasi yine seni çagrisir.
TÜRKISTANIM UNUTULDUN SANMA SAKIN!
Tiyan-San, Kadir-Gan ufuklarindan
Dinledigim ozanlarla....
Binlerce yildanberi söylenen destanlarla
Yine Türkistan'i andim
Öz yurdumu çarmiha germisler kirk yerinden
Unutmam bin yil geçse acisinin üzerinden
Vurulan bir ceylana yanar gibi derinden
Ulu Türkistan'a yandim.
Geldi kuruldu gönlüme, Ahmed Yesevi Pirimiz
Osman Batur'a kadar, anlatti birer birer...
Ben de, bütün Horasan Erleri'yle beraber
Yeni bastan Türkistan'a inandim.
Rüzgar savrularak sessiz sedasiz
Irmaklarla akarak...
Uçup giden güzelim kirlangiçlara bakarak
Türkistan'i hür sandim.
Görmeden, göstermeden Taskent'i, Buhara'yi
Urumçi'ye varmadan atsiz-pusatsiz...
Bir basima yorgun-argin, kolsuz-kanatsiz
Türkistan'a dost gönüller kazandim.
Tanrim, birgün acaba diyebilecek miyim;
-Vuslatin yüzüme nakisladigi nurla-
Bir komsu bahçesine uzanir gibi huzurla
Türkistan'in topragina uzandim.
ÜSKÜDAR TÜRKÜSÜ
Istanbul'da Üsküdar'li bir kiz var
Bir tramvay duraginda evleri
Sari kanaryalar, ak kanaryalar
Öter balkonunda geceleri...
Bulutsuz rüzgârlar gibi her sabah
Bir masal âleminden çikip gelirdi.
Ne adini düsünürdüm bir deniz kiyisinda
Ne adimi bilirdi.
Bir gün bulutlar geldi habersiz
Sonra incecikten yagdi üstüme
Büyüdü içimde zamanla yeri.
Iki misra gibi aldi gönlümü
Bir gül yapragindan güzel elleri
Bendim artik gölge gölge sokaklardaki
Öylesine mahzun, kaygili, ürkek.
Bendim her mevsim boyu simsicak
Sevdalar içinde vuran tek yürek
Bir gün baktim penceresi perdesiz
Yok odalarda çin çin sarki söyleyen sesi.
Yok balkonda artik ak kanaryanin,
Sari kanaryanin kafesi.
Benden sorun Üsküdar'in simdi her gece
Sokaklari kaç adim.
Bir gece yarisi düstüm yollara
Her köse basinda agladim.
YAGMUR GÜZELI
Yagmurlar yagmiyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakiyorum efkarlanarak
Çikip karsima sen geliyorsun
Saçlarin islanmis oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yasamak çok zor
Uzanip tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boslukta kaliyor.
Bir gün çikip gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yagmur yagacak
Cadde cadde,sokak sokak
Sayiklar gibi dolasip seni arayacagim
Beni bir köse basinda agliyor bulacaklar.
Saklamak zor olacak,çaresiz kalacagim
Seni sevdigimi anlayacaklar.
Üstüme yagmurlar yagacak
Ince bir dal gibi birden kopup kirilacagim
Kaldirim taslarinda sicakligim kalacak
Kahrolacagim.
Bu siiri yagmur yagarken yazdim
Ezanlar okunuyordu minarelerden
Seni düsünmeseydim yagmurlu havalarda
Sokaklara çikmayi göze almazdim.
Yagmurlar yagmiyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakiyorum efkarlanarak
Çikip karsima sen geliyorsun
Saçlarin islanmis oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yasamak çok zor
Uzanip tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boslukta kaliyor.
YALNIZLIK
Bir garip kimseydin bu sehirde,
Sevmezdin her aksam içenleri,
Ve kimse bilmezdi o zamanlar
Dügüm dügüm aklindan geçenleri
Bir esmer kiz severdin,
Siirler gibi,minyatürler gibi ince.
Için içine sigmazdi, konusamazdin
Çikip yanina gelince.
Efkarini dagitmiyor her gece,
Ard arda içtigin sigara
Ve basibos akan irmaklar gibi,
Dalip dalip gidiyorsun yollara.
Bütün sevdiklerin terkedip gitti,
Yapayalniz kaldin artik.
Dokunsalar aglarsin çocuklar gibi,
Büyüdü gözlerinde yalnizlik.
Biliyorum, böyle degildin önceleri,
Türküler söylerdin sicak.
simdi bir bekar evin var karanlik
Bir odan var aglayacak.